GENEL GEREKÇE
2024-2026 dönemi Orta Vadeli Programda;
Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak,
V Doğrudan vergilerin payını artırmak,
^ Yatınm, istihdam, üretim ve ihracatı teşvik etmek,
V Sürdürülebilir büyümeyi desteklemek,
V Kamu finansmamnı kalıcı kaynaklarla sağlamak,
hedefleri doğrultusunda temel vergi kanunlarının gözden geçirileceği belirtilmiştir.
Programda, vergi harcamalarının gözden geçirilerek, etkin olmayan istisna, muafiyet ve
indirimlerin kaldınlacağı tedbirine de yer verilmiştir.
Gelirler politikası ile ilgili bu tedbirler, öncelikli reform alanlarına yönelik düzenlemeler
arasında yer almaktadır.
Hazırlanan Kanun Teklifinde;
V Vergilemede güvenliğin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadele
V Vergi adaletinin güçlendirilmesi ve dolaysız vergilerin paymın artırılması
V Vergiye uyumun artıniması
V Bazı istisnaların kaldırılması, bazı istisnalann da uygulanma şeklinin değiştirilmesi
Cezaların ve tahsilat etkinliğinin artırılması
hedeflerine hizmet etmek üzere vergi mevzuatı ile ilgili kanunlarda düzenleme yapılmaktadır.
Vergi güvenliğinin sağlanmasma hizmet eden düzenlemelerin başmda, uluslararası
model kuralları ile uyumlu olarak çok uluslu şirketlerde asgari kurumlar vergisi (Küresel Asgari
Kurumlar Vergisi) uygulaması ve bu uygulamayla birlikte yerel asgari kurumlar vergisi
düzenlemeleri yer almaktadır.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) Matrah Aşındırma ve Kâr
Kaydırma (BEPS) projesi kapsanunda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 140 ülke
tarafından onaylanan mutabakat metnine göre yıllık konsolide hasılatı 750 milyon Avro eşiğini
aşan çok uluslu işletme gruplarımn düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve
işyerlerinin asgari bir tamamlayıcı vergilemeye tabi tutulması karan alınmış ve ülkeler
tarafından gerekli yasal düzenlemeler yapılmaya başlamimıştır.
Çok uluslu şirketlerde asgari kurumlar vergisi özetle, faaliyet gösterilen her bir ülke
bazında belirlenen efektif vergi orammn %15’in altmda olduğu durumda, o ülkede doğan
kârlara tamamlayıcı bir vergi uygulanmasıdır. Model, tamamlayıcı verginin alınmaması
durumunda grubun merkezinin bulunduğu ülkeye bu vergiyi ahna hakkı vermekte, grubun
merkezinin bulımduğu ülkenin de tamamlayıcı vergi almaması halinde gruba dahil şirketlerin
bulunduğu ülkeler tarafından tamamlayıcı vergi alınabilmektedir.
Ülkemizde faaliyette bulunan çok uluslu şirketlerden bu şekilde asgari vergi alınmaması
durumunda alınmayan vergi diğer ülkeler tarafından alınacaktır.
Teklifte, Kurumlar Vergisi Kanununa 13 maddeden oluşan “Yerel ve Küresel Asgari
Kurumlar Vergisi” başlıklı bölüm eklenmesi öngörülmekte, geçiş düzenlemelerinin yapıldığı
ilave bir geçici madde ile birlikte yeni bir müessese ihdas edilmektedir.
Çok uluslu şirketlerde asgari kurumlar vergisi uygulaması ile birlikte ülkelerin bir
güvenlik müessesesi olarak yerel asgari kurumlar vergisi düzenlemelerine de mevzuatlarında
yer verdikleri görülmektedir.
Malumları olduğu üzere, ülkemizde kurumlar vergisi genel oranı %25’dir. Beyan edilen
kazanç üzerinden indirim ve istisna uygulamalan nedeniyle hesaplanan ve ödenen kurumlar
vergisi bu oranın çok altmda kalmaktadır. Bu bağlamda, beyan edilen kazanç ile matrah
arasında bir bağ kurulmak suretiyle ödenmesi gereken asgari bir vergi ihdas edilmesi
önerilmektedir.
Aynca, yap işlet devret modeli ile kamu özel işbirliği projeleri kapsamında yürütülen
faaliyetlerden elde edilen kazançlara uygulanacak kurumlar vergisi oranı %30’a
çıkarılmaktadır.
Yine, ticari ve mesleki kazanç nedeniyle gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi
mükelleflerinin hasılatlarma yönelik düzenli şekilde yapılacak tespitlerin matrahları ile
kıyaslanması, elde edilen bulgular ile beyan edilen matrah arasmdaki uyumsuzlukların izaha
konu edilmesi yönünde ilave bir güvenlik müessesesi getirilmektedir.
Teklifte önerilen bir diğer vergi güvenlik müessesesi ise gelir ve kurumlar vergisinde
bazı ödemelerin tevkifat kapsamına alınabilmesi için yetki düzenlemesidir.
Söz konusu düzenlemeler, vergi güvenliğine, kayıt dışılıkla mücadeleye, vergi adaletini
güçlendirmeye ve dolaysız vergilerin payımn artınimasma katkı sağlayacaktır.
Bunlara ilaveten, vergi uyumunun artırılmasına ve kayıt dışılıkla mücadeleye katkı
sağlayacak şekilde vergi cezaları artınimakta ve uzlaşma müessesesi cezalar ile
smırlandırılmaktadır.
Daha önce vergi ödemelerinde uyumun artırılması amacıyla getirilmiş bulunan
“kamunun yaptığı ödeme ve işlemlerde ilgilinin vergi dairelerine borcu bulunup
bulunmadığımn aramimasına” yönelik müessesenin etkinliğinin artırılması sağlanmaktadır.
Teklifte, OVP’de yer aldığı şekilde indirim ve istisnaların gözden geçirilmesi sonucunda
bazı istisna ve indirimler kaldınimakta bazılanmn uygulama şekli değiştirilmektedir. Bu
kapsamda;
Yatmm fon ve ortaklıklarına tamnan istisna, bu fon ve ortaklıkların gayrimenkul
kazançlarının belirli bir kısmım kâr olarak dağıtmaları şartına bağlanmaktadır.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere tamnan kazanç istisnasının ihracat
gelirleri ile sınırlandırılması sağlanmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan bazı istisnalann revize edilmesi, bazı
istisnalarda indirim ve iade hakkının kaldırılarak doğrudan gider yazılmasının sağlanması
önerilmektedir.
Bu kapsamda, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan
hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV’nin, gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider veya
maliyet olarak dikkate alınması imkanı sağlanmakta ve devreden KDV’nin azaltılması
amaçlanmaktadır.
Devreden KDV’nin azaltılmasına imkan sağlamak amacıyla yapılan diğer bir
düzenleme ile beş takvim yılı süresince indirilemeyen ve sonraki dönemlere devreden BCDV
tutarlarımn, altıncı yılın başında özel bir hesaba alınarak mükellefin talebi üzerine yapılacak
vergi incelemesi sonucunda, incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar
vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınmasma imkan sağlanmaktadır.
Vergilendirmede vergiye uyumun artırılması amacıyla;
V Çalışanlara verilen hisse senedi opsiyonlarmda vergileme kolaylığı sağlanmasına,
^ İşletmelerin aktifinde yer alan kıymetli madenler ile kıymetli madenlere dayalı mevduat
hesaplarımn borsa rayici ile değerlenmesine
yönelik düzenlemeler de önerilmektedir.
Aynca, Kanun Teklifi ile yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan emeklilerimize ve
hak sahiplerine dosya bazında 10.000 Türk lirası olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutanmn
yükseltilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1-6183 sayılı Amme Alacaklannm Tahsil Usulü Hakkında Kanuna, 4/6/2008
tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklannm Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla eklenen 22/A maddesi ile bazı ödeme ve işlemler
sırasında Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun
bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğu getirilmesine ilişkin düzenleme yapılmış ve bu
maddede 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kammlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda, 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye
işletmelerinin her türlü ödemelerinde vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge
aramiması zorunluluğu getirmeye Hazine ve Maliye Bakanının yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Maddenin verdiği yetki çerçevesinde, bu idarelerin “mahkeme ilamları ve icra emirleri”
üzerine yapacaklan ödemelerde de bu zorunluluğun aramlacağma dair Seri:A Sıra No:l
Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenleme, Hazine ve Maliye Bakamna bu idarelerin “her
türlü Ödemelerinde” bu zorunluluğu getirebileceğine yönelik hükme rağmen, “mahkeme
ilamları ve icra emirleri üzerine yapılacak ödemelerin Bakana verilen yetki kapsamında
olmadığı” gerekçesiyle Danıştay kararıyla iptal edilmiştir.
Maddeyle bu idarelerce, mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri
üzerine yapılacak ödemelerde de borcu yoktur belgesi aranılması yönünde Hazine ve Maliye
Bakanına yetki verilmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 2- Mevcut uygulamada, hizmet erbabı ile yapılan sözleşmeler kapsamında,
hizmet erbabına, belirli bir süre işverene bağlı çalışılması, belirlenen performans ve benzeri
kriterlerin sağlanması kaydıyla, işverenin veya grup şirketlerinin pay senetlerinden bedelsiz
veya indirimli satın alma hakkı verilebilmektedir.
Hizmet erbabına bedelsiz pay senedi verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler, bu pay
senetlerinin hukuki ve ekonomik olarak tasarruf edilebilir olduğu tarihte, pay senedi alım hakkı
verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler ise bu hakkın fiilen kullamidığı tarihte elde edilmiş
sayılmaktadır.
Hizmet erbabına pay senedi verildiği durumlarda pay senedinin rayiç değeri, pay senedi
alım hakkı verildiği durumlarda ise hakkın kullanıldığı tarihteki pay senedinin rayiç değeri ile
hizmet erbabına maliyeti arasındaki fark, ücret olarak kabul edilmektedir.
Madde ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim
şirketi niteliğini haiz işverenlerce, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve
ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin verildiği tarihteki rayiç değerinin, hizmet
erbabmm o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarım aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna
tutulmaktadır.
Diğer taraftan, hizmet erbabına verilen hisse senetlerinin daha uzun süre elde
tutulmasımn teşvik edilmesi amacıyla, söz konusu istisnamn hizmet erbabı tarafından iktisap
edilen hisse senetlerinin elde tutulma süresine göre farklı oranlarda uygulanması
öngörülmektedir.
İstisna nedeniyle zamanında alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresinin, söz
konusu pay senetlerinin hizmet erbabı tarafından elden çıkarıldığı tarihi takip eden takvim yılı
başmdan itibaren başlaması sağlanmaktadır.
Ayrıca, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslan belirleme hususunda Hazine
ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
MADDE 3- Madde ile ticari veya serbest meslek faaliyetleri yönünden mükellefiyeti
olanların gerçek hasılatlannın tespitine yönelik vergi güvenlik müessesi ihdas edilmektedir.
Mükellefler nezdinde yapılacak yoklamalar neticesinde tespit edilen günlük hasılat
tutarlarımn ortalaması alınarak mükelleflerin aylık ve yıllık hasılat tutarlan tespit edilecektir.
Bu şekilde tespit edilen hasılat tutarlan ile mükelleflerin faaliyette bulunduklan döneme ilişkin
beyan ettikleri hasılat tutarlan karşılaştırılacak ve karşılaştırma sonucu bulıinan farkın %20’den
fazla olması durumunda mükellefler, Vergi Usul Kanununda yer alan “izaha davet müessesesi”
kapsamında izaha davet edilecektir.
Bu düzenleme, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacaktır.
Ayrıca, Cumhurbaşkamna %20 oranını artırma ve azaltma, Hazine ve Maliye
Bakanlığına, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslan belirleme yetkisi verilmektedir,
MADDE 4- Madde ile 6563 sayılı Kanun kapsamında, elektronik ticaret pazar
yerlerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarımn mal veya hizmetlerinin teminine yönelik
sözleşme yapılmasma ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcılanmn ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarımn, mezkur Kanun hükümlerine göre faaliyette
bulunan hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılanna faaliyetleri
dolayısıyla yaptıkları ödemeler vergi kesintisi kapsamına alınmaktadır.
Ayrıca, maddede yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlarına ilişkin gerçek
kişilere yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkamnca belirlenen sektör ve faaliyet konuları
dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılması öngörülmektedir.
Böylelikle, vergi güvenliğinin sağlanması ve kayıt dişiliğin azaltılması
amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan, maddenin sekizinci fıkrasında değişiklik yapılarak, Cumhurbaşkamna
birinci fıkranın (19) ve (20) numaralı bentleri kapsamında vergi kesintisine tabi ödemeler için
faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya
birlikte oran belirleme yetkisi verilmektedir.
MADDE 5- Anayasa Mahkemesi tarafından Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin
üçüncü ve müteakip fıkralannda yer alan; verilen sürede yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
halinde istenilen teminat tutannm teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmesi ve tahakkuk
ettirilen teminat alacağımn gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsiline yönelik
hükümlerin iptal edilmesi üzerine. Anayasa Mahkemesinin karannda yer alan gerekçeler de
dikkate alınarak madde metninde düzenlemeler yapılmaktadır. Yapılan düzenleme ile;
– Madde kapsamındaki mükelleflerden istenilecek teminatın üst sının belirlenmekte,
– Üçüncü ve dördüncü fıkralar kapsamında istenilen teminatın verilme süresi 30 günden
60 güne çıkarılmakta,
– Üçüncü fıkra kapsamında yükümlülüklerini öngörülen şekilde yerine getiren
mükelleflere teminatın iade edilmesi ve birinci fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi
itibari ile tahakkuk etmiş tüm vergi borçlarından sorumlu olmamaları sağlanmaktadır.
Ayrıca, madde metnindeki Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümlere atıf yapan
veya bu hükümlerle ilişkili olan hükümler de madde metninden çıkarılmaktadır.
MADDE 6-213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasımn (2)
numaralı bendinde yapılan değişiklikle, mevcut metindeki tahsilat ve ödemelerin tevsik
zorunluluğuna ilişkin yetkinin kapsamı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele amacıyla
genişletilmektedir.
Bımun yam sıra, bilgi teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, iktisadi ve ticari
faaliyetlerin yapılma şeklinde de yeni durumların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Diğer
taraftan elektronik ticaretin yanı sıra internet başta olmak üzere her türlü dijital ortam
aracılığıyla gerçekleştirilen reklam, ilan, satış ve kiralama gibi faaliyetlerin etkin bir şekilde
izlenmesi ve denetlenmesi^ kayıtlı ekonominin desteklenmesi ve haksız rekabetin Önlenmesi
bakımından son derece önemlidir.
Öte yandan, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
1/7/2022 tarihli ve 7416 sayılı Kanunla teknolojik gelişmeler ile dijitalleşmenin getirdiği yeni
imkânlar çerçevesinde değişiklik yapılmıştır.
Bu kapsamda söz konusu hususlar da dikkate alınarak maddeyle, Hazine ve Maliye
Bakanlıgmm elektronik ticaretin yam sıra internet dâhil olmak üzere her türlü dijital ortamın
reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullamidığı hallerde vergi
güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ticaret hizmet sağlayıcılar ile başkalanna ait iktisadi
ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ortam sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılar
ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların yanı sıra erişim sağlayıcılara, içerik
sağlayıcılara, yer sağlayıcılara ve sosyal ağ sağlayıcılara iktisadi ve ticari faaliyetlerine ilişkin
bildirim verme yükümlülüğü ile başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin
bildirime konu bilgiler ile içerik sağlayıcılar tarafından üretilen ya da sağlanan bilgilerin aracı
hizmet sağlayıcılar, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, erişim sağlayıcılar, yer
sağlayıcılar ve/veya sosyal ağ sağlayıcılar tarafından alınması zorunluluğu getirebilmesine
imkân sağlanmaktadır.
MADDE 7- Söz konusu maddeye eklenen ifade ile kıymetli madenler borsasında işlem
gören kıymetli madenlerin değerleme işlemlerinde değerleme ölçüsü olarak borsa rayicinin
kullamlabilmesi sağlanmaktadır.
MADDE 8- Bu madde ile kıymetli maden üretim ve alım-satımı ile iştigal eden
mükelleflerin aktiflerinde ticari mal olarak kayıtlı olanlar hariç olmak üzere, mükelleflerin
aktiflerinde tasarruf amacıyla tutmuş olduklan kıymetli madenler ile kıymetli maden ile olan
alacak ve borçlann borsa rayiciyle değerlenmesi sağlanmaktadır.
Dolayısı ile kıymetli madenlere dayalı fiziki ya da kaydi olarak açılan mevduat hesaplan
ile kredi hesapları da borsa rayici ile değerlenecektir.
Aynca, kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar
ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate almacaktır.
Bunun yam sıra, kıymetli madenlere dayalı olarak açılan mevduat hesaplan ile kredi
hesaplanndan kaynaklı alacak ve borçlann değerleme günü kıymetine ircasma ilişkin olarak,
mevcut uygulamada olduğu gibi 213 sayılı Kanunun 280, 281 ve 285 inci maddelerinde yer
alan hükümler geçerli olacaktır.
MADDE 9- Mevcut durumda faal mükellef olup, düzenli olarak beyanname veren
mükelleflerin vergilerini zamanında tahakkuk ettirmemesi ya da eksik tahakkuk ettirmesi
durumunda kesilecek vergi ziyaı cezasıyla, mükellefiyet tesis ettirmeksizin kayıt dışı faaliyette
bulunanlara kesilecek vergi ziyaı cezası aynı oranlara tabidir. Maddeyle, vergi dairesinin bilgisi
dışında mtikellefiyet tesis ettirmeksizin kayıt dışı faaliyette bulunmak suretiyle vergi ziyama
sebebiyet verilmesi durumunda, kesilecek vergi ziyaı cezasımn %50 artırımlı uygulanması
amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, aym vergi türü ve dönemine ilişkin daha sonraki bir tarihte
yeni bir tarhiyat yapılması durumunda da artırımlı ceza uygulanmaya devam edilecektir.
Örneğin, ticari kazancı dolayısıyla mükellefiyet tesis ettirmesi gerekirken kayıt dışı çalışan bir
kişi veya kurumun, mükellefiyet tesis ettirmediği dönemlere ilişkin gelir/kurumlar vergisi,
katma değer vergisi, gelir stopaj gibi vergiler nedeniyle kesilmesi gereken vergi ziyaı cezaları
%50 artınmlı olarak uygulanabilecektir.
MADDE 10- 213 sayılı Kanuna 353 üncü maddesinin birinci fıkrasımn (1) ve (2)
numaralı bentlerine ilişkin olarak yeni bir cetvel eklenmesi nedeniyle. Kanuna bağlı 2 adet
cetvel olacağından ve mevcut cetvele sayı tahsisi yapıldığından 352 nci maddede de ibare
değişikliği yapılmaktadır. Ayrıca, usulsüzlük cezalarına ait tutarlann belirlendiği Kanuna bağlı
cetvelde yer alan miktarlar her yıl yeniden değerleme oramnda artmakla birlikte, bu cezaların
yeniden belirlenmesi suretiyle caydırıcılığının artu-ılması amaçlanmaktadır.
MADDE 11- Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1), (2),
(6) ve (10) numaralı bentlerinde yer alan cezalar, her yıl yeniden değerleme oramnda artmakla
birlikte, bu cezaların yeniden belirlenmesi suretiyle caydıncılığımn artırılması amaçlanmıştır.
Aynca, yapılan düzenlemeyle, bir takvim yılı içerisinde mezkûr Kanunun 353 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentleri uyannca birden fazla Özel usulsüzlük
cezası kesilmesi durumunda caydıncılığı artırmak amacıyla artan ceza uygulamasının
getirilmesi amaçlanmıştır. Örneğin, vergi idaresi tarafından yapılan ilk tespitte mükellef
tarafmdan iki adet ödeme kaydedici cihaz fişinin düzenlenmediği anlaşılmıştır. Buna göre
mükellef hakkında iki adet 10.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Aynı takvim
yılı içerisinde aym mükellef hakkmda yapılan tespitte mükellefin üç adet ödeme kaydedici
cihaz fişi, bir adet fatura düzenlemediği tespit edilmiştir. Buna göre mükellef hakkında aym
takvim yılı içerisinde fatura yönünden birinci tespit yapılması nedeniyle 10.000 Türk lirasından
az olmamak suretiyle fatura bedelinin %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası, ödeme
kaydedici cihaz fişi yönünden ise ikinci tespit yapılması nedeniyle üç adet 20.000 Türk lirası
özel usulsüzlük cezasmm kesilmesi söz konusu olacaktır.
Bununla birlikte, Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasımn (1) ve
(2) numaralı bentlerinde sayılan belgeler yerine Vergi Usul Kanunu kapsamı dışında belge
düzenleyenlere 2 kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi, bu durumun idarenin bilgisine girmeden
önce belgeyi almak zorunda olanlar veya belge muhteviyatı işlemin muhatapları tarafindan beş
iş günü içerisinde bildirilmesi halinde ise Vergi Usul Kanunu kapsamı dışında belge
düzenleyenlere 6 kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi amaçlanmaktadır.
Öte yandan, 213 sayılı Kanımun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2)
numaralı bentlerinde sayılan belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunanlann maddede yer alan
yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde, bu durumun belge muhteviyatı işlemin
muhatapları tarafmdan beş iş günü içerisinde idareye bildirilmesi halinde bu kimselere ceza
kesilmemesi, belgeleri düzenlemeyen, eksik veya yamitıcı düzenleyenlere de özel usulsüzlük
cezasımn 3 katı uygulanması amaçlanmıştır.
Bunlara ilave olarak, 213 sayılı Kanunun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendinde sayılan belgeleri almayanlardan, Kanunun 232 nci maddenin birinci
fıkrasının 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışmda kalan kişilere kesilecek özel usulsüzlük
cezası yeniden düzenlenmiştir. Aynca, bu belgelerin düzenlenmediği, eksik veya yamitıcı
düzenlendiği hususunu idarenin tespitinden önce belgenin düzenlenmesi gereken tarihten
itibaren beş iş günü içinde söz konusu kişilerin idareye bildirmeleri durumunda bu kimselere
ceza kesilmemesi sağlanmaktadır.
213 sayılı Kanunun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı
bentlerinde yapılan değişiklik ile getirilen artan tutarlı ceza uygulamasında uygulanacak ceza
tutarları Kanuna eklenen bağlı 2 sayılı cetvel ile belirlenmektedir.
MADDE 12- Vergi Usul Kanununun 355 inci maddesinde düzenlenen damga vergisi
ödenmemiş kâğıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren
noterler adına kesilen özel usulsüzlük cezasmm her bir kâğıt için olan alt sınırı, her yıl yeniden
değerleme oranında artmakla birlikte, caydıncılığı artırmak amacıyla yeniden belirlenmesine
ihtiyaç duyulmuş ve madde ile söz konusu tutar artırılmıştır.
MADDE 13- Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinin birinci ve dördüncü
fıkralarında yer alan cezalar her yıl yeniden değerleme oranmda artmalda birlikte, bu cezalann
yeniden belirlenmesi suretiyle caydıncılığımn artırılması amaçlanmaktadır.
Aynca, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların bilgi değişimi hükümleri
kapsamında bilgi toplanmasını amaçlayan bir düzenleme olan 213 sayılı Kanunun 152/A
maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi
amacıyla madde hükmüne ekleme yapılmıştır.
Buna ek olarak, maddeyle yapılması öngörülen değişiklikle, elektronik ticaretin yanı
sıra internet dâhil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi
iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kendisine
bilgi verme yükümlülüğü getirilenlerin, bu yükümlülüklerine ilişkin olarak bildirimde
bulunmamaları ya da bildirimlerini eksik veya yamitıcı bir şekilde yapmaları durumunda
uygulanması gereken özel usulsüzlük cezasımn, bu mükelleflerin ekonomik ve ticari
büyüklükleri ile orantılı olması ve buna bağlı olarak da caydırıcılığı sağlayarak bildirimlerin
tam ve doğru bir şekilde yapılması temin edilerek kayıt dışı ekonomi ile mücadelenin
etkinleştirilmesi amaçlanmaktadır. Örneğin, madde hükmü gereğince bildirim yükümlülüğü
bulunan birinci sınıf tüccar, 100 adet ilan bilgisini bildirmesi gerekirken yaptığı 1 adet bildirim
ile 70 adet ilan bilgisi bildirmiştir. Buna göre, bildirim görevini eksik yerine getiren mükellef
adına, bildirilmeyen her bir ilan bilgisi için ayrı ayrı olmak üzere (30 adet) Kanunun mükerrer
355 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen miktarda özel usulsüzlük
cezası kesilecektir.
Bunun yam sıra, yapılan düzenlemeyle tevsik zorunluluğu kapsamında olup da bu
zorunluluğa uymayanlara uygulanan özel usulsüzlük cezasının artırılması suretiyle caydırıcılığı
artırmak amaçlanmış, bu zorunluluğa uymadan ödeme yapanların, durumu beş iş günü
içerisinde idarenin bilgisine girmeden bildirmesi durumunda bu kimselere ceza kesilmemesi
amaçlanmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile mükelleflerin mal
teslimi veya hizmet ifalanna ilişkin tahsilatlannm, kendi adına kayıtlı hesaplar yerine, başka
kişiler adına kayıtlı hesaplar aracılığıyla yapılması durumunda, başkalarının hesabım kullanan
ve kendi hesabını kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmektedir. Kişiler
adına kayıtlı hesap olmaksızın isim, kimlik numarası ve benzeri yöntemler aracılığıyla yapılan
tahsilatlar için de aynı ceza uygulanacaktır.
Benzer bir şekilde, mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı, ön
ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılarak yapılan
tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri
(POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri
kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin
önlenmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin teminat
tahakkuku ve tahakkuk eden teminatın gecikme zammı tatbik edilerek mükelleften takip ve
tahsilinin düzenlendiği üçüncü fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri ile dördüncü fıkrasının
üçüncü ve dördüncü cümlelerinin iptallerine karar vermiştir. Bu bakımdan Kanun hükmü
gereğince istenilen teminatı vermeyenlere veya tamamlamayanlara ceza uygulaması
getirilmektedir.
Yine maddeyle, gerek 3100 sayılı Kanun gerekse 213 sayılı Kanun uyarınca vergi
güvenliğinin sağlanması amacıyla kullamima zorunluluğu getirilen cihaz ve sistemler ile
nitelikleri belirlenen ya da onaylanan elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve
sistemleri üreten, ithal eden, bu cihazlara çeşitli hizmetler veren ödeme kaydedici cihaz üreticisi
veya ithalatçıları ile bu cihazlara ilişkin hizmet veren güvenli servis sağlayıcıları, bankalar,
elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, şarj ağı işletme lisansı sahipleri ve elektronik
defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından
herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilenler ile sipariş, satış, muhasebe, stok
takip vb. programlan kullandıran, teslim eden veya satan mükelleflere ilişkin olarak bunlar
tarafından yapılması, yapılmaması ya da yerine getirilmesi gereken hususlara aykırı
davrananlara, bunların ekonomik ve ticari büyüklüklerine uygun olacak şekilde özel usulsüzlük
cezası kesilmesi için düzenleme yapılması öngörülmektedir.
Son olarak, maddenin sonuna eklenen fıkra ile tek bir fiilin. Kanunun mükerrer 355 inci
maddesinde yer alan özel usulsüzlük cezasım istilzam eden birden fazla cezayı gerektirmesi
halinde bu cezalardan en agınmn kesilmesine ilişkin düzenleme yapılması amaçlanmıştır.
MADDE 14- Uzlaşma müessesesi kapsamında mükellefler ikmalen, re’sen veya idarece
tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları, vergi incelemesine dayamlarak tarh
edilecek vergiler ve bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalan ile kanunla belirlenen tutan
aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için uzlaşma talebinde bulımabilmektedir.
Düzenleme ile vergiye gönüllü uyumun artınlmasım teminen vergi aslı uzlaşma
kapsamından çıkarılmaktadır.
Vergi Usul Kanununda yer alan uzlaşma müessesesinde vergi aslı uzlaşma kapsammdan
çıkanidığından, yapılan düzenleme ile vergi aslına ilişkin hükümler Kanunun ilgili
maddelerinden çıkarılmak suretiyle gerekli değişiklikler yapılmaktadır.
MADDE 15- 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer
Kurum ve Kuruluşlann Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre; vergi
tahsilatını gerçekleştirmek, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek, bu konuda gerekli
çalışmalan yapmak, ihbar ve şikâyetleri değerlendirmek Gelir İdaresi Başkanlığının görevleri
arasında sayılmaktadır.
Başkanlığm bu görevleri kapsamında icra, tahsilat, yoklama ile yaygın ve yoğun vergi
denetimleri, hasılat tespitlerine yönelik denetimler, kıyı şeritleri ve şehirlerarası yollarda
yapılan denetimler ile sektörel denetimler gerçekleştirilmekte olup, vergi gelirlerinin
toplanması ve mükellefiyet ile ilgili olan bu iş ve işlemler hafta sonu ve genel tatil günlerini de
kapsayacak şekilde ve personelin görev yaptığı dairenin dışında gerçekleştirilmektedir.
Bu çerçevede normal mesai saati haricinde ve daire dışında fiilen çalışan personele bu
çalışmalarımn karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi amaçlanmıştır.
MADDE 16- Yapılan düzenleme ile mevcut uzlaşma başvurulanmn Vergi Usul
Kanununun değiştirilmeden önceki hükümlerine göre sonuçlandıniması amaçlanmaktadır.
MADDE 17- Mevcut istisna hükmünün düzenlenme gerekçesi, ülkenin deniz ve hava
ticaret filosunun geliştirilmesinin teşviki ve dış rekabete tahammül edebilecek duruma
getirilmesi iken zaman içerisinde istisnanın düzenlenme amacımn aşılarak gezi, eğlence, spor
ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullamlan taşıma araçlarına da istisna uygulandığı ve
vergi kaybına sebebiyet verildiği tespit edilmiştir. Yapılan düzenleme ile istisna hükmünün
düzenlenme gerekçesi ile uygulamamn uyumlu hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 18- 3065 sayılı KDV Kanımu uyannca, ulusal güvenlik kuruluşlarına milli
savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için yapılan teslim ve hizmetler ile engellilerin eğitimleri,
meslekleri ve günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar
programlanma teslimi KDV’den istisna olup bu malların yurt içi teslimlerinde uygulanan
mevcut istisnalar aym şekilde söz konusu malların ithalatında da uygulanmaktadır.
Ancak 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi uyannca ithal edilecek bazı
mallar ile taşıt araçlan bakımından ithalatta ilave bir istisna uygulanması, bu malların ithalatını
teşvik edici, yurt içi alımlarını ise caydırıcı mahiyettedir. Bu nedenle, yapılan düzenleme ile
belirtilen mallarm ithalatı ve yurt içi teslimindeki ithalat lehine olan uygulama farklılığı
giderilmekte ve KDV Kanunundaki mevcut istisna devam ettirilmektedir.
MADDE 19- Mevcut uygulamada şirketlerin birleşme, devir ve bölünme işlemleri
dolayısıyla faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve
indirilemeyen vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya
bölünen kurumlann varlıklarını devralan mükellefler tarafından indirim konusu
yapılabilmektedir. Faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerin bünyesinde
bulunan söz konusu sonraki döneme devreden KDV tutarlarmm gerçekliğine ilişkin herhangi
bir tespit ve araştırmamn bulunmaması, devralan mükellefler tarafından haksız KDV indirimi
ve iadelerine sebebiyet vermektedir. Yapılan düzenleme ile faaliyetini buakan, bölünen veya
infisah eden mükelleflerin bünyesinde bulunan söz konusu sonraki döneme devreden KDV
tutarlannın devralan şirkette indirilecek KDV olarak kullamlabilmesi için, bu KDV’nin
doğruluğuna ilişkin gerekli incelemenin Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı
süreleri ile bağlı olmaksızın yapılması ve inceleme sonucuna göre indirim hakkımn verilmesi
sağlanmaktadır.
MADDE 20- Türk Vergi Sistemi incelendiğinde gelir ve kurumlar vergisi
uygulamasında herhangi bir yılın zararı, en fazla izleyen beş takvim yılı veya hesap dönemi
kazancından indirim konusu yapılabilmektedir. Dolayısıyla mükelleflerin zaranmn süresiz
olarak izleyen yıl kazancından indirimi söz konusu değildir. KDV uygulamasmda ise
mükelleflerin mal ve hizmet alımları nedeniyle yüklendiği KDV’nin ilgili dönemde
indirilememesi halinde, bu KDV tutan sonraki döneme devretmekte, fakat devreden bu
KDV’nin hangi sürede indirim konusu yapılabileceğine ilişkin bir sımr bulunmamaktadır.
Teorik olarak 1985 yılından bugüne KDV mükellefiyeti bulunan bir mükellefin, 1985 yılında
yüklendiği KDV’yi 2024 yılında indirebilmesi mümkündür. Bu husus mükelleflerin devreden
KDV’sinin takibini güçleştirmekte ve devreden KDV’nin iadesinin yapıldığı işlemlerde haksız
KDV iadelerine sebebiyet verebilmektedir.
Aynca, defter ve belge saklama, tarh ve düzeltme işlemlerine ilişkin Vergi Usul Kanunu
ve Türk Ticaret Kanununda zamanaşımı süreleri bulunmakta olup bu sürelerin geçtiği
dönemlerin yüklenilen ve sonraki döneme devreden KDV tutarlan bakımmdan incelenmesi ve
kontrolü fiilen mümkün olamamaktadır. Bu da mükelleflerin devreden KDV tutarlarımn
doğruluğunun kontrolü açısmdan risk oluşturmakta, gerek Hazineye intikal edecek verginin
azalması gerekse haksız KDV iadesi gibi sonuçlar doğurabilmektedir.
3065 sayılı Kanunun 30 ve 58 inci maddelerinde yapılan düzenlemeler ile beş takvim
yılı veya daha fazla süreyle devreden KDV tutarlarının, indirim KDV hesaplarından çıkarılarak
Özel bir hesaba alınması, mükellefin talebine bağlı olarak yapılacak vergi incelemesi sonucuna
göre gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak di^ate alınması imkam sağlanmakta
ve devreden EDV tutannm azaltılması amaçlanmaktadır.
MADDE 21- 3065 sayılı Kanunda yer alan indirim ve iade hakkı tanınan istisnalar
zaman içinde genişleyerek, KDV sistematiğini bozan, sistemi karmaşıklaştıran, mükelleflerin
uyum düzeyini zayıflatan. Hazine kaybına yol açan ve devreden KDV tutannı arttıran bir hal
almıştır.
Devreden KDV tutarım azaltmak adına yapılan analizlerde, hizmet karakterli bazı
sektörlerde ödenmesi gereken KDV tutanm azaltmak, hiç ödememek veya iade almak amacıyla
gerçek bir yüklenime dayanmayan KDV’nin indirim konusu yapılması eğiliminin arttığı
görülmektedir.
Yapılan düzenlemeyle deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında
yapılan hizmetler iade hakkı tamnan istisnalardan çıkarılarak kısmi istisna kapsamına alınmak
suretiyle, bu istisna nedeniyle yüklenilen KDV’nin, gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde
gider veya maliyet olarak dikkate alınması imkanı sağlanmakta ve devreden KDV’nin
azaltılması amaçlanmaktadır.
MADDE 22- 3065 sayılı Kanunda Hazine ve Maliye Bakanlığma verilen yetki
çerçevesinde KDV genel tebliğleri ile iade usul ve esaslan belirlenmiştir. Bu tebliğler
kapsamında mükelleflerin iade talepleri işlem türlerine göre vergi inceleme raporu veya yeminli
mali müşavir (YMM) raporu ile yerine getirilmekte; mükellefler tarafından teminat verilmesi
halinde de teminat vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülmektedir.
Mükelleflerin iade taleplerine ilişkin eksiklik bulunması halinde haksız KDV iadesine
sebebiyet verilmemesi amacıyla iade, inceleme sonucuna göre yapılmaktadır. Bu sürecin
mükellefler tarafından yargıya intikal ettirilmesi üzerine mahkemeler tarafından vergi
incelemesinin KDV iade yöntemi olarak Kanunda açıkça belirlenmediği gerekçesiyle, inceleme
sonucu beklenmeksizin KDV iadesinin yerine getirilmesine karar verilmektedir. Mükelleflerin
KDV iade talepleri yerine getirildikten sonra, inceleme sonucunda haksız iade yapıldığının
tespit edilmesi halinde ise iadeyi alan mükelleflerin işletme faaliyetlerini sonlandırabildiği ve
üzerindeki mal varlığını devredebildiği görülmekte, bu durum haksız iade edilen KDV
tutarlanmn geri alınamaması sonucunu doğurmaktadır.
Yapılan düzenlemeyle mükelleflerin KDV iadelerinin doğru bir şekilde yapılması ve
haksız KDV iadesine sebebiyet verilmemesini teminen KDV iadelerindeki esas usul, vergi
incelemesi olarak belirlenmektedir.
Halihazırda maddede yer alan Hazine ve Maliye Bakanlığımn mükellefiyet süresi,
çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutan, vergisel ödevlerin zamamnda
yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya
kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri esas alarak
mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri
tespit etme yetkisi ise korunmaktadır.
MADDE 23- Türk Vergi Sistemi incelendiğinde gelir ve kurumlar vergisi
uygulamasında herhangi bir yılın zaran, en fazla izleyen beş takvim yılı veya hesap dönemi
kazancından indirim konusu yapılabilmektedir. Dolayısıyla mükelleflerin zararımn süresiz
olarak izleyen yıl kazancından indirimi söz konusu değildir. KDV uygulamasında ise
mükelleflerin mal ve hizmet alımları nedeniyle yüklendiği KDV’nin ilgili dönemde
indirilememesi halinde, bu KDV tutarı sonraki döneme devretmekte, fakat devreden bu
KDV’nin hangi sürede indirim konusu yapılabileceğine ilişkin bir sımr bulunmamaktadır.
Teorik olarak 1985 yılından bugüne KDV mükellefiyeti bulunan bir mükellefin, 1985 yılında
yüklendiği KDV’yi 2024 yılında indirebilmesi mümkündür. Bu husus mükelleflerin devreden
KDV sinin takibini güçleştirmekte ve devreden KDV’nin iadesinin yapıldığı işlemlerde haksız
KDV iadelerine sebebiyet verebilmektedir.
Aynca, defter ve belge saklama, tarh ve düzeltme işlemlerine ilişkin Vergi Usul Kanunu
ve Türk Ticaret Kanununda zamanaşımı süreleri bulunmakta olup bu sürelerin geçtiği
dönemlerin yüklenilen ve sonraki döneme devreden KDV tutarları bakımından incelenmesi ve
kontrolü fiilen mümkün olamamaktadır. Bu da mükelleflerin devreden KDV tutarlarının
doğruluğunun kontrolü açısından risk oluşturmakta, gerek Hazineye intikal edecek verginin
azalması gerekse haksız KDV iadesi gibi sonuçlar doğurabilmektedir.
Yapılan düzenleme ile 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine eklenen (f) bendi
uyarınca indirilemeyecek KDV olarak belirlenen ve beş takvim yılı süresince devreden KDV
tutarları, ertesi yılın başında özel bir hesaba alınmakta, özel hesaba alman tutarın bu tarihten
itibaren üç yıl içinde mükellefin talebi üzerine yapılacak vergi incelemesi sonucunda,
incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak
dikkate alınmasına imkan sağlanmaktadır. Söz konusu talep, sonraki döneme devreden KDV
tutarının özel hesaba alındığı takvim yılından başlamak üzere üç yıl boyunca yapılabilecektir.
Mükellefin talebi üzerine yapılacak incelemenin de en fazla bir yıl içerisinde tamamlanması
şarttır. Bu sürede talepte bulunulmaması halinde ise söz konusu KDV’nin gider yazılması
mümkün olmayacaktır.
Diğer taraftan, özel hesaba alman sonraki döneme devreden KDV ye ilişkin incelemede,
sahte belge veya muhteviyatı itibanyla yanıltıcı belgeden veyahut KDV mevzuatına göre
indirim hakkı bulunmayan işlemlerden kaynaklı herhangi bir indirimin bulımduğunun tespiti
halinde indirim şartlanm taşımayan bu tutarlarm gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir.
Söz konusu incelemenin tamamlanmasım müteakip, incelemenin bittiği takvim yılında
inceleme sonucunda bulunacak tutar söz konusu takvim yılınm gideri olarak dikkate alımr.
Bu düzenlemenin, mükelleflerin sonraki döneme devreden KDV tutarlarının indirim
yoluyla telafi edilebilmesine ilişkin öngörülebilirlik sağlamak amacıyla 1/1/2030 tarihi
itibanyla yürürlüğe girmesi amaçlanmaktadır. Bu suretle 2025-2029 takvim yıllarma ilişkin
vergilendirme dönemlerinin tamamında yer alan sonraki döneme devreden KDV tutarlarımn en
düşük olan tutarı, 1/1/2030 tarihinden itibaren indirim hesaplanndan çıkarılarak özel bir hesaba
alınacaktır. Aradaki dönemlerden herhangi birisinde mükellefin ödenecek KDV’nin bulunması
halinde, beş takvim yılımn hesabma ödenecek KDV çıkan dönemi izleyen takvim yılından
itibaren başlanacaktır. Mükelleflerin bu dönemlerden herhangi birisinde iade talep etmiş
olmasının bu hesaba etkisi olmayacaktır.
Ayrıca bu maddenin uygulanmasında vergi incelemesi dışında farklı usuller tespit etme
ve maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme hususunda Hazine ve Maliye
Bakanlığına yetki verilmektedir.
MADDE 24- 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili
afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum
ve kuruluşlan arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine
bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat
merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına
yapılan teslim ve hizmetler ile aym yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet
kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine
bağışlanacak konutlarm yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimlerinin 31/12/2025
tarihine kadar katma değer vergisinden istisna tutulmasına, bu kapsamdaki işlemler nedeniyle
yüklenilen verginin indirim ve iadesine imkan sağlanmaktadır.
MADDE 25- Serbest bölgelerdeki üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançların
tamamı, üretilen ürünlerin yurt içine ya da yurt dışına satılıp satılmadığına bakılmaksızm
kurumlar vergisinden istisnadn. Maddeyle, serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların
münhasıran yurt dışına yaptıkları satışlardan (ihracattan) elde ettikleri kazançların istisna
olması, yurt içine yaptıklan satışlardan elde edilen kazançlara tamnan istisnanm ise kaldırılması
öngörülmektedir.
MADDE 26- 4760 sayılı ÖTV Kanunu kapsamındaki malların yurt içi teslimlerinde
uygulanan mevcut istisnalar aynı şekilde söz konusu mallann ithalatında da uygulanmaktadır.
Ancak 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi çerçevesinde ulusal güvenlik
kuruluşlarmın ithal edeceği bazı mallar bakımından ithalatta ilave bir istisna uygulanması, bu
malların ithalatım teşvik edici, yurt içi alımlarını ise caydıncı mahiyettedir. Yapılan düzenleme
ile, söz konusu malların yurt içi teslimi ve ithalatında oluşan ÖTV uygulaması farklılıklannm
giderilmesi, belirtilen malların ithalat ve yurt içi alımlardaki mevzuat hükümlerinin birbiriyle
uyumlu hale getirilmesi sağlanmaktadır.
MADDE 27- Maddeyle, ÖTV Kanımuna ekli (III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan
bazı tütün mamullerinden alınmakta olan maktu vergi tutarına ilişkin asgari maktu vergi
tutannın %20’sine kadar olan sınırlama kaldırılarak, birim ambalajda bulunan mamul için
alınacak asgari maktu vergi tutan kadar maktu vergi alınabilmesine ilişkin yetki alınmaktadır.
MADDE 28- Kısa vadeli sigorta kollan prim orammn yeniden belirlenmesi ve
belirlenen %2,25 prim oranının %1,5’e kadar indirmeye ya da %2,5’e kadar artırma konusunda
Cumhurbaşkamna yetki verilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 29- Madde ile, yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan emeklilerimize ve
hak sahiplerine dosya bazında 10.000 Türk lirası olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutarımn
12.500 Türk lirasına yükseltilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 30- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna 1/3/2023
tarihli ve 7438 sayılı Kanunla eklenen geçici 95 inci maddesi ile 8/9/1999 (dahil) öncesinde
sigortalı sayılanlardan maddenin yürürlük tarihinden sonra ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı
bağlanması için talepte bulunarak aylık bağlananların aynı işyerinde sosyal güvenlik destek
primine tabi çalışmaya devam etmeleri halinde, istihdam piyasasında dalgalanma
oluşturmaması ve sosyal güvenlik destek primine tabi kayıtlı çalışmanın desteklenerek bu
sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin sosyal güvenlik destek primi maliyetinin
azaltılması için Hazineden karşılanacak destekle bu işverenlere beş puanlık prim indirimi
sağlanması amaçlanmıştı.
Geçici 95 inci madde ile getirilen düzenlemenin üzerinden bir yıldan fazla zaman
geçmiş ve emeklilik sebebiyle aktif çalışmasını sonlandırarak işten aynlan bu kişileri çalıştıran
özel sektör işverenlerinin ani iş gücü kaybından kaynaklı yaşayabilecekleri olumsuz durumlar
da zamanla ortadan kalkmıştır.
Geçici 95 inci madde ile getirilen düzenleme ile bu kapsamda sosyal güvenlik destek
primine tabi çalışanları istihdam eden özel sektör işverenleri bu destekten faydalanabiliyorken,
düzenleme öncesi veya sonrası yaş şartım da tamamlayarak emekli olup sosyal güvenlik destek
primine tabi çalışan kişileri istihdam eden özel sektör işverenleri ise bu destekten
faydalanamamaktadır.
Getirilen düzenleme ile emekli olduktan sonra emekli aylıkları kesilmeksizin sosyal
güvenlik destek primine tabi olarak çalıştırılanları istihdam eden işverenler arasındaki bu farklı
uygulamanm sona erdirilmesi, emekli olduktan sonra pasif durumdaki kişiler yerine aktif
işgücünün, gençlerin ve de emeklilikle ilgili çalışma sürelerini tamamlayamamış kişilerin
istihdamda daha çok yer bulabilmeleri, bu gayelerle istihdamı koruma ve artırma için
harcanacak kamu kaynaklarının daha doğru kullanımı amaçlanmıştır.
MADDE 31- 5510 sayılı Kanunun ek 19 uncu maddesinde yapılan düzenleme ile
malullük ve yaşlılık sigortasından ödenen aylıklar ve aylıklar ile birlikte her ay itibarıyla
yapılan ödemeler toplamının dosya bazında, 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci
maddesi uyannca yapılacak ek ödeme dâhil asgari … Türk lirası olarak belirlenmesi sebebiyle
söz konusu ödemelerin yapılabilmesi kapsamında Hazinece 2024 yılında karşılanacak fark
tutarımn finansmamnm sağlanması amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili
tertibine 2024 yılında ödenek eklenebilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmesine ilişkin
esaslar düzenlenmektedir.
MADDE 32- Maddeyle Kurumlar Vergisi Kanunımun istisnaları düzenleyen 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentlerinde değişiklik yapılmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasmm (d) bendinde sayılan
fon veya ortaklıklann kazançlan Türkiye’de kurulmuş olmalan şartıyla kurumlar vergisinden
istisna edilmiştir.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, sermaye piyasası kurumlan olarak
faaliyette bulunan söz konusu fon ve ortaklıklann temel fonksiyonlan arasında, yatırımcılanmn
hak ve menfaatlerini optimal seviyede tutarak piyasalann adil ve etkin bir şekilde çalışmasına
destek olması yer almaktadır. Bu fonksiyonun yerine getirilmesinde en cazip unsurlardan biri de
kar dağıtımıdır. Düzenli olarak kar dağıtımında bulunan fon ve ortaklıklar, hem yatınmcılanıun
kar beklentilerinin karşılanmasma katkıda bulunmakta hem de tasarruf sahiplerinin yatırım
güdülerinin artmasım sağlayarak bu alanlara daha fazla yerli ve yabancı yatınmcılarm gelmesini
teşvik etmektedirler. Yatırım fon ve ortaklıklanmn kazançlarımn vergilendirilmesine yönelik
dünya örnekleri incelendiğinde, bu kazançların vergiden istisna edilmesinin belirli koşullara
bağlandığı, bu koşullardan birisinin de dağıtılabilir kazancın belirli bir oramnm ya da belirli
alanlardan elde edilen kazançlann ortaklara kar payı olarak dağıtılması olduğu görülmektedir.
Bu bağlamda madde ile, taşınmazlara yatırım yapan fon ve ortaklıklann, ticari mal
niteliğinde olanlar dahil sahip olduklan taşınmazlardan elde ettikleri kazançlann %50’sinin,
maddede öngörülen süre içerisinde ortaklanna kar payı olarak dağıtmalan istisnamn temel
koşulu olarak düzenlenmektedir. Maddedeki taşınmaz kazançları ibaresinden; taşınmaz alım
satım kazançlan, kira gelirleri, taşınmaza dayalı hakların devir ve temlikinden elde edilen
kazançlar, taşınmaz inşaat projelerinden elde edilen gelirler, taşınmaz işletme gelirleri gibi
doğrudan taşınmazlardan elde edilen gelir ve kazançlann anlaşılması gerekmektedir.
Kar dağıtımma konu kazanç bahse konu taşınmazlardan elde edilen kazançlara yönelik
olup bu gelirler dışındaki kazançlann dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır. Kar dağıtım
şartımn sağlanmaması durumunda taşınmaz gelirleri dahil diğer tüm gelirler için istisnadan
yararlanılamayacaktır.
Faaliyet alam gereği portföyüne veya aktifine taşınmaz dahil edemeyen ve inşaat
projeleri yapamayan fon ve ortaklıkların bahse konu gelirleri bulunmayacağından, bu fon ve
ortaklıklar için kar dağıtımı şartı aranmayacaktır.
Aynca, birinci fıkramn (a) bendinde yapılan düzenleme ile kar dağıtım şartım
sağlamayan ve bu nedenle istisnadan faydalanamayan yatırım fon ve ortaklıklarından kar payı
elde eden kurumlarm, iştirak kazançlan istisnasından faydalanabilmesine imkan sağlanmaktadır.
MADDE 33- Madde ile 6563 sayılı Kanun kapsamında, elektronik ticaret pazar
yerlerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcılanmn mal veya hizmetlerinin teminine yönelik
sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcılanmn ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkur Kanun hükümlerine göre faaliyette
bulunan hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına faaliyetleri
dolayısıyla yaptıklan ödemeler vergi kesintisi kapsamına alınmaktadır.
Ayrıca, maddede yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlanna ilişkin tam
mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkamnca belirlenen sektör ve
faaliyet konuları dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılması öngörülmektedir.
Böylelikle vergilendirmede adalet ve etkinliğin artırılması, kayıt dışıhğm azaltılması ve
bu suretle vergi kayıp ve kaçağımn önlenmesine katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan, maddenin dördüncü fıkrasında değişiklik yapılarak, birinci fıkramn; (h)
bendi kapsamında vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibanyla,
(ı) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler,
iş gruplan, iş nevileri itibanyla ayrı ayn veya birlikte sıfıra kadar indirme ve kurumlar vergisi
oramna kadar yükseltme hususunda Cumhurbaşkamna yetki verilmektedir.
MADDE 34- Madde ile 6563 sayılı Kanun kapsamında, elektronik ticaret pazar
yerlerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarının mal veya hizmetlerinin teminine yönelik
sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcılarının ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarımn, mezkur Kanun htikümlerine göre faaliyet
gösteren ve Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunan dar mükellef hizmet saglayıcılanna
ve elektronik ticaret hizmet saglayıcılanna faaliyetleri dolayısıyla yaptıkları ödemeler vergi
kesintisi kapsamına alınmaktadır.
Ayrıca, maddede yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlarına ilişkin dar
mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanınca belirlenen sektör ve
faaliyet konulan dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılması öngörülmektedir.
Böylelikle vergilendirmede adalet ve etkinliğin artıniması, kayıt dişiliğin azaltılması ve
bu suretle vergi kayıp ve kaçağının önlenmesine katkıda bulımulması amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan, maddenin sekizinci fıkrasında değişiklik yapılarak, birinci fıkranın; (e)
bendi kapsamında vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet konuları ve Ödeme türleri itibarıyla,
(f) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler,
iş grupları, iş nevileri itibarıyla ayn ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirme ve kurumlar vergisi
oramna kadar yükseltme hususunda Cumhurbaşkamna yetki verilmektedir.
MADDE 35- Madde ile 3996 sayılı Kanuna göre yap-işlet-devret modeli çerçevesinde
gerçekleştirilen projeler ile 6428 sayılı Kanuna göre kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde
yürütülen projelerde faaliyette bulıman kurumlann kazançlan üzerinden %30 oramnda
kurumlar vergisi hesaplanması amaçlanmaktadır. Bu düzenleme ile anılan kurumların
münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlara değil; tüm faaliyet kazançlanna bu
oramn uygulanması sağlanmaktadır. Değişiklik hükmü söz konusu Kanunlara göre düzenlenen
sözleşmelere doğrudan taraf olan kurumlar için geçerli olup, taşeron sözleşmeleriyle alt
yüklenicilerin bu kapsamda yürüttükleri faaliyetlerden elde ettikleri kazançlarında, kurumlar
vergisi oramna yönelik genel hükümler geçerli olacaktır.
MADDE 36- Madde ile yapılan değişiklikle kurumlar vergisi mükelleflerinin
hesaplayacakları kurumlar vergisinin tespitine yönelik vergi güvenlik müessesi ihdas
edilmektedir.
Mevcut hükümler çerçevesinde kurumlann bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri
kazançlanna Kanunun 32 nci maddesinin birinci ila dokuzuncu fıkrası hükümleri ile 32/A
maddesinin uygulanması suretiyle tespit olunacak oramn tatbik edilmesiyle kurumlar vergisi
hesaplanmaya devam edilecektir. Ancak önerilen düzenlemeye göre hesaplanan vergi,
kurumlann indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancımn %10’undan az
olamayacaktır.
Bu hesaplamada; 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde düzenlenen tam mükellef
kurumlardan elde edilen iştirak kazançlan istisnası, emisyon primi kazanç istisnası, sahip
olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında (d) bendinde sayılan yatmm fon ve
ortaklıklarıma istisna kazançları, ristum istisnası, fînansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama
şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna, Türk
Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden elde edilen kazançlara
uygulanan istisna ile girişim sermayesi fonu indirimi ve korumalı işyeri indirimi dikkate
alınmayacaktır. Ayrıca, mikro ve küçük işletme tanımına giren kurumlar vergisi
mükelleflerinin teknoloji geliştirme bölgesi kazanç istisnası ile aynı işletmelerin Ar-Ge ve
tasanm indirimleri de hesaplamada kazançtan indirilecektir.
Maddedeki taşınmaz kazançları ibaresinden; taşınmaz alım satım kazançları, kira
gelirleri, taşınmaza dayalı hakların devir ve temlikinden elde edilen kazançlar, taşınmaz inşaat
projelerinden elde edilen gelirler, taşınmaz işletme gelirleri gibi doğrudan taşınmazlardan elde
edilen gelir ve kazançların anlaşılması gerekmektedir.
Üzerinden %10 kurumlar vergisi hesaplanacak kurum kazancı olarak ticari bilanço
karma veya zaranna kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve maddede öngörülen
istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar dikkate alınacaktır.
Ayrıca, payları Borsa îstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20
oranında halka arz edilen kurumların beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına uygulanan iki
puan indirim, ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlanna
uygulanan beş puan indirim ve sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal
eden kurumların münhasıran üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarına uygulanan bir puan
indirim nedeniyle ödenmeyen vergi ile maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığmdan alman teşvik belgeleri kapsamındaki yatırıma katkı tutarları ile sımrlı
olmak üzere, mükelleflerin kendi beyannameleri üzerinde Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A
maddesi hükmüne istinaden indirimli kurumlar vergisi uygulaması nedeniyle ödemedikleri
kurumlar vergisinin asgari vergi hesaplaması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar
vergisinden düşülmesi imkanı verilerek, mevcut indirimli oran haklan ile yatırım teşvik
belgeleri kapsamındaki haklannm korunması sağlanmaktadır.
Örneğin (A) A.Ş.’nin; ticari bilanço kan 1.000.000 Türk lirası olup iştirak hissesi satış
kazancı istisnası 800.000 Türk lirasıdır.
(A) A.Ş.’nin beyam üzerine (1.000.000-800.000) 200.000 Türk lirası matrah üzerinden
hesaplayacağı %25 oranındaki kurumlar vergisi 50.000 Türk lirasıdır.
Mükellef kurumun bu madde kapsamında indirim ve istisnalar düşülmeden önceki
kurum kazancının %10’u üzerinden hesapladığı vergi (1.000.000×0,10) 100.000 Türk lirasıdır.
Bu durumda, mükellef kurumun bu maddeye göre hesaplayıp ödemesi gereken kurumlar
vergisi 100.000 Türk lirası olacak ve 50.000 Türk lirası ilave kurumlar vergisi ödenecektir.
Bununla birlikte, ilk defa işe başlayan mükellefler için faaliyete başlanılan hesap
döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca bu madde hükmtinün uygulanmaması
sağlanarak, kuruluş aşamasım müteakip yatırımlanna yeni başlayan mükelleflerin bu
düzenlemeden etkilenmemesi sağlanmaktadır.
Maddeyle aynca, % 10 oranmı, sektörler, faaliyet konusu, iş kolları ya da üretim alanları
itibanyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirme veya bir katına kadar artırma hususunda
Cumhurbaşkanma, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslan belirleme konusunda da
Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
BöyleliMe, yapılan bu düzenlemeyle vergilemede adalet ve eşitlik ilkelerinin daha fazla
gözetilmesi sağlanmakta ve doğrudan vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içerisindeki
payının artırılması amaçlanmaktadır. Aynca, birçok Avrupa Birliği ile (OECD) üyesi ülkenin
uyguladığı kurumlar vergisi hesaplama yöntemlerine benzer nitelikte bir vergileme sistemi
getirilerek uluslararası sisteme de uyumun artmiması öngörülmektedir.
MADDE 37- Son yıllarda ekonomilerde artan dij halleşme ile birlikte birçok yeni iş
modeli ve faaliyet alanı ortaya çıkmış, teknolojik gelişmelerin getirmiş olduğu imkânlardan
faydalanmak suretiyle hareket kabiliyetleri artan kurumlar, farklı ülkelerde kolaylıkla faaliyette
bulunmaya başlamışlardır.
Yaşanan bu gelişmeler sonucunda, uluslararası kazançların vergilendirilmesine ilişkin
geçerli olan genel vergileme kurallarında bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu durum gerek
ülkeleri gerekse uluslararası kuruluşları, vergi sistemlerini revize etmek ve kazançların
ekonomik faaliyetlerin gerçekleştiği ve değerin yaratıldığı yerlerde daha adil ve asgari düzeyde
vergilendirilmesini sağlamak adına gerekli düzenlemeleri yapmaya yöneltmiştir.
Bu kapsamda, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) tarafından, belirli
hacmin üzerindeki çok uluslu işletmelerin kazançlarının vergilendirilmesine yönelik ortaya
çıkan sorunları ele alma hususunda bir dizi çalışma başlatılmış ve 2013 yılımn Eylül ayında
“Matrah Aşındırma ve Kar Kaydırma Projesi” (BEPS) adında bir eylem plam oluşturulmuştur.
Söz konusu eylem plamnda, çok uluslu işletmelerin uluslararası faaliyetlerinden elde edilen
kazançlarm vergilendirilmesine yönelik ülkelerin iç mevzuat hükümlerindeki tutarlılığın
sağlanması ve mevcut uluslararası standartlardaki temel gerekliliklerin güçlendirmesine
yönelik 15 alt başlıklı eylem belirlenmiştir.
Söz konusu alt başlıklı eylemlerden biri de “Ekonominin dij halleşmesinden
kaynaklanan vergi zorluklarının ele alınması” başlıklı konu olup, bu konuda, küresel gayri safi
hasılatın %95’inden fazlasını temsil eden İSO’dan fazla ülke tarafından, 8 Ekim 2021 tarihinde,
uluslararası vergilendirme kurallarında değişiklik yapmak suretiyle, çok uluslu işletmelerin
faaliyet gösterdikleri ve kazanç elde ettikleri yerlerde adil ve asgari düzeyde vergi ödemelerini
sağlamak adına iki sütunlu bir çözüm üzerinde uzlaşılmıştır.
Konu hakkında, detaylarına Matrah Aşındırma ve Kar Kaydırmaya İlişkin Kapsayıcı
Çerçeve (BEPS Kapsayıcı Çerçeve) tarafından onaylanan ve OECD tarafmdan yayımlanan
“Küresel Matrah Aşındırmanın Önlenmesine İlişkin Model Kuralları”, “Model Kurallara İlişkin
Yorumlar” ve “İdari Rehberlerde” yer verilen yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi, yukarıda sözü edildiği üzere çok uluslu işletmelerin vergilendirilmesine yönelik
sorunları ele almak üzere geliştirilmiştir. Sözü edilen kurallar, belirli ölçekte büyüklüğe sahip
çok uluslu işletmelerin faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki kazançları üzerinden asgari düzeyde
vergi ödemelerini ve böylece kar kaydırma teşvikini azaltmak suretiyle kurumlar vergisi
oranlanndaki aşağı doğru yönelime son vermeyi amaçlamaktadır.
OECD tarafmdan bu doğrultuda yürütülen çalışmaları müteakip, Avrupa Birliği ülkeleri
başta olmak üzere bazı G20 ve OECD üye ülkeleri, büyük çok uluslu işletme gruplarmm
küreselleşmenin avantajlarından yararlanarak ve karlanm kaydırarak aynı fırsatlara erişimi
olmayan küçük veya orta ölçekli işletmelere nazaran çok daha düşük vergi Ödemelerini Önlemek
adına iç mevzuatlarında düzenleme yapmaya başlamışlardır.
Bu minvalde, hazırlanan Kanun teklifi ile, farklı ülke uygulamaları ile OECD nezdinde
yayımlanan Model Kurallar ve Rehberler de dikkate alınmak suretiyle, dünya genelinde elde
ettikleri yıllık konsolide hasılatı 750 milyon Avro karşılığı Türk Lirasım aşan çok uluslu
işletmelere asgari düzeyde kurumlar vergisi uygulanmasını amaçlayan düzenlemeler
yapılmaktadır.
SÖZ konusu düzenlemelerle, artan küreselleşmenin bir sonucu olarak, ülkemizde
yaratılan değerler üzerinden elde edilen kazançlarm vergi cennetlerine doğru kaymasının önüne
geçilmesi, vergi matrahlarında aşınmaya neden olan uygulamaların asgari düzeye indirilmesi,
büyük çok uluslu işletmelerin faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki kazançları üzerinden asgari
düzeyde vergi ödemelerini sağlamaya yönelik oluşturulan uluslararası kurallara uyum
sağlanması ve çok uluslu işletmeler için öngörülebilir sonuçlar sağlayan, şeffaf ve kapsamlı bir
vergilendirme sisteminin uygulamaya koyulması amaçlamaktadır.
Anılan düzenlemeyle, büyük çok uluslu işletmelerin elde ettikleri kazançları üzerinden
hesaplanan toplam verginin asgari kurumlar vergisi oranına (%15) eşitlenmesini amaçlayan
ilave bir vergileme sistemi oluşturulmaktadır. Söz konusu vergileme, işletmelerin kazançları
üzerine doğrudan uygulanan bir vergi olarak tasarlanmamaktadır. Tam aksine söz konusu vergi,
ülke bazında hesaplanan bu kazançlann ilgili hesap döneminde efektif olarak asgari kurumlar
vergisi orammn altında vergilendirildiği durumlarda uygulanacaktır. Bu özelliği ile anılan
düzenleme, büyük çok uluslu işletme grupları için standartlaştırılmış matrah ve vergi hesaplama
teknikleri kullanan ve bunların her bir ülkede elde ettiği kazançlar üzerindeki efektif vergi
yükünü asgari kurumlar vergisi oranına eşitleyen “uluslararası asgari bir vergi” özelliği
taşımaktadır.
Bu bağlamda, anılan düzenleme kapsamında, mevcut düzenlemeler itibarıyla dört
kısımdan oluşan Kurumlar Vergisi Kanununa “Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar
Vergisi ve Geçici Maddeler” başlıklı beşinci kısım eklenmekte ve bu Kısımda Kanun
kapsamına giren çok uluslu işletmelerin mükellefi oldukları yerel ve küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinin konusuna, mükelleflerine, matrahına, vergi oramna, istisna ve
muafiyetlerine ve söz konusu verginin uygulanmasına yönelik diğer hususlan içeren
düzenlemelere yer verilmektedir.
Ek 1 inci maddeyle, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin konusu
belirlenmektedir. Buna göre, dünya genelindeki konsolide hasılatı maddede belirtilen hasılat
sınırım aşan çok uluslu işletme grubuna bağlı işletmelerin kazançlan, sözü edilen verginin
konusuna girecek olup, maddede ifade edilen konsolide hasılat ve konsolide finansal tablo
kavramlan “Kabul Edilebilir Finansal Muhasebe Standartlarındaki” açıklamalar dikkate
alınmak suretiyle tespit edilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında da hesap döneminin 12 aydan farklı olması durumunda
konsolide hasılat eşiğinin nasıl belirleneceği hususunda düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 38- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 2 nci maddeyle. Kurumlar
Vergisi Kanununa beşinci kısım olarak eklenen “Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı
Kurumlar Vergisi” Kısmında kullanılan bazı kavramlar tanımlanmaktadır. Söz konusu
kavramların tammlanmasmda OECD tarafından yayımlanan “Küresel Matrah Aşındırmanın
Önlenmesine İlişkin Model Kurallan”, “Model Kurallara İlişkin Yorumlar”, “İdari Rehberler”
ve “Kabul Edilebilir Finansal Muhasebe Standartlan”nda yer alan açıklamalardan da
faydalamimıştır.
MADDE 39- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 3 üncü maddeyle, yerel ve
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaf olanlar ile bu vergiden istisna tutulan
kazançlar belirlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasında vergiden muaf olanlar bentler halinde sayılmış, ikinci
fıkrada da birinci fıkra kapsamında olmamakla beraber fıkradaki bentlerde sayılan diğer
işletmelerin ve bunlarm işyerlerinin de söz konusu vergiden muaf olduğu belirtilmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasında, uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetinden elde edilen
kazançlar yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden istisna tutulmaktadır.
Altıncı fıkrada, uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetinin kapsamı belirlenmekte, yedinci
fıkrada da uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetiyle bağlantılı olarak gerçekleştirilen bazı
faaliyetlerden elde edilen kazançlann da bu vergiden istisna edilmesi sağlanmaktadır.
Son olarak maddenin sekizinci fıkrasında, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden
doğan zararlarm, istisna dışı kazançlardan indirim konusu yapılamaması hususu
düzenlenmektedir.
MADDE 40- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 4 üncü maddeyle, vergi yükünün
tespitinde dikkate alman düzeltilmiş kapsanan vergilerin hesaplanmasına yönelik hükümlere
yer verilmektedir. Kanunun bu Kısmında tammlanan vergi yükü kavramı, ilgili ülke için
hesaplanan düzeltilmiş kapsanan vergilerin kazanç toplamına bölünmesi suretiyle tespit
edilmekte olup, söz konusu vergi yükü oram yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi orammn tespiti açısından önem arz etmektedir.
Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında düzeltilmiş kapsanan vergilere ilişkin bazı
açıklamalara yer verilmiştir. Üçüncü fıkrada da düzeltilmiş kapsanan vergilerin; kapsanan
vergilere ilişkin olarak tahakkuk eden cari dönem vergi giderinin fıkradaki bentler uyarınca
düzeltilmiş tutarı, toplam ertelenmiş vergi düzeltme tutan ve finansal tablolardaki öz kaynak
değişim tablosu veya diğer kapsamlı gelir tablosunda gösterilen kapsama giren kazanç veya
zararlarla ilgili kapsanan vergilerdeki herhangi bir artış veya azalış tutarlarının toplamına eşit
olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Mezkur maddenin beşinci fıkrasında, ilgili ülkenin mevzuatında kurumlar vergisi
oramnın asgari kurumlar vergisi oram olan %15’in altında olması durumunda, Kabul Edilebilir
Finansal Muhasebe Standartlanna göre hesaplanan ve ertelenmiş vergi varlığı hesaplarına
alınan tutarlann, asgari kurumlar vergisi oram uygulanarak yeniden hesaplanacağı hususuna
yönelik açıklamalara yer verilmiştir. Altıncı fıkrada ise kurumlar vergisinin uygulanmadığı
ülkelerde bulunan işletmelere seçimlik bir hak tamnarak, zararların asgari kurumlar vergisi
oramyla çarpılması suretiyle tespit olunan tutarlan, sonraki hesap dönemlerindeki kapsanan
vergilerde dikkate alabileceklerine yönelik açıklamalara yer verilmiştir.
Öte yandan, maddenin diğer fıkralarında da; vergi yükünün ayn hesaplanacağı işletme
gruplarma, ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi hesaplanacağı durumlara ve
kapsanan vergilerin bağlı işletmeler arasındaki tahsisatına ilişkin hükümlere yer verilmektedir.
MADDE 41- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 5 inci madde kapsamında yapılan
düzenlemeyle, vergi yükünün tespitindeki oranlamada payda olarak dikkate alınacak işletme
bazlı kazanç veya zararın hesaplanmasına yönelik açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre
işletme bazlı kazanç veya zarar, işletmelerin finansal muhasebe net kazanç veya zararma
maddenin birinci fıkrasındaki bentlerde yer verilen düzeltmeler uygulanmak suretiyle tespit
olunacaktır. Maddenin üçüncü fıkrasında yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisine yönelik bir vergi güvenlik müessesesi ihdas edilmektedir. Bu kapsamda, aym grup
içerisindeki bağlı işletmeler arasındaki finansman temini işlemlerinde, borç alan bağlı
işletmenin bulunduğu ülkedeki vergi jmkünün asgari kurumlar vergisi orammn altında olması,
borç veren bağlı işletmenin bulunduğu ülkede ise vergi yükünün asgari kurumlar vergisi
oranının üstünde olması veya grup içi finansman nedeniyle oluşan faiz gelir ve giderleri dikkate
alınmaksızın hesaplanan vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oramnın üstünde olması
durumunda, borç alan bağlı işletme nezdinde katlamlacak ve işletme bazlı kazancın tespitinde
gider olarak dikkate alınacak faiz giderinin, borç veren bağlı işletmenin gelir olarak dikkate
aldığı tutarla sınırlı olması sağlanmaktadır.
Diğer taraftan maddenin dördüncü fıkrasıyla, alacaktan vazgeçme nedeniyle bağlı
işletmelerin kayıtlannda gelir olarak dikkate alman tutarların hangi durumlarda işletme bazlı
kazanç veya zararın tespitinde dikkate alınmayacağı belirtilmiş, beşinci fıkrada nitelikli ve
nitelikli olmayan vergi kredilerinin vergi yükünün tespitinde yapılacak oranlamada nasıl
dikkate alınacağı hususunda açıklamalara yer verilmiştir.
Maddenin diğer fıkralarında da; bağlı işletmeler arasında emsallere uygun olmayan
işlemlerin nasıl düzeltileceği, ana merkez ve ona bağlı işyeri arasındaki kazanç veya zararın
veya vergi şeffaf işletmenin kazanç veya zaranmn tahsisine yönelik düzenlemeler
bulunmaktadır.
Aynca maddenin son fıkrasında, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
oranının tespitinde önem arz eden vergi yükünün nasıl hesaplanacağına yönelik hükümlere yer
verilmekte olup, bu Kısmm hükümlerini uygulayan mükelleflerin yerel ve küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi oranım tespit edebilmeleri amaçlanmaktadır.
MADDE 42- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 6 ncı maddenin;
– Birinci fıkrasında, asgari kurumlar vergisi orammn %15 olduğu belirtilmiş,
– İkinci fıkrasında, asgari kurumlar vergisi oranı ile Ek 5 inci maddenin on birinci
fıkrasına göre tespit olunan vergi yükü oram arasındaki farkın küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi oram olduğu hüküm altına alınmış,
– Üçüncü fıkrasında, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahımn nasıl
hesaplanacağı hususunda açıklamalara yer verilmiş,
– Dördüncü ve beşinci fıkralarında, ilgili ülkeye ilişkin hesaplanan küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin ve bağlı işletmenin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinin tespitine ilişkin hükümler yer almış,
– Altıncı ve yedinci fıkralarında, vergi yüküne ilişkin geçmiş hesap dönemlerine yönelik
düzeltmelerin yapılmasının gerektiği durumlarda bu düzeltmelerin nasıl yapılacağı ve hangi
hesap dönemlerinde dikkate alınacağı belirtilmiş,
– Sekizinci fıkrasında, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
uygulamasında ve OECD tarafmdan bu konuya ilişkin yayımlanan “Model Kurallar”, “Model
Kurallara İlişkin Yorumlar” ve “İdari Rehberlerde” “De Minimis” kuralı olarak adlandırılan
ve yıllık hasılat ve kazanç ortalamalan fıkrada yer alan parasal sımrlann altında yer alan bağlı
işletmeler için ilgili dönem küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin sıfır olarak kabul
edilebileceği hüküm altına alınmış,
– Dokuzuncu fıkrasmda, güvenli liman olarak belirlenen ülkelerdeki küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin hesabına ilişkin hükümler yer almış ve Cumhurbaşkamna
güvenli liman olarak ilan edilecek ülkeleri belirleme hususunda yetki verilmiş,
– Onuncu fıkrasında ise fıkrada belirtilen koşulları sağlayan mükellefler için yetersiz
vergilendirilen ödemeler esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin beş
hesap dönemi boyunca sıfır kabul edileceği hüküm altma alınmıştır.
MADDE 43- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 7 nci maddeyle, küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi belirlenmektedir. Bu bağlamda, küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin gelirin dâhil edilmesi esası ve yetersiz vergilendirilmiş
ödemeler esasına göre belirleneceği birinci fıkrada hüküm altma alınmaktadır. İkinci ve üçüncü
fıkralarda ise gelirin dâhil edilmesi esası kapsamında; nihai ana işletme, kısmen sahip olunan
ana işletme ve ara ana işletme arasında verginin mükellefinin nasıl belirleneceğine yönelik
açıklamalar yapılmıştır.
Diğer taraftan maddenin beşinci fıkrasında, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinin diğer unsuru olan yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamındaki verginin
mükellefi tanımlanmaktadır. Altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarda ise bu esasa göre mükellef
olanlann ödeyecekleri verginin hesabına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
MADDE 44- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Ek 8 inci maddeyle yapılan
düzenlemede; küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi, verginin
tarhı, beyam ve ödenmesine ilişkin hususlar yer almaktadır.
Öte yandan aym maddede, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi
beyannamelerinin verilme zorunluluğuna ilişkin hükümler yer almakta olup,
Cumhurbaşkamna, nitelikli gelirin dahil edilmesi esası ile nitelikli yetersiz vergilendirilen
ödemeler esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerler
ile nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerleri belirleme; Hazine
ve Maliye Bakanlığına küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamelerinin
şekil ve muhtevası ile bu beyannamelerdeki bilgilerin diğer ülkelerle paylaşılmasındaki sınırları
behreme hususu başta olmak üzere fıkrada belirtilen diğer konuların uygulanması, hususımda
genel yetki verilmektedir.
MADDE 45- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ek 9 ımcu maddeyle, yerel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi belirlenmektedir.
MADDE 46- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ek 10 uncu maddede, yerel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi, verginin tarhı, beyanı ve ödenmesine
ilişkin hususlara yer verilmiştir.
Diğer taraftan maddenin beşinci fıkrasmda, aym çok uluslu işletme grubıma bağir yerel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi mükelleflerinden herhangi birinin ülkesel bazda
hesaplanan bu verginin tamamını kendi adına beyan edip ödemeleri durumunda, gruba bağlı
diğer işletmelerin bu verginin ödenmesindeki sorumluluklanmn ortadan kalkacağı ancak,
verginin tamamımn ödenmediği durumlarda, aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı tüm
mükelleflerin bu verginin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklan hüküm
altma alınmaktadır.
Maddenin son fıkrasıyla da yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi beyannamesinin
ve eklerinin şekil ve muhtevasını belirleme ile mükellefiyete ve diğer vergisel ödevlere ilişkin
usul ve esasları tespit etme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına genel yetki verilmektedir.
MADDE 47- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ek 11 inci maddenin birinci ve ikinci
fıkralarında, hesap dönemi içerisinde iki veya daha fazla grubun birleşmesi ile bir işletmenin
başka bir işletmeyle ya da bir grupla birleşmesi durumunda, ek 1 inci maddedeki hasılat
sımnnm nasıl belirleneceği hususunda açıklamalar yer almaktadır. Aym şekilde üçüncü fıkrada
da çok uluslu işletme grubunun iki veya daha fazla gruba bölünmesi durumunda, sonraki
dönemlerde ek 1 inci maddedeki hasılat eşiğinin nasıl tespit olunacağı konusunda belirlemeler
yapılmaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasında ise bir çok uluslu işletme grubunun parçası haline
gelmesi ya da bir çok uluslu işletme grubımım parçası olmaktan çıkarak başka bir çok uluslu
işletme grubtmun parçası olması gibi durumlarda, bu işletmelerin hangi dönemde ve hangi
grubun paçası olacağı hususları açıklanmaktadır.
Bununla birlikte beşinci, altıncı ve yedinci fıkralarda, işletmelerin vergili ve vergisiz
devirlerine ilişkin açıklamalara yer verilmekte ve işletmelerin yeniden yapılandıniması
uygulamasıyla yapılan devirlerde vergi ertelemesi müessesinin uygulanacağı, bu kapsamda
varlıkların ve borçların devredilmesi sonucu oluşan kazanç veya zararların, devreden bağlı
işletmenin işletme bazlı kazanç veya zararımn tespitinde dikkate alınmayacağı ifade
edilmektedir. Maddenin sekizinci fıkrasında da işletmelerin yeniden yapılandıniması kavramı
açıklanmaktadır.
Öte yandan maddenin dokuzuncu fıkrasında, iş ortaklıklannda küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin nasıl hesaplanacağı, onuncu fıkrada da kancalı bir yapı veya
çift üsteli bir düzenleme ile bir araya gelen iki veya daha fazla gruba bu Kısım hükümlerinin
nasıl uygulanacağı konusunda düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 48- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ek 12 inci maddeyle, yerel ve küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine yönelik özel vergileme halleri düzenlenmektedir. Bu
bağlamda maddenin;
– Birinci ve ikinci fıkralarında, şeffaf bir işletmenin nihai ana işletme olması durumunda
işletme bazlı kazancın nasıl tespit olımacağı,
– Üçüncü ve dördüncü fıkralarmda, vergilemede indirilebilir kar payı uygulamasımn ne
olduğu ve bu sistemin uygulandığı durumlarda işletme bazlı kazancın nasıl belirleneceği,
– Beşinci, altıncı ve yedinci fıkralarda kar dağıtımına dayalı vergileme sisteminin
uygulandığı durumlarda düzeltilmiş kapsanan vergilerin hesaplanması ve bu yöntemi kullanan
bağlı işletmelerin izlemeleri gereken kuralların ne olacağı,
– Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu fıkralarda ise yatırım işletmelerine yönelik bu
Kısımda yapılan hesaplamaların nasıl yapılacağı
hususlarında düzenlemeler yapılmaktadır.
MADDE 49- Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ek 13 üncü maddeyle, Hazine ve
Maliye Bakanlığına bu Kısmın uygulanmasına yönelik usul ve esasları belirleme hususunda
yetki verilmektedir.
MADDE 50- Düzenleme ile Kurumlar Vergisi Kanununa geçici 17 nci madde
eklenmekte, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulamasına yönelik
Kurumlar Vergisi Kanununa Beşinci Kısım olarak ihdas edilen vergileme kurallarıyla ilgili
geçiş hükümlerine yer verilmektedir. Bıma göre maddenin birinci fıkrasının;
– (a) bendinde, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin matrahında
indirim konusu yapılacak maddi duran varhklarm net defter değerlerinin oranları ile bağlı
işletmelerin çalışanlanmn brüt ücretlerinin oranlan 2032 hesap dönemine kadar yıllar itibarıyla
yeniden belirlenmektedir.
– (b) bendinde, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi beyannamesinin 2024
hesap dönemi için hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on sekizinci ayın son günü akşamına
kadar beyan edileceği ve verginin bu tarihe kadar ödeneceği hususu ile sonraki dönemlerde ilk
defa bu verginin kapsamına girenler için beyan ve ödeme yönünden de bu hükümlerin
uygulanacağı hususuna yer verilmektedir.
– (c) bendinde, 1/1/2024 tarihinden önceki işlemler nedeniyle finansal tablolarda
ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü olarak kayıtlara alman tutarlann bu Kısmın
uygulamasında nasıl dikkate alınacağı hususunda belirleme yapılmaktadır.
– (ç) bendinde, 30/11/2021 tarihinden sonra ertelenmiş vergi varlığı olarak dikkate
alman ve ülkesel bazlı kazanç ve zararın hesaplanmasına dahil edilmeyen işlemlerden
kaynaklanan tutarlann vergi yükünün tespitinde dikkate alınmayacağı hüküm altına
alınmaktadır.
– (d) bendinde, yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında ek 7 nci maddenin
beşinci, altıncı ve yedinci fıkralanndaki hükümlerin 1/1/2025 tarihinden itibaren elde edilen
kazançlara uygulanacağı ifade edilmektedir.
– (e) bendinde, geçici ülke bazlı rapor güvenli limanı uygulamasına ilişkin hususlara yer
verilmekte ve bendin alt bentlerindeki şartların sağlanması durumunda, 2026 hesap dönemi
somma kadar (hesap döneminin son günü 30/6/2028 tarihini geçenler hariç) yerel ve küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin sıfır olarak kabul edileceği hükümlerine yer
verilmektedir.
– (f) bendinde, kurumlar vergisi oranının en az %20 olarak uygulandığı ülkelerde
yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında hesaplanan verginin, 31/12/2025 tarihinden
önce başlayan (bu tarih dahil) ve 31/12/2026 tarihi itibarıyla sona eren hesap dönemleri arasında
sıfır olarak kabul edileceği hüküm altına alınmaktadır.
– (g) bendinde ise (e) ve (f) bentlerinde belirtilen şartları birlikte sağlayan çok uluslu
işletme gruplarının ilgili ülke için bahsi geçen bentlerde yer alan uygulamalardan herhangi
birini serbestçe seçebilecekleri belirtilmektedir.
MADDE 51- Yapılan düzenlemeyle, yurt dışma çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarından çıkış başına alman harç tutarı yeniden belirlenmekte, harcın her yıl yeniden
değerleme oranında artırılarak uygulanması sağlanmakta, aynca her yılın Ocak aymm onuncu
günü sonuna kadar yapılan yurt dışına çıkışlarda, bir önceki yılda o yılın sonu itibarıyla geçerli
tutar üzerinden harç ödemiş olanların bu ödemelerinin geçerli kabul edilmesi, artış tutarımn
aranmaması hususu düzenlenmektedir.
MADDE 52- Yürürlük maddesidir.
MADDE 53- Yürütme maddesidir.
VERGİ KANUNLARI İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 22/A maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “her türlü
ödemelerde,” ibaresi “her türlü ödemelerde (mahkeme kararlan ve icra dairelerinin ödeme veya
icra emirleri üzerine yapılacak ödemeler dâhil),” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 2- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Muaflık ve
İstisnalar” başlıklı ikinci kısmımn üçüncü bölümünün başlığı “Diğer Muaflık ve İstisnalar”
şeklinde değiştirilmiş ve mülga 17 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“Hizmet erbabına pay senedi verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde ücret istisnası
MADDE 17- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim
şirketi niteliğini haiz işverenlerce hizmet erbabma bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve
ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir
yıllık brüt ücret tutarım aşmayan kısmı gelir vergisinden istisnadır.
Şu kadar ki hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin; iktisap
tarihinden itibaren 3 tam yıl içerisinde elden çıkaniması halinde istisna edilen verginin tamamı,
4 ila 6 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %75’i, 7 ila 12 yıl
içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %25’i, vergi ziyaı cezası
uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir.
Bu şekilde istisna nedeniyle zamamnda alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi,
hizmet erbabma bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay senetlerinin hizmet erbabı tarafından
elden çıkanidığı tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlar.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 3- 193 sayılı Kanunun mülga 69 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespiti ve gelir vergisi matrahımn
belirlenmesi
MADDE 69- Ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle mükellef olanlara yönelik, Vergi
Usul Kanununun 127 nci maddesi kapsamında günlük hasılat tutarlarım tespit etmek amacıyla
bir ayda üçten, bir takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla bu madde hükümlerine göre
işlem tesis edilmek üzere yoklama yapılabilir.
Birinci fıkra kapsamında îdarece yapılan yoklamalar sonucu tespit edilen günlük hasılat
tutarlan ortalamasından hareketle aylık hasılat tutarı hesaplamr. Bu şekilde tespit edilen aylık
hasılat tutarlarının toplamı, tespit yapılan ay sayısına bölünmek suretiyle aylık ortalama hasılat
tutarı belirlenir. Aylık ortalama hasılat tutarı, faaliyette bulunulan ay sayısı ile çarpılmak
suretiyle mükelleflerin ilgili takvim yılı hasılatlan tespit edilir.
İkinci fıkra kapsamında tespit edilen hasılat tutarları ile;
a) Bilanço esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait gelir tablosunda yer
alan brüt satış tutarı,
b) İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait işletme hesap
özetinde yer alan dönem içinde elde edilen hasılat tutarı,
c) Serbest meslek kazanç defteri tutanlar için ilgili takvim yılma ait serbest meslek
kazanç bildiriminde yer alan gayrisafi hasılat tutan,
arasındaki fark %20’den fazla olan mükellefler Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesi
kapsammda izaha davet edilir ve izahın değerlendirilmesi mezkur madde hükmüne göre yapılır.
Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
Cumhurbaşkanı bu maddede yer alan oram bir katma kadar artırmaya veya sıfıra kadar
indirmeye, tekrar kanuni seviyesine getirmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslan belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 4- 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler
ve sekizinci fıkrasına “Farklı oranlar tespit edilmek suretiyle de kullamlabilir.” ibaresinden
önce gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“19. 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet
sağlayıcılarmm, Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılanna ve
elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden,
20. Cumhurbaşkamnca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve
hizmet ahmlarma yönelik yapılan ödemelerden,”
(19) ve (20) numaralı bentler kapsammdaki vergi kesintisine tabi ödemeler için
faaliyet konulan, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya
birlikte,”
MADDE 5- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın %
lO’undan az olmamak üzere” ibaresi “az ve 10 milyon Türk Lirasından fazla olmamak üzere
düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’u tutarında” şeklinde, üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde, dördüncü fıkrasımn birinci cümlesinde yer alan “girdiği tarihten
itibaren bir ay içinde” ibaresi “girmesini müteakiben yazıyla” şeklinde, “ve düzenlenmiş olan
sahte belgelerde yer alan toplam tutann % lO’undan az olmamak üzere yazıyla otuz” ibaresi
“az ve 10 milyon Türk Lirasından fazla olmamak üzere düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer
alan toplam tutarın % lO’u tutannda, altmış” şeklinde, beşinci fıkrasının üçüncü cümlesinde
yer alan “ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutann % lO’undan az olmamak
üzere” ibaresi “az ve 10 milyon Türk Lirasından fazla olmamak üzere düzenlenmiş olan sahte
belgelerde yer alan toplam tutann % lO’u tutannda” şeklinde değiştirilmiş, aym fıkranın son
cümlesi ve altıncı fıkrasımn son cümlesi, yedinci fıkrasımn son cümlesi, dokuzuncu fıkrasının
son cümlesi ile on birinci fıkrası yürürlükten kaldınimıştır.
“Birinci fıkrada sayılanların, mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret şirketleri ve
tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari %
10 ortağı olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara devrolunması halinde,
keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girmesini müteakiben birinci fıkrada yer alan şartların altmış
gün içerisinde yerine getirilmesi veya aynı süre içerisinde sayılan kişilerin statülerinin
sonlandıniması koşullarından birinin sağlanması bu mükelleflerden yazılı olarak istenir. Altmış
günlük süre içinde, şartların yerine getirilmemesi ve sayılan kişilerin statülerinin devam
ettirilmesi halinde, birinci fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk
etmiş tüm vergi borçları, mükellef müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere, bu kişilerden
6183 sayılı Kanun uyannca takip ve taiısil edilir. Ancak, altmış günlük süre içerisinde mezkûr
kişilerin statülerinin sona erdirilmesine yönelik yasal girişimleri başlatmış olan ve bu durumu
muteber vesikalar ile ispat ve tevsik eden mükellefler, bu yasal girişimler sonucunda birinci
fıkra kapsamındaki kişilerin statülerinin sona erdirilmesi şartıyla, söz konusu borçların takip ve
tahsilinde müşterek ve müteselsil sorumlu tutulmaz. Mezkûr kişilerin statülerinin altmış günlük
süreden sonra sona erdirilmesi durumımda, alınmış teminat mükellefin talebi üzerine, maddenin
yedinci fıkrasındaki süre ve şartlar aranmaksızın, başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla
mükellefe iade olunur.”
MADDE 6-213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasımn (2)
numaralı bendinde yer alan “Mükelleflere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve mükellef
olmayanlara,” ibaresi ve (7) numaralı bendinde yer alan “Elektronik ticarette” ibaresinden sonra
gelmek üzere “ve internet dâhil olmak üzere her türlü dijital ortamın alım, satım, kiralama, ilan
ve reklam gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde” ibaresi, “amacıyla elektronik
ortamda” ibaresinden sonra gelmek üzere “iktisadi ve” ibaresi, “ticari faaliyetlerine ilişkin”
ibaresinden önce gelmek üzere “, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara, erişim
sağlayıcılara, içerik sağlayıcılara, yer sağlayıcılara ve sosyal ağ sağlayıcılara iktisadi ve” ibaresi
eklenmiş, “ve/veya” ibaresi elektronik ticaret hizmet sağlayıcılara,” şeklinde, “elektronik
ticaret ortamını” ibaresi “ortam” şeklinde, “alım satıma” ibaresi alım, satım, kiralama, ilan
ve reklama” şeklinde, “bilgilerin aracı hizmet sağlayıcılan” ibaresi “bilgiler ile içerik
sağlayıcılar tarafından üretilen ya da sağlanan bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları, elektronik
ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, erişim sağlayıcılar, yer sağlayıcılar ve/veya sosyal ağ
sağlayıcılar” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7-213 sayılı Kanunun 263 üncü maddesinin birinci fikrasmda yer alan
“ticaret” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kıymetli madenler” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 8-213 sayılı Kanunun 274 üncü maddesinden sonra gelmek üzere 274/A
maddesi eklenmiştir.
“Kıymetli madenler
MADDE 274/A- Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici
ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa
değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas ahmr.
Bu madde hükmü kıymetli maden ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar
hakkında da caridir. Kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit
alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate ahmr.
Alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak, 280, 281 ve 285 inci
maddelerde yer alan hükümler bu fıkra kapsamındaki alacak ve borçlar bakımmdan da
geçerlidir.”
MADDE 9- 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Vergi kanunlarına göre mükellefiyet tesis ettirilmesi gerektiği halde bu zorunluluğa
uyulmaksızın vergi dairesinin ıttılaı dışında ticari, zirai veya mesleki faaliyette bulunmak
suretiyle vergi ziyama sebebiyet verilmesi durumunda, birinci, ikinci ve üçüncü fıkralara göre
kesilecek vergi ziyaı cezası yüzde elli artınlarak uygulamr. Aym vergi türü ve dönemine ilişkin
daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım
hükmü tatbik edilir.”
MADDE 10- 213 sayılı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan “bağlı cetvele” ibaresi “bağlı 1 sayılı cetvele” şeklinde, ikinci cümlesinde
yer alan “bağlı cetvelde” ibaresi “bağlı 1 sayılı cetvelde” şeklinde ve Kanıma bağlı “Usulsüzlük
Cezalarına Ait Cetvel” başlığı “1 Sayılı Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel” şeklinde, meveut
Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetveldeki miktarlar aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“1 Sayılı Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
Birinci derece İkinci derece
Mükellef Grupları usulsüzlükler usulsüzlükler
için (TL) için (TL)
1. Sermaye şirketleri 20.000 10.000
– Sermaye şirketleri dışında kalan birinci sımf
tüccar ve serbest meslek erbabı
3. İkinci sınıf tüccarlar 5.000 3.500
. Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle
gelir vergisine tabi olanlar
5. Kazancı basit usulde tespit edilenler 2.250 1.500
6. Gelir Vergisinden muaf esnaf 1.500 1.000”
MADDE 11- 213 sayılı Kanunun 353 üncü maddesinin birinci fikrasmın (1) numaralı
bendinde yer alan “1.000 Türk lirasından aşağı olmamak üzere” ibaresi “bir takvim yılı içinde
ilk tespitte 10.000 Türk lirasından, sonraki tespitlerde Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan
tutarlardan aşağı olmamak üzere” şeklinde, “500.000” ibaresi “10 milyon” şeklinde
değiştirilmiş, aynı bendin birinci paragrafına aşağıdaki cümleler eklenmiş, (2) numaralı
bendinde yer alan “1.000” ibaresi “bir takvim yılında ilk tespitte 10.000 Türk lirası, sonraki
tespitlerde Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tutarlarda” şeklinde, “50.000” ibaresi “1
milyon” şeklinde, “500.000” ibaresi “10 milyon” şeklinde değiştirilmiş, aynı bendin birinci
paragrafına aşağıdaki cümleler eklenmiş, (3) numaralı bendi aşağıdaki şekilde, (6) numaralı
bendinde yer alan “250.000.000 lira” ibaresi “100.000 Türk lirası” şeldinde, (10) numaralı
bendinde yer alan “75.000.000 lira” ibaresi “15.000 Türk lirası” şeklinde değiştirilmiş ve
Kanuna aşağıdaki 2 sayılı cetvel eklenmiştir.
“Tek tespitte aym neviden birden fazla belgenin düzenlenmediğinin tespit edilmesi durumımda
her bir belge için ayn ayn ceza kesilir ancak bu tespit, bu bent uyarmca kesilecek ceza
uygulamasında, Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tespit sayısımn belirlenmesinde bir adet
tespit olarak değerlendirilir. Şu kadar ki, bu bentte yer alan özel usulsüzlük cezasına tabi
fiillerin, belgeleri almak zorunda olanlar tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce belgenin
düzenlenmesi gereken süreyi takip eden beş iş günü içerisinde idareye bildirilmesi durumunda,
alıcı adına özel usulsüzlük cezası kesilmez. Bu bent kapsamındaki belgelerin
düzenlenmediğinin belgeyi almak zorunda olanlar tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce
belgenin düzenlenmesi gereken süreyi takip eden beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği
durumlarda, belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte yer alan özel usulsüzlük
cezası 3 kat olarak uygulamr. Bu bent kapsamındaki belgeler yerine bu Kanun kapsammda
olmayan belgelerin düzenlenmesi halinde, belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu
bentte yer alan özel usulsüzlük cezası 2 kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgelerin
yerine bu Kanun kapsamında olmayan belgelerin düzenlendiğinin belgeyi almak zorunda
olanlar tarafından beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği durumlarda, söz konusu belgeleri
düzenleyenler adına bu bentte yer alan cezalar 6 kat olarak uygulamr.”
“Tek tespitte aym neviden birden fazla belgenin düzenlenmediğinin tespit edilmesi durumunda
her bir belge için ayn ayrı ceza kesilir ancak bu tespit, bu bent uyarmca kesilecek ceza
uygulamasında, Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tespit sayısımn belirlenmesinde bir adet
tespit olarak değerlendirilir. Bu bent kapsamındaki belgelerin düzenlenmediğinin belge
muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce belgenin
düzenlenmesi gereken süreyi takip eden beş iş günü içerisinde idareye bildirilmesi durumunda,
belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte yer alan özel usulsüzlük cezası 3 kat
olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgeler yerine bu Kanun kapsamında olmayan
belgelerin düzenlenmesi halinde, belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adma bu bentte yer alan
özel usulsüzlük cezası 2 kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgelerin yerine bu Kanun
kapsamında olmayan belgelerin düzenlendiğinin belge muhteviyatı işlemin muhatapları
tarafından beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği durumlarda, söz konusu belgeleri
düzenleyenler adma bu bentte yer alan cezalar 6 kat olarak uygulanır.”
“3. 232 nci maddenin birinci fıkrasımn 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışında
kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende
satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarımn tespit
edilmesi halinde bunlara her bir belge için 5.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, bu bent uyannca kesilecek Özel usulsüzlük cezasımn toplamı bir takvim yılı için 50.000
Türk lirasını geçemez. Şu kadar ki, bu bent kapsamındaki kişiler tarafından, idarenin bilgisine
girmeden önce belgenin düzenlenmesi gereken tarihi takip eden beş iş günü içerisinde belgenin
düzenlenmediğinin idareye bildirilmesi durumunda, bunlar adma özel usulsüzlük cezası
kesilmez.”
“2 Sayılı Cetvel
353 üncü Maddenin Birinci 353 üncü Maddenin Birinci
Fıkrasının (1) Numaralı Bendi Fıkrasının (2) Numaralı Bendi
Ceza Miktarı (Asgari-TL) Ceza Miktarı (TL)
2. Tespit 20.000 20.000
3. Tespit 30.000 30.000
4. Tespit 40.000 40.000
5. Tespit 50.000 50.000
6. ve Sonraki 100.000 100.000′
Tespitler
MADDE 12- 213 sayılı Kanunun 355 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1
Yeni Türk Lirasından” ibaresi “40 Türk lirasından” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 13- 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin başlığına “107/A,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “152/A, 153/A,” ibaresi eklenmiş, aynı maddenin;
a) Birinci fıkrasımn; (1) numaralı bendinde yer alan “1.000” ibaresi “25.000” şeklinde,
(2) numaralı bendinde yer alan “500” ibaresi “12.500” şeklinde, (3) numaralı bendinde yer alan
“250” ibaresi “6.500” şeklinde, üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde, dördüncü cümlesinde yer
alan “1 milyon” ibaresi “10 milyon” şeklinde, son cümlesinde yer alan “Mükerrer” ibaresi
“152/A maddesi veya mükerrer” şeklinde değiştirilmiştir.
“Mükerrer 257 nci maddenin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi ile getirilen zorunluluklara
uymayanlar ile aym bent kapsamında bildirilmesi gereken alım, satım, kiralama, ilan ve
reklama ilişkin bilgileri bildirmeyen, eksik veya yamitıcı bildirimde bulunanlara, bildirilmeyen,
eksik veya yamitıcı bildirilen her bir alım, satım, kiralama, ilan ve reklama konu mal ve hizmete
ilişkin bilgi ve diğer yükümlülükler için (1), (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca özel usulsüzlük
cezası kesilir, bu şekilde kesilen özel usulsüzlük cezası her bir bildirim için 10 milyon Türk
lirasından fazla olamaz.”
b) Dördüncü fıkrasmın birinci cümlesinde yer alan “uymayan mükelleflerden” ibaresi
“uymayanların” şeklinde, “% 5’i” ibaresi “% lO’u” şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan
“kesilen mükellefler” ibaresi “kesilenler” şeklinde, üçüncü cümlesinde yer alan “770.000
TL’yi” ibaresi “20 milyon Türk lirasını” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“Tevsik zorunluluğuna aykırı bir şekilde ödeme yapanların durumu ödemeyi takip eden beş iş
günü içerisinde kendiliğinden idareye bildirmesi halinde, ödemede bulunan adına bu fıkra
uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmez.”
c) Dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatlann, banka ve benzeri finans
kurumları, ödeme kuruluşlan veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla
başkalanmn adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda, her bir işlem için bu
maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutann % lO’u nispetinde,
mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayn ayrı
özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra
hükmü uygulanmaz. Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük
cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasım geçemez.
23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartlan ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin
verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik
cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatlann, kendi
mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması
durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları
kullandıranlara ayn ayrı her bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel usulsüzlük
cezasının 3 katı uygulamr. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel
usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez.
153/A maddesinin üçüncü ve müteakip fıkralan uyarınca istenilen teminatın süresinde
verilmemesi veya tamamlanmaması halinde mezkûr fıkralar kapsamında verilmesi veya
tamamlanması gereken teminat tutan kadar, teminatı vermeyenler veya tamamlamayanlar adına
özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu ceza hakkında. Kanunun 376 ncı maddesi ile uzlaşma
hükümleri uygulanmaz.”
ç) Maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Ödeme kaydedici cihaz üreticisi veya ithalatçılan ile bu cihazlara ilişkin hizmet veren
güvenli servis sağlayıcılan, bankalar, elektronik para kuruluşlan, ödeme kuruluşlan, şaıj ağı
işletme lisansı sahipleri ve elektronik defter, belge ve kayıtlann oluşturulması, imzalanması,
iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda
yetkilendirilenler ile sipariş, satış, muhasebe, stok takip vb. programları kullandıran, teslim
eden veya satan mükelleflerden; bu Kanunun 149, mükerrer 242 ve mükerrer 257 nci maddeleri
uyarınca vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığınca nitelikleri
belirlenip onaylanan ve kullanma yükümlülüğü getirilen elektrikli, elektronik, manyetik ve
benzeri cihazlar ve sistemler haricindeki cihaz ve sistemleri veya kullanmaması gereken
elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri mükelleflere kullandıran,
teslim eden veya satanlara. Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre bu
cihaz ve sistemlerle entegre veya bağlantılı olarak çalışması gereken program, cihaz veya
sistemleri gerekli entegrasyonu veya bağlantıyı yapmadan kullandıran, teslim eden veya
satanlara. Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına bu cihaz ve
sistemler tarafından aktarılması gereken belge, bilgi ve verilerin aktarılmasım sağlayacak
sistemleri kurmayan veya 359 uncu maddenin (ç) ve (d) bendi kapsamına girenler hariç olmak
üzere bu sistemlerin gerçeğe uygun olmayan şekilde belge, bilgi ve veri aktarmasına sebebiyet
verenler ile elektronik defter, belge ve kayıtlann oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve
saklanması ile bunlara ilişkin sistem ve yazılım gereksinimleri hususlarında Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından belirlenen usul ve esaslara aykırı davrananlara her bir tespit için ayrı ayrı
olmak üzere birinci fıkramn (1) numaralı bendinde yer alan özel usulsüzlük cezasımn 10 katı
tutannda özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak bu fıkra uyannca bir takvim yılı içinde kesilecek
Özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez. Bu fikraya göre ceza
kesilmesini gerektiren fiillerin, aym zamanda 3100 sayılı Kanun uyannca usulsüzlük veya özel
usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmesi durumunda aynı fiillerden dolayı 3100 sayılı Kanun
uyannca aynca ceza kesilmez.
Tek bir fiilin bu maddede yer alan birden fazla özel usulsüzlük cezası kesilmesini
gerektirmesi halinde bu cezalardan en ağırı kesilir.”
MADDE 14- 213 sayılı Kanunun;
a) 112 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi;
uzlaşılan vergi miktanna, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağımn
imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanır.” cümlesi yürürlükten kaldınimıştır.
b) 376 ncı maddesinin birinci fıkrasımn (2) numaralı bendi yürürlükten kaldınimıştır.
c) Ek 1 inci maddesinin birinci fikrasmm birinci cümlesinde yer alan “vergilerle
bunlara” ibaresi “vergilere” şeklinde değiştirilmiş, “tarh edilen vergi ve” ibaresi, ikinci cümlesi
ile yedinci cümlesinde yer alan “vergi ve” ibareleri madde metninden çıkarılmış, ikinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “harçlann” ibaresi “harçlara ilişkin cezalann” şeklinde
ve üçüncü fıkrasında yer alan “tarh edilecek vergilerde” ibaresi “kesilecek cezalarda” şeklinde
değiştirilmiştir.
ç) Ek 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “vergi veya” ibareleri ve
üçüncü fıkrası ile dördüncü fıkrasında yer alan “tarhedilen vergiye veya” ibaresi madde
metninden çıkarılmıştır.
d) Ek 8 inci maddesinde yer alan “vergi ve” ibareleri madde metninden çıkarılmış, “112
ve 368 inci maddeleri hükümleri” ibaresi “368 inci madde hükmü” şeklinde, “8 numaralı bendi”
ibaresi “dördüncü fıkrası” şeklinde değiştirilmiştir.
e) Ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında
376 ncı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi hükmü dışında indirim uygulanmaz.”
ibaresi “uzlaşılan cezalar hakkında başkaca bir indirim uygulanmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve
ikinci fıkrasında yer alan “vergi ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “vergiler ve
bunlara” ibaresi “vergilere” şeklinde değiştirilmiş, “tarh edilecek vergi ve” ibaresi, ikinci
fıkrasımn son cümlesi ve üçüncü fıkrasında yer alan “verginin tarhından ve” ibaresi madde
metninden çıkarılmıştır.
MADDE 15- 213 sayılı Kanunun ek 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Fazla çalışma ücreti
EK MADDE 13- (1) Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı kadro veya pozisyonlannda
bulunan memur ve sözleşmeli personelden icra, tahsilat, yoklama ile yaygın ve yoğun vergi
denetimi işlemlerini fiilen daire dışında yapmakla görevlendirilen ve bu görevleri nedeniyle
normal mesai saatleri dışmda fiilen çalışanlara, bu şekilde çalıştıkları her bir saat için 160
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda fazla çalışma
ücreti ödenir. Bu ödemeden Hazine ve Maliye Bakanlığı kadrolarında olup aynı işlemler için
görevlendirilen; Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatında geçici görevli bulunan memurlar ile
gelir servisi bulunan malmüdürlüklerinde görevli memur ve sözleşmeli personel de aym usul
ve esaslar çerçevesinde yararlamr. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaz. Bu madde kapsamında ödeme yapılanlara, ödemenin yapıldığı günler
için diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmez. Bu fıkraya
göre her bir personel için ödenebilecek fazla çalışma ücreti ayda 50 saati ve fazla çalışma ücreti
ödenebilecek personel sayısı ise Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı kadro ve
pozisyonlannda bulunan toplam memur ve sözleşmeli personel sayısmm %20’sini geçemez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslan belirlemeye Gelir İdaresi Başkanlığı
yetkilidir.”
MADDE 16- 213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 35- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce uzlaşma talep
edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş, uzlaşma günü verilmiş ancak uzlaşma
görüşmesi yapılmamış ya da çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş veya uzlaşma talep
süresi geçmemiş olan vergi ve cezalara ilişkin bu Kanunun 112 nci, 376 ncı, ek 1 inci, ek 7 nci,
ek 8 inci, ek 9 uncu ve ek 11 inci maddelerinin bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştirilmeden
önceki hükümleri uygulamr.”
MADDE 17- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kammunun 13
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.
“(Bu bendin uygulanmasında gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde
kullanılan araçlar, özel tekne ve yatlar, deniz taşıma aracı olarak kabul edilmez.)”
MADDE 18- 3065 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasımn (b)
bendinde yer alan “167 nci maddesi [(5) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (7) numaralı fıkrası
hariç]” ibaresi “167 nci maddesinin birinci fıkrası [(3) numaralı bendi, (5) numaralı bendinin
(a) alt bendi, (7) numaralı bendi ile (12) numaralı bendinin (a) alt bendi hariç]” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 19- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c)
bendinin parantez içi hükmünde yer alan “mükerrer indirime yol açmayacak şekilde”
ibaresinden sonra gelmek üzere Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile
bağlı olmaksızın yapılacak vergi incelemesi sonucuna göre” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 20- 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“:Q Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi.”
MADDE 21- 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “13”
ibaresinden sonra gelmek üzere “[birinci fıkrasımn (b) bendi hariç]” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 22- 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına birinci
cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş ve mevcut birinci cümlesinde yer
alan “Maliye Bakanlığı” ibaresi “Şu kadar ki, Hazine ve Maliye Bakanlığı” şeklinde
değiştirilmiştir,
“Bu Kanun hükümleri uyannca iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade
taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi esastır.”
MADDE 23- 3065 sayılı Kanunun 58 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Şu kadar ki, bu Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasımn (f) bendi uyarınca
indirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma değer vergisi hesabından
çıkanlarak özel bir hesaba ahmr. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden katma değer
vergisinin, üç yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanununda
düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde
yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya
kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu suretle talepte bulunulmayan
katma değer vergisi gider yazılamaz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasında vergi incelemesi dışında
farklı usuller tespit etmeye, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.”
MADDE 24- 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇlCİ MADDE 45- 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle genel
hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı
devlet kurum ve kuruluştan arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu
idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür
ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazlarm inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve
kuruluşlarına 1/1/2024 tarihinden itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu yerlerde genel
bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluştan arasında imzalanan protokol
kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve
kuruluşlarma teslimi 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi
işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler bu
Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyannca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi
üzerine iade edilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 25- 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü
maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin ilk cümlesinde yer alan “imal ettikleri ürünlerin”
ibaresi “imal ettikleri ürünlerin yurt dışına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 26- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci
maddesinin birinci fıkrasımn (6) numaralı bendinde yer alan “167 nci maddesi [(5) numaralı
fıkrasının (a) bendi ve (7) numaralı fikrası kapsamında ithal edilen eşya ile (12) numaralı
fıkrasımn (a) bendi” ibaresi “167 nci maddesinin birinci fikrası [(3) numaralı bendi, (5)
numaralı bendinin (a) alt bendi ve (7) numaralı bendi kapsammda ithal edilen eşya ile (12)
numaralı bendinin (a) alt bendi” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 27- 4760 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasımn (b)
bendinde yer alan “tutarm %20’sine tekabül eden” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 28- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “% 2′ sidir.”
ibaresi “% 2,25’idir.” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci cümlesinde yer alan “oramna”
ibarelerinden sonra gelmek üzere “kadar” ibareleri eklenmiştir.
MADDE 29- 5510 sayılı Kanunun ek 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“10.000” ibaresi “12.500” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 30- 5510 sayılı Kanunun geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 31- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇlCİ MADDE 104- Ek 19 uncu madde uyarınca yapılacak ödemeler kapsamında
ortaya çıkan ödenek ihtiyacım karşılamak amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin
ilgili tertibine 2024 yılında ödenek eklemeye Cumhurbaşkam yetkilidir.”
MADDE 32- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasınm (a) bendinin son cümlesinde yer alan “elde edilen” ibaresi, “elde
edilen, (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilenler hariç,”
şeklinde değiştirilmiş ve (d) bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Bu istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıklann (emeklilik yatınm fonlan
hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin, elde edildiği
hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci
ayın sonuna kadar kar payı olarak dağıtılması şarttır. Bu süre içerisinde belirtilen orana kadar
karın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalamiması nedeniyle zamamnda
tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.”
MADDE 33- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
bentler ve dördüncü fıkrasında yer alan “dar mükellef olmasına göre” ibaresinden sonra gelmek
üzere birinci fıkramn; (h) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet
konuları ve ödeme türleri itibarıyla, (i) bendi kapsamında vergi kesintisine konu mal ve
hizmetleri ise faaliyet konulan, sektörler, iş gruplan, iş nevileri itibarıyla” ibaresi eklenmiştir.
“h) 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılanmn ve elektronik ticaret aracı hizmet
sağlayıcılarımn. Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılanna ve
elektronik ticaret hizmet sağlayıcılanna yaptıkları ödemelerden.
ı) Cumhurbaşkamnca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve
hizmet alımlarma yönelik yapılan ödemelerden.”
MADDE 34- 5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
bentler ve sekizinci fıkrasında yer alan “dar mükellef olmasına göre” ibaresinden sonra gelmek
üzere “, birinci fıkranın; (e) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet
konulan ve ödeme türleri itibarıyla, (f) bendi kapsamında vergi kesintisine konu mal ve
hizmetleri ise faaliyet konulan, se^örler, iş grupları, iş nevileri itibanyla” ibaresi eklenmiştir.
“e) 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet
sağlayıcılarının. Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla Türkiye’de işyeri veya daimi
temsilcisi bulıman hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları
ödemelerden.
f) Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin Türkiye’de
işyeri veya daimi temsilcisi bulunanlardan mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan
ödemelerden.”
MADDE 35- 5520 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve
emeklilik şirketlerinin” ibaresi “, emeklilik şirketleri ve 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı
Yatınm ve Hizmetlerin Yap-îşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptınhnası Hakkında Kanuna
göre yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilen projeler ile 21/2/2013 tarihli ve 6428
sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve
Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun hükümlerine göre kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde yürütülen
projelerde sözleşmenin tarafı olarak faaliyette bulunan şirketlerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 36- 5520 sayılı Kanuna 32/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.
“Yurt içi asgari kurumlar vergisi
MADDE 32/C- (1) 32 nci ve 32/A maddeleri hükümleri dikkate alınarak hesaplanan
kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancımn %10’undan az
olamaz.
(2) Yurt içi asgari kurumlar vergisi hesaplanırken birinci fıkrada belirtilen kurum
kazancından aşağıdaki istisna ve indirimler düşülür:
a) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (ç), (i), (j) ve (k) bentleri ile sahip oldukları
taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında (d) bendinde sayılan istisna kazançlar,
b) 10 uncu maddenin birinci fıkrasının; (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler,
c) 16/12/1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında vergiden
istisna edilen kazançlar,
ç) 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında tammlanan mikro ve küçük
işletmelerin istisna kapsammdaki teknoloji geliştirme bölgeleri kazançlan ile Ar-Ge ve tasarım
indirimleri.
(3) Birinci fıkra kapsamında hesaplanan yurt içi asgari kurumlar vergisinden, 32 nci
maddenin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları uyarınca indirimli oran uygulaması nedeniyle
alınmayan vergi ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığından alınmış olan teşvik belgelerindeki yatırıma katkı tutarlarının kullamiması
nedeniyle 32/A maddesi hükmüne istinaden ilgili hesap döneminde alınmayan vergi indirilir ve
ödenmesi gereken yurt içi asgari kurumlar vergisi belirlenir.
(4) Bu madde hükmü geçici vergi dönemleri için de uygulanır.
(5) îlk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan hesap
döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca bu madde hükümleri uygulanmaz.
(6) Bu maddede yer alan indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı
ibaresi, hesap dönemi sonundaki ticari bilanço karına kanunen kabul edilmeyen giderlerin
eklenmesiyle bulunan tutan ifade eder.
(7) Birinci fıkrada yer alan oram, sektörler, faaliyet konusu, iş kolları ya da üretim
alanlan itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya
Cumhurbaşkanı, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 37- 5520 sayılı Kanunun dördüncü kısım başlığı “Ortak Hükümler” şeklinde
değiştirilmiş. Kanuna 36 ncı maddeden sonra gelmek üzere kısım ve bölüm başlığı ile birlikte
aşağıdaki madde eklenmiştir.
“BEŞİNCİ KISIM
Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi ve Geçici Maddeler
BİRİNCİ BÖLÜM
Verginin Konusu, Tanımlar, Muafiyet ve İstisnalar
Verginin konusu
EK MADDE 1- (1) Nihai ana işletmesinin konsolide finansal tablosundaki yıllık
konsolide hasılatı, gelirin raporlandığı hesap döneminden Önceki dört hesap döneminin en az
ikisinde 750 milyon Avro karşılığı Türk lirası sınırım geçen çok uluslu işletme gruplannm bağlı
işletmelerinin ilgili hesap dönemindeki kazançları, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisine tabidir.
(2) Hesap döneminin 12 aydan farklı olması durumunda, hesaplanan konsolide hasılatın
bir yıla iblağ edilmesi ile tespit olunan tutar, birinci fıkra kapsamındaki hasılat sımnmn
tespitinde dikkate alınır.”
MADDE 38- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Tammlar
EK MADDE 2- (1) Bu Kısmın uygulamasında;
a) Ana işletme: Bir nihai ana işletmeyi, bir ara ana işletmeyi ya da kısmen sahip olunan
ana işletmeyi,
b) Ana merkez: Bir işyerinin finansal muhasebe net kazanç veya zararım fînansal
tablolarına dahil eden işletmeyi,
c) Ara ana işletme: Aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı başka bir bağlı işletmede
doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip olan bir bağlı işletmeyi (nihai ana işletme,
kısmen sahip olunan ana işletme, işyeri veya yatırım işletmesi hariç),
ç) Bağlı işletme: Bir gruba dahil olan herhangi bir işletmeyi veya bir ana merkeze bağlı
işyerini,
d) Çok uluslu işletme grubu: Nihai ana işletmenin bulunduğu ülke dışında en az bir
ülkede bir veya daha fazla işletmeye veya işyerine sahip olan bir işletme grubunu,
e) Gayrimenkul yatırım aracı: Ağırlıklı olarak taşınmazlara yatırım yapmak suretiyle
hak sahiplerine gelir sağlamayı amaçlayan ve işletme veya hak sahibi bazında tek aşamalı
vergilemenin yapıldığı işletmeleri,
f) Grup: Ortaklık ilişkisi ya da kontrol gücüyle birbirine bağlı olan ve varlıkları,
yükümlülükleri, gelir ve giderleri ve nakit akışlarına nihai ana işletmenin konsolide finansal
tablolannda yer verilen işletmeler topluluğu (büyüklük veya önem derecesi kriterleri açısından
nihai ana işletmenin konsolide finansal tablolarında yer almayan ya da bu tablolara birebir
aktarılmayan veya satılmak için iktisap olunan ve bu yüzden nihai ana işletmenin konsolide
finansal tablolan dışında tutulan işletmeler dahil) ile başka bir grubım parçası olmaması
koşuluyla, bulunduğu ülke dışındaki diğer ülkelerde bir veya daha fazla işyerine sahip olan ana
merkezleri,
g) Güvenli liman: Ek 6 ncı madde kapsamında hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinin sıfır olarak kabul edildiği ve Ek 6 ncı maddenin dokuzuncu fıkrasındaki
yetki kapsamında belirlenen yerleri,
ğ) İşletme bazlı kazanç veya zarar: Çok uluslu işletme grubu içerisindeki her bir bağlı
işletme tarafından uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlanna uygun olarak
hazırlanan ve nihai ana işletmenin konsolide finansal tablolarında da yer verilen finansal
muhasebe net kazanç veya zaranmn (grup içi işlemlere ilişkin konsolidasyon düzeltmeleri
dikkate alınmadan önceki tutar) Ek 5 inci madde kapsamındaki düzeltilmiş tutarlarını,
h) İş ortaklığı: Nihai ana işletmenin doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payımn en
az %50’sine sahip olduğu ve faaliyet sonuçlanmn uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlarındaki özkaynak yöntemine göre nihai ana işletmenin finansal tablolarında
raporlandığı işletmeyi,
ı) İşyeri: Bir ülkede bulunan ve ticari faaliyetlerin yürütülmesine tahsis edilen ve
yürürlükteki uluslararası vergi anlaşmaları uyannca işyeri olarak kabul edilen işe ilişkin yerleri,
yürürlükte uluslararası bir vergi anlaşması bulunmaması durumunda iç mevzuatta yer alan
düzenlemeler kapsamında işyeri olarak kabul edilen yerleri, kazancın elde edildiği ülkede
kurumlar vergisi benzeri vergilerin bulunmadığı durumlarda ise Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Örgütü Model Vergi Anlaşmasımn 7 nci maddesinde işyeri olarak kabul edilen
yerleri ve bunların dışında kalmakla birlikte işletmenin bulunduğu ülke dışında icra edilen
faaliyetlere atfedilen kazançlann işletmenin bulunduğu ülkede istisna tutulması şartıyla, işletme
faaliyetlerinin icrasına tahsis edilen yerleri,
i) Kapsanan vergi: Bir bağlı işletmenin faaliyette bulunduğu ülkede tahakkuk eden gelir
ve kurumlar vergisi ile benzeri nitelikteki vergileri, kar dağıtımına dayalı vergileme sistemi
kapsamında dağıtılan veya dağıtılmış sayılan karlar üzerinden hesaplanan vergileri, dağıtılsın
veya dağıtılmasın kurum kazancı üzerinden kar dağıtımına bağlı olarak hesaplanan vergileri,
dağıtılmamış kazançlar ve öz sermaye üzerinden hesaplanan benzer nitelikteki diğer vergileri
(nitelikli küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, nitelikli yerel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi, sigorta şirketi tarafından poliçe sahiplerine yapılan prim iadeleri dolayısıyla
ödenen vergiler ile nitelikli olmayan iade edilebilir isnat vergisi hariç),
j) Kısmen sahip olunan ana işletme: Aym çok uluslu işletme grubuna bağlı başka bir
bağlı işletmede doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip olan ve doğrudan veya
dolaylı olarak mülkiyet payımn %20’den fazlası çok uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi
olmayan kişiler tarafından elde tutulan bağlı işletmeyi (nihai ana işletme, işyeri veya yatırım
işletmesi hariç),
k) Konsolide hasılat: Nihai ana işletmenin ve o işletmeye bağlı işletmelerin bir hesap
dönemindeki gelirlerinin ve nakit akışlannın nihai ana işletme bünyesinde tek bir birimmiş gibi
sunulduğu, uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına uygım olarak hazırlanan
finansal tablolardaki hasılatı,
1) Kontrol gücü: Pay sahibinin işletmenin varlıklarım, yükümlülüklerini, gelirlerini,
giderlerini ve nakit akışlanm kabul edilebilir finansal muhasebe standardma uygun olarak
birebir konsolide etmek zorunda olduğu bir işletmedeki mülkiyet payını veya konsolide finansal
tabloları hazırlamayan pay sahibinin söz konusu tablolan hazırlaması durumunda; işletmenin
varhklanm, yükümlülüklerini, gelir ve giderlerini ve nakit akışlarım birebir konsolide
etmesinin gerekli olduğu bir işletmedeki mülkiyet payım,
m) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi: Ek 6 ncı madde kapsamında
hesaplanan vergiyi,
n) Net ülkesel bazlı kazanç: Bir ülkedeki bağlı işletmelerin ülkesel bazlı kazancımn
sıfırdan büyük olmasım,
o) Net vergi gideri: Uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına göre
gider olarak dikkate alman kapsanan vergiler, vergi giderine dahil edilen cari dönem ve
ertelenmiş kapsanan vergiler (işletme bazlı kazanç veya zararın hesaplamasına dahil edilmeyen
gelir üzerinden hesaplanan kapsanan vergiler dahil), zararla sonuçlanan hesap dönemine ilişkin
hesaplanan ertelenmiş vergi varlığı, gider olarak dikkate alınan nitelikli yerel ve küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergileri (mahiyeti itibarıyla benzer nitelikte olan vergiler dahil) ve
nitelikli olmayan iade edilebilir isnat vergisi toplamım,
ö) Nihai ana işletme: Başka bir işletme üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak kontrol
gücüne sahip olan ve başka bir işletme tarafmdan doğrudan veya dolaylı olarak kontrol gücüne
sahip olunmayan bir işletmeyi ya da başka bir grubun parçası olmaması koşuluyla bulunduğu
ülke dışındaki diğer ülkelerde bir veya daha fazla işyerine sahip olan ana merkezi (Şu kadar ki
kamu kurum ve kuruluşu niteliğinde olan varlık fonlan bu bent kapsamında nihai ana işletme
sayılmaz.),
p) Nitelikli iade edilebilir vergi kredisi: Vergi kanunlan uyannca ödenmesi gereken
vergi üzerinden indirim olarak dikkate alman ve dördüncü hesap dönemi sonuna kadar mahsup
suretiyle indirilemeyen bakiye tutarın nakit veya nakit benzeri varlıklar yoluyla iadesini
öngören vergi teşvikini,
r) Pazarlanabilir (devredilebilir) vergi kredisi: Vergi kanunları uyarınca ödenmesi
gereken vergi üzerinden indirim olarak dikkate alınmakla birlikte, söz konusu vergi kredilerinin
üçüncü kişilere devrine imkan veren vergi teşvikini,
s) Sigorta yatırım işletmesi: Sigorta sözleşmeleri yükümlüliiklerine dayamlarak kurulan
ve ilgili ülke mevzuatı uyannca tamamına sigorta şirketleri tarafından sahip olunan sigorta
yatınm işletmelerini,
ş) Ülkesel bazlı kazanç veya zarar: Bir ülkede faaliyette bulunan çok uluslu işletme
grubuna bağlı işletmelerin işletme bazlı kazanç veya zararlarının toplamını,
t) Ülkesel bazlı zarara ilişkin ertelenmiş vergi varlığı: Ek 4 üncü maddenin altıncı fıkrası
kapsamında ülkesel bazlı zararın oluştuğu hesap dönemlerinde, net ülkesel bazlı zararın asgari
kurumlar vergisi oramyla çarpılması suretiyle bulunan ve fmansal hesaplarda ülkesel bazlı
zarara ilişkin ertelenmiş vergi varlığı hesaplarmda izlenen tutan,
u) Yatırım fonu: Yatırım maliyetlerinin azaltılması ve riskin dağıtılması amacıyla
inançlı mülkiyet esasına göre kurulan ve tasarruf sahiplerinden toplanan para veya diğer
varlıklardan oluşan portföyleri tasarruf sahipleri namına değerlendiren, ilgili ülke mevzuatına
göre yetkilendirilmiş kişi ya da kurumlar tarafından yönetilen işletmeleri,
ü) Yatırım işletmesi: Yatırım fonlan ile gayrimenkul yatırım araçlarını, münhasıran
yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım araçları yararma varlık bulundurmak veya bunlann
yararına yatırım yapmak için faaliyet gösteren ve en az %95’ine bu fon veya yatırım araçlarınm
sahip olduğu işletmeleri veya işletme değerinin en az %85’i bu fon veya yatınm araçlannca
sahip olunmakla beraber gelirlerinin en az %5ri Ek 5 inci maddenin birinci fıkrasımn (a)
bendinin (2) numaralı alt bendi veya (b) bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentleri kapsammdaki
kazançlardan oluşan işletmeleri,
v) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi: Ek 10 uncu madde kapsamında
hesaplanan vergiyi,
ifade eder.”
MADDE 39- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Muafiyet ve istisnalar
EK MADDE 3- (1) Aşağıda sayılan işletmeler ile bunların işyerleri yerel ve küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaftır:
a) Kamu kurum ve kuruluşları ile uluslararası kuruluşlar,
b) Kar amacı gütmeyen kuruluşlar,
c) Emeklilik yatırım fonları,
ç) Nihai ana işletme niteliğinde olup yatırım fonu kapsamında değerlendirilen fonlar,
d) Nihai ana işletme niteliğinde olup gayrimenkul yatınm fonlan başta olmak üzere
gayrimenkul yatırım araçlan kapsamında değerlendirilenler.
(2) Birinci fıkra kapsamında olmamakla beraber aşağıda sayılan işletmeler ve bunların
işyerleri de yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden ayrıca muaftır:
a) Münhasıran birinci fıkra kapsammdaki muaf işletmeler yaranna varlık bulundurmak
veya fona yatırım yapmak için faaliyet gösteren ya da muaf işletmelerin faaliyetlerine yardımcı
olmak amacıyla kurulan ve işletme değerinin en az %95’ine söz konusu muaf işletmeler
(emeklilik hizmetleri veren kuruluşlar hariç) tarafindan sahip olunanlar,
b) İşletme değerinin en az %85’ine birinci fıkra kapsamındaki muaf işletmeler
(emeklilik hizmetleri veren kuruluşlar hariç) tarafından sahip olunan ve kazançlarmın en az
%5ri Ek 5 inci maddenin birinci fıkrasımn (a) bendinin (2) numaralı alt bendi veya (b)
bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde belirtilen kazançlardan oluşanlar.
(3) Birinci ve ikinci fıkra kapsammda yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinden muaf olanların hasılatlan, Ek 1 inci madde kapsammdaki yıllık konsolide hasılatın
hesabında dikkate alınır.
(4) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaf olanlar diledikleri
takdirde bu madde kapsamındaki muafiyet hükümlerinden vazgeçebilirler. Şu kadar ki, isteğe
bağlı muafiyet hükümlerinden küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesini
veren bağlı işletmelerin talebiyle vazgeçilebilir ve bu durumda en az beş hesap dönemi boyunca
muafiyetten vazgeçilmiş sayılır.
(5) Çok uluslu işletme gruplarımn bağlı işletmelerinin uluslararası deniz taşımacılığı
faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinden istisnadır.
(6) Uluslararası deniz trafiğinde gerçekleştirilmesi şartıyla beşinci fıkra kapsammdaki
faaliyetler aşağıdakilerden oluşur:
a) Bağlı işletmenin mülkiyetinde olan veya kiralama, kısmi kiralama ya da çeşitli
şekillerde tasarrufunda bulunan yük ve yolcu gemilerinin işletilmesi faaliyeti,
b) Yük ve yolcu taşımacılığında kullamlan gemilerin mürettebatlı ve tam donanımlı
kiralanması ile başka bir bağlı işletmeye yüksüz gemi kiralama esasına göre yapılan kiralama
faaliyeti,
c) Yük ve yolcu taşımacılığı kapsamında faaliyet gösteren bir ortaklığa, bir ortak
girişime veya uluslararası işletilen bir acenteye iştirak faaliyetleri,
ç) Yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetinde kullamlan ve en az bir yıl süreyle elde tutulan
gemilerin satışına ilişkin faaliyetler.
(7) Bir ülkede bulunan bağlı işletmelerin uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetiyle
bağlantılı olarak gerçekleştirdiği aşağıdaki faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar da bu
kazançlar toplamımn, bu bağlı işletmelerin uluslararası deniz taşımacılığından elde ettikleri
kazançların toplamının %50’sini geçmemesi şartıyla, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinden ayrıca istisnadır:
a) Aym çok uluslu işletme grubuna bağlı olmayan denizcilik işletmelerine yüksüz gemi
kiralama esasma göre yapılan ve üç yılı geçmeyen gemi kiralamalarından elde edilen kazançlar,
b) Diğer deniz taşımacılığı işletmeleri tarafından uluslararası deniz taşımacılığı
kapsamında yurt içi parkur için düzenlenen biletlerin satışından elde edilen kazançlar,
c) Konteynerlerin; kiralanmasından, üç aydan kısa süreli depolanmasından veya geç
iadesi kapsamında alınan ödemelerden elde edilen kazançlar,
ç) Mühendis, bakım personeli, kargo operatörü, yiyecek içecek hizmeti veren personel
ve müşteri hizmetleri personeli tarafından diğer deniz taşımacılığı işletmelerine verilen
hizmetlerden elde edilen kazançlar,
d) Uluslararası gemi işletmeciliği işinin ayrılmaz bir parçası olarak gerçekleştirilen
yatırımlardan elde edilen kazançlar.
(8) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara
ilişkin giderler veya istisna kapsammdaki faaliyetlerden doğan zararlar, istisna dışı
kazançlardan indirim konusu yapılamaz.”
MADDE 40- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“İKİNCİ BÖLÜM
Vergi Yükünün Hesaplanması, Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi Matrahı, Oranı ve
Hesabı
Vergi yükünün tespitinde düzeltilmiş kapsanan vergilerin hesaplanması
EK MADDE 4- (1) Net ülkesel bazlı kazanca sahip bir çok uluslu işletme grubunun
vergi yükü, her hesap dönemi için ülkesel bazda ayrı ayrı hesaplamr.
(2) Çok uluslu işletme grubunun ülkesel bazlı vergi yükü hesaplamasmda, o ülkede
bulunan bağlı işletmelerin üçüncü fıkra uyannca hesaplanan düzeltilmiş kapsanan vergileri
dikkate ahmr.
(3) Bir bağlı işletmenin bir hesap dönemi için düzeltilmiş kapsanan vergileri; kapsanan
vergilere ilişkin olarak tahakkuk eden cari dönem vergi giderinin, aşağıdaki bentler uyarınca
düzeltilmiş tutarı ile toplam ertelenmiş vergi düzeltme tutarı, fînansal tablolarındaki öz kaynak
değişim tablosu veya diğer kapsamlı gelir tablosunda gösterilen ve Ek 5 inci madde kapsamına
giren kazanç veya zararlarla ilgili kapsanan vergilerdeki herhangi bir artış veya azalış
tutarlanmn toplamına eşittir.
a) Bu fıkra uyarınca, kapsanan vergiye;
1) Finansal hesaplarda vergi öncesi karda gider olarak tahakkuk eden herhangi bir
kapsanan vergi,
2) Altıncı fıkra kapsammda tespit olunan Ülkesel Bazlı Zarara İlişkin Ertelenmiş Vergi
Varlığı,
3) Cari hesap döneminde ödenen, belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili olan ve önceki
bir hesap dönemi için kapsanan vergilerde indirim olarak ele alınmış olan herhangi bir tutar,
4) Cari dönem vergi giderinde indirim olarak kaydedilen nitelikli iade edilebilir vergi
kredisi ve pazarlanabilir (devredilebilir) vergi kredisi ile ilgili herhangi bir indirim veya iade
tutarı
ilave edilir.
b) Bu fıkra uyarınca, kapsanan vergiden;
1) Ülkesel bazlı kazanç veya zararın hesaplamasma dâhil edilmeyen gelirlere ilişkin cari
dönem vergi gideri,
2) Cari dönem vergi giderinde indirim olarak kaydedilmemiş olan ve nitelikli iade
edilebilir vergi kredisi ile pazarlanabilir (devredilebilir) vergi kredisi niteliğinde olmayan bir
vergi kredisine ilişkin bir kredi veya iade tutarı,
3) Finansal hesaplardaki cari dönem vergi giderinde bir düzeltme olarak
değerlendirilmeyen ve bir bağlı işletmeye iade edilen veya kredilendirilen kapsanan vergi
(nitelikli iade edilebilir vergi kredisi ve pazarlanabilir (devredilir) vergi kredisi hariç),
4) Belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili cari dönem vergi gideri,
5) Hesap döneminin son gününden itibaren üç yıl içinde ödenmesi beklenmeyen her
türlü cari dönem vergi gideri,
indirilir.
(4) Üçüncü fıkra kapsamındaki toplam ertelenmiş vergi düzeltme tutan ibaresi, bir
hesap dönemi içerisinde bir bağlı işletmenin ertelenmiş vergi giderine aşağıdaki düzeltmeler
yapıldıktan sonra tespit olunan tutarı ifade eder. Şu kadar ki, ilgili ülke mevzuatı uyarınca
kurumlar vergisi oranı asgari kurumlar vergisi oranının üzerindeyse, ertelenmiş vergi gideri
asgari kurumlar vergisi oram dikkate alınmak suretiyle yeniden hesaplamr.
a) Bu fıkra uyannca ertelenmiş vergi giderinden;
1) Ülkesel bazlı kazanç veya zarann hesaplamasına dâhil edilmeyen gelirlere ilişkin
ertelenmiş vergi gideri,
2) Belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili ertelenmiş vergi gideri,
3) Ertelenmiş vergi varlığına ilişkin hesap düzeltmesinden veya değer düzeltmesinden
kaynaklanan tutarlar,
4) Cari hesap dönemindeki vergi oranlarımn değişiminden kaynaklanan ertelenmiş vergi
gideri,
5) Vergi kredilerine ilişkin ertelenmiş vergi gideri,
6) Finansal raporlama standartları kapsamına girmediğinden cari dönem vergi zararına
ilişkin ertelenmiş vergi varlığı olarak muhasebeleştirilemeyen tutarlar,
indirilir.
b) Bu fıkra uyarınca ertelenmiş vergi giderine;
1) İlgili hesap dönemi içerisinde bu fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca
hesaplanan tutarlara ilişkin yapılan ödemeler,
2) Önceki hesap dönemlerindeki ertelenmiş vergi yükümlülüklerine ilişkin Ek 6 ncı
maddenin altıncı fıkrasının (b) bendi kapsamında oluşturulan hesaplarda izlenmekle birlikte
cari hesap dönemi içerisinde bu hesapların ters kayıtla kapatılan kısmı,
ilave edilir.
(5) îşletme bazlı kazancın tespitinde dikkate alınması gereken faaliyetlerden
kaynaklanan ve fınansal hesaplarda asgari kurumlar vergisi oranından daha düşük bir oran
uygulanmak suretiyle ertelenmiş vergi varlığı hesaplarına alınan tutarlar, zarara ilişkin
ertelenmiş vergi varlığının oluştuğu ilgili hesap döneminde asgari kurumlar vergisi oram
uygulanmak suretiyle yeniden tespit olunabilir.
(6) Dördüncü fıkra kapsammdaki düzeltmelere alternatif olarak dileyen mükellefler,
ilgili hesap dönemindeki net ülkesel bazlı zarann asgari kurumlar vergisi oranıyla çarpılması
suretiyle tespit olunan ve Ülkesel Bazlı Zarara İlişkin Ertelenmiş Vergi Varlığı olarak dikkate
alınan tutarları, sonraki hesap dönemlerinde bu madde kapsamındaki vergi yükünün tespitinde
kapsanan vergi olarak dikkate alabilirler.
(7) Çok uluslu işletme gruplarına bağlı yatırım işletmelerinin, azınlık payına sahip
olunan bağlı işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt grupların, devletsiz bağlı işletmelerin
ve sigorta yatırım işletmelerinin düzeltilmiş kapsanan vergileri birinci fıkra kapsamında tespit
edilecek vergi yükünün hesabında dikkate alınmaz. Bunlann vergi yükü ayrı hesaplanır.
(8) Net ülkesel bazlı kazancın oluşmadığı bir ülkede, düzeltilmiş kapsanan vergiler;
sıfırdan küçükse ve beklenen düzeltilmiş kapsanan vergilerden az ise o ülkedeki bağlı işletmeler
tarafından, beklenen düzeltilmiş kapsanan vergiler ile düzeltilmiş kapsanan vergiler arasındaki
fark üzerinden ilgili hesap dönemi için ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
hesaplanır. Hesaplanan verginin ilgili dönemde ödenmesi ihtiyaridir. Bu vergiyi hesaplandığı
dönemde ödememeyi tercih eden mükellefler söz konusu vergi tutannı vergi gideri fazlası
hesabında izlerler. Ülkesel bazlı kazancın oluştuğu izleyen hesap dönemlerinde bu hesapta
izlenen tutarlar bu madde kapsammdaki vergi yükünün tespitinde indirim konusu yapılır. Bu
fıkrada geçen beklenen düzeltilmiş kapsanan vergi, ülkesel bazlı kazanç veya zarar tutarının
asgari kurumlar vergisi oranı ile çarpımına eşittir.
(9) Kapsanan vergiler, bir bağlı işletmeden diğer bir bağlı işletmeye aşağıdaki şekilde
tahsis edilir:
a) Bir bağlı işletmenin flnansal hesaplanna bir işyerinin işletme bazlı kazanç veya zaran
ile ilgili olarak dahil edilen kapsanan vergiler, ilgili ülkedeki o işyerine,
b) Ek 5 inci maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında bir bağlı işletme sahibine tahsis
edilen işletme bazlı kazanç veya zarar ile ilgili olarak bir vergi şeffaf işletmenin fınansal
hesaplarına dahil edilen kapsanan vergileri, mülkiyet payları ile orantılı olarak söz konusu bağlı
işletme sahiplerine,
c) Bir bağlı işletmenin sahiplerinin kontrol edilen yabancı kurum kazancı uygulamasına
tabi olmalan durumunda, bağlı işletme sahiplerinin kontrol edilen yabancı kurumun
kazancmdaki paylan üzerinden hesaplanan kapsanan vergi, o bağlı işletmeye,
ç) Bir bağlı işletmenin hibrit işletme olması durumunda, hibrit işletmenin kazancı
üzerinden hesaplanan ve bir bağlı işletme sahibi adına tahakkuk eden kapsanan vergiler, o hibrit
işletmeye,
d) Bir bağlı işletme tarafından ilgili hesap dönemi içerisinde bağlı işletme sahiplerine
mülkiyet paylanna ilişkin olarak yapılan dağıtımlar veya kar dağıtımı sayılan durumlarda bu
tutarlar üzerinden kesilen vergiler ile diğer vergiler, dağıtımı yapan bağlı işletmeye,
e) Ek 5 inci maddenin sekizinci fikrasımn (c) bendi kapsamında, bir işyerinin işletme
bazlı kazancının ana merkezin işletme bazlı kazancı olarak kabul edildiği durumda, işyerinin
bulunduğu ülkede elde edilen kazanca ilişkin o ülkede hesaplanan kapsanan vergiler, (Bu vergi
söz konusu kazanca ana merkezin bulunduğu ülkedeki kurumlar vergisi oram uygulanmak
suretiyle bulunan tutardan fazla olamaz.) ana merkeze,
tahsis edilir.
(10) Bağlı işletmelere tahsis edilen vergilerin kaynağı olan kazançlardan; faiz, kar payı,
kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış gelirleri gibi pasif nitelikteki kazançlara tekabül eden ve
tahsise konu edilen kapsanan vergiler ile söz konusu kazançlara tamamlayıcı vergi oramnın
uygulanması suretiyle hesaplanan tutardan düşük olam, dokuzuncu fıkranın (c) ve (ç) bentlerine
istinaden yapılacak tahsise konu edilir.”
MADDE 41- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“İşletme bazlı kazanç veya zararın hesaplanması ile vergi yükünün tespiti
EK MADDE 5- (1) Bir bağlı işletmenin ilgili hesap dönemine ilişkin işletme bazlı
kazanç veya zaran, finansal muhasebe net kazanç veya zararına aşağıdaki düzeltmeler yapılarak
tespit olunur:
a) Bu fıkra uyarınca, aşağıdaki kalemler finansal muhasebe net kazanç veya zararına
ilave edilir:
1) Ek 2 nci maddenin birinci fıkrasının (o) bendi kapsamında tespit olunan sıfırdan
büyük net vergi gideri,
2) İşletme bazlı kazancm tespitinde indirimi kabul edilmeyen öz sermaye zararlan,
3) Yeniden değerleme yöntemi kazançları,
4) Ek 11 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkralan kapsammdaki varlık ve borçların
elden çıkarılmasından kaynaklanan zararlar,
5) Asimetrik kur kazanç veya zararlan,
6) Kanunen yasaklanmış fiiller kapsamında yapılan ödemeler ile 50.000 Avro karşılığı
Türk lirasım aşan ceza mahiyetindeki ödemeler,
7) Önceki dönem muhasebe hataları veya ilke değişiklikleri dolayısıyla oluşan tutarlar,
8) Uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına göre dönem karımn
tespitinde gider olarak tahakkuk ettirilen emeklilik giderleri ile cari hesap döneminde fiilen
ödenen emeklilik giderleri arasındaki fark.
b) Bu fıkra uyarmca, aşağıdaki kalemler finansal muhasebe net kazanç veya zaranndan
indirilir:
1) Ek 2 nci maddenin birinci fıkrasınm (o) bendi kapsamında tespit olunan sıfırdan
küçük net vergi gideri,
2) İstisna tutulan kar payları,
3) İşletme bazlı kazancm tespitinde kabul edilmeyen öz sermaye kazançları,
4) Yeniden değerleme yöntemi zararları,
5) Ek 11 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkraları kapsammdaki varlık ve borçların
elden çıkarılmasından kaynaklanan kazançlar,
6) Asimetrik kur kazanç veya zararları,
7) Önceki dönem muhasebe hataları veya ilke değişiklikleri dolayısıyla oluşan tutarlar,
8) Cari hesap döneminde fiilen ödenen emeklilik giderleri ile uluslararası kabul görmüş
finansal muhasebe standartlarına göre dönem kanmn tespitinde gider olarak tahakkuk ettirilen
emeklilik giderleri arasmdaki fark.
(2) Birinci fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (b) bendinin (3) numaralı alt
bendine alternatif olarak dileyen mükellefler, öz sermaye kazanç veya zararlarım ülkesel bazlı
kazancm tespitinde dikkate alabilirler. Şu kadar ki, öz sermaye kazanç veya zararlarını ülkesel
bazlı kazancm tespitinde dikkate alan mükellefler, takip eden dört hesap dönemi boyunca bu
tercihlerinden vazgeçemezler.
(3) Aynı grup içerisindeki bağlı işletmeler tarafından gerçekleştirilen finansman
işlemlerinde, borç alan bağlı işletmenin bulunduğu ülkedeki vergi yükünün asgari kurumlar
vergisi oramnın altında olması, borç veren bağlı işletmenin bulunduğu ülkede ise vergi yükünün
asgari kurumlar vergisi oramnın üstünde olması veya grup içi finansman nedeniyle oluşan faiz
gelir ve giderleri dikkate alınmaksızın hesaplanan vergi yükünün asgari kurumlar vergisi
oranımn üstünde olması durumunda, borç alan bağlı işletme nezdinde katlamlacak ve işletme
bazlı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacak faiz gideri, borç veren bağlı işletmenin
gelir olarak dikkate aldığı tutarla sımrlı olacaktır.
(4) Alacaklının alacağından vazgeçmesi nedeniyle fınansal muhasebe net kazancı veya
zararımn tespitinde vazgeçilen tutan gelir olarak kayıtlarına alan borçlu durumundaki bağlı
işletmeler, aşağıdaki şartlann herhangi birinin sağlanması durumunda, söz konusu tutan isteğe
bağlı olarak işletme bazlı kazanç veya zararın tespitinde dikkate almayabilirler.
a) Mahkeme karanna istinaden borcun silinmesi, borçlu ile alacaklımn ilişkili kişi
olmaması ve borçlunun on iki ay içerisinde iflas etmesinin beklenmesi,
b) Borcun silinmesinden önce borçlunun rayiç bedele göre tespit olunan varlıklarının
değerinin yükümlülüklerinden az olması.
(5) Nitelikli iade edilebilir vergi kredileri ile pazarlanabilir (devredilebilir) vergi
kredileri bir bağlı işletmenin işletme bazlı kazanç veya zararımn hesaplanmasında gelir olarak
dikkate alınır. Nitelikli olmayan iade edilebilir vergi kredileri ise bu hesaplamada gelir olarak
dikkate alınmaz.
(6) Farklı ülkelerde bulunan bağlı işletmeler arasında yapılan ve her iki bağlı işletmenin
fınansal hesaplarmda aynı tutarda izlenmeyen veya emsallere uygunluk ilkesine uygun olmayan
işlemler, emsallere uygun şekilde yeniden düzenlenir. Aym ülkede bulunan iki bağlı işletme
arasında varlıkların satışı veya diğer şekillerde elden çıkanimasma ilişkin işlemlerin emsallere
uygunluk ilkesine aykırı şekilde kayıtlara alınması nedeniyle hesaplanan yerel veya küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinde azalmaya sebebiyet verilmesi halinde söz konusu
işlemler, ülkesel bazlı kazanç veya zararın hesaplanmasında emsallere uygun şekilde yeniden
düzenlenerek dikkate alımr. Bu fıkrada geçen emsallere uygımluk ilkesi, bağlı işletmeler
arasındaki işlemlerin, bağımsız işletmeler arasında gerçekleşen karşılaştırılabilir işlemlerde ve
karşılaştınlabilir koşullar altında elde edilecek sonuçlara göre kaydedilmesini ifade eder.
(7) Bir ülkedeki bağlı işletmelerin işletme bazlı kazanç veya zararlarının toplamı ülkesel
bazlı kazanç veya zaran ifade eder. Şu kadar ki, çok uluslu işletme gruplarına bağlı yatırım
işletmelerinin, azınlık payına sahip olunan bağlı işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt
grupların, devletsiz bağlı işletmelerin ve sigorta yatırım işletmelerinin işletme bazlı kazanç veya
zararları bu toplamın hesabında dikkate alınmaz. Bunların işletme bazlı kazanç veya zararları
ayn hesaplanır.
(8) Bir ana merkez ile ona bağlı işyeri arasındaki kazanç veya zarann tahsisi aşağıdaki
şekilde uygulanır:
a) Bir işyerinin fınansal muhasebe net kazancı veya zararı, yalmzca işyerine
atfedilebilen gelir ve giderleri kapsar. îşyeri tarafından ayn şekilde fınansal muhasebe net
kazanç veya zararına yönelik muhasebe kaydının tutulmadığı durumda, nihai ana işletmenin
konsolide fınansal hesaplannm hazırlanmasında kullanılan muhasebe standardına göre
hazırlanan tablolarda işyerine atfedilen gelir veya giderler, işyerinin fınansal muhasebe net
kazanç veya zararının tespitinde dikkate alımr.
b) Bir işyerinin finansal muhasebe net kazancı veya zararı, (c) bendindeki durum
haricinde, işyerinin bağlı bulunduğu ana merkezin işletme bazlı kazanç veya zararımn
belirlenmesinde dikkate alınmaz.
c) Bir işyerinin işletme bazlı zararımn, söz konusu zararın ana merkezin yurt içi vergiye
tabi gelirinin hesaplanmasında gider olarak dikkate alınması ve hem ana merkezin hem de
işyerinin bulunduğu ülkede vergiye tabi olan bir gelir unsurundan mahsup edilmemesi şartıyla,
işyerinin bağlı bulunduğu ana merkezin gideri olarak dikkate alınır. İzleyen dönemde işyerinde
oluşan işletme bazlı kazanç, daha önce işyerinin bağlı bulunduğu ana merkezin gideri olarak
dikkate alınan işletme bazlı zaran kadar, işyerinin bağlı bulunduğu ana merkezin işletme bazlı
kazancı olarak kabul edilir.
(9) Bir bağlı işletme olan şeffaf bir işletmenin fînansal muhasebe net kazancı veya
zararı, faaliyetlerin yürütüldüğü işyerine tahsis edilir. İşyerine atfedilen fînansal muhasebe net
kazanç veya zaranndan sonra kalan tutar; nihai ana işletme olmayan vergi şeffaf işletme olması
durumunda mülkiyet paylarıyla orantılı olmak üzere bu işletme sahiplerine, nihai ana işletme
veya ters hibrit işletme olan bir vergi şeffaf işletme olması durumunda ise bağlı işletmenin
kendisine tahsis edilir. Bu takdirde tahsis edilen tutar, şeffaf işletmenin fînansal muhasebe net
kazancı veya zararında dikkate alınmaz ve şeffaf işletmedeki mülkiyet paylarıyla orantılı olarak
tahsise konu edilen söz konusu tutarlar, vergi şeffaf işletmenin veya ters hibrit işletmenin
bulunduğu ülkedeki düzenlemelere göre kazancın tespitinde dikkate alınır.
(10) Bir şeffaf işletmenin mülkiyet payına sahip aynı gruba bağlı işletmelerin dışında
başka işletmelerin bulunması ve bu işletmelerin şeffaf işletmenin mülkiyet payına doğrudan ya
da vergi şeffaf yapı aracılığıyla sahip olması durumunda, dokuzuncu fıkra hükümleri
uygulanmadan önce bu işletmelere tahsis edilmesi gereken tutarlar, şeffaf işletmenin fînansal
muhasebe net kazanç veya zarar tutarmdan indirilir. Şu kadar ki, bir şeffaf işletmenin nihai ana
işletme olması veya nihai ana işletme niteliğindeki bir şeffaf işletmenin doğrudan ya da vergi
şeffaf yapı aracılığıyla bir şeffaf işletmeye sahip olması durumunda bu fıkra hükümleri
uygulanmaz.
(11) Bir çok uluslu işletme grubuntm her bir hesap dönemi için ülkesel bazlı vergi yükü;
o ülkede bulunan bağlı işletmelerinin düzeltilmiş kapsanan vergilerinin toplamının, o ülkede
bulunan bağlı işletmelerinin ülkesel bazlı kazanç toplamına bölünmesi suretiyle bulunur. Çok
uluslu işletme gruplanna bağlı yatınm işletmelerinin, azınlık payına sahip olunan bağlı
işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt gruplann, devletsiz bağlı işletmelerin ve sigorta
yatırım işletmelerinin her bir hesap dönemi için ülkesel bazlı vergi yükü ayrı hesaplanır.”
MADDE 42- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin matrahı, oranı ve hesabı
EK MADDE 6- (1) Asgari kurumlar vergisi oram %15’tir.
(2) Asgari kurumlar vergisi oranı ile Ek 5 inci maddenin on birinci fıkrasına göre tespit
edilen oran arasındaki fark, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oramdır. Ülkesel bazlı
vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oranım aşması halinde ise küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi hesaplanmaz.
(3) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi matrahı üzerinden hesaplamr. Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahı ise
net ülkesel bazlı kazanç toplamından; o ülkede bulunan bağlı işletmelerin çahşanlarımn yıllık
toplam brüt ücretlerinin %5’i ile maddi duran varlıklarımn net defter değerinin %5’inin
indirilmesi suretiyle tespit olunur.
(4) Bir ülke için küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi oranının, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahına uygulanması
suretiyle tespit edilir. Şu kadar ki, ilgili ülkeye ilişkin hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisine varsa; ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ilave edilir,
nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ise bu vergiden indirilir.
(5) Bir bağlı işletmenin, işletme bazlı kazancımn ülkesel bazlı kazanca bölünmesiyle
bulunan oranın, ilgili ülke için dördüncü fıkra kapsamında hesaplanan küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisiyle çarpılması sonucunda bu bağlı işletmenin küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi tespit olunur.
(6) Ülkesel bazlı vergi yüküne ilişkin geçmiş hesap dönemlerine yönelik aşağıdaki
düzeltmelerin yapılmasımn gerektiği durumlarda, yeniden hesaplama sonucu önceki hesap
dönemlerinde eksik tahakkuk ettirilen küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, yeniden
hesaplamamn yapıldığı cari hesap döneminde ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi olarak tarh edilir.
a) Bir bağlı işletmenin aktifinde yer alan maddi duran varlıklanmn satışından doğan
kazançlar, satışın gerçekleştiği hesap döneminden önceki dört hesap dönemi içerisinde
öncelikle maddi duran varlık satışından kaynaklı zararlardan mahsup edilebilir. Mahsup sonrası
kalan bakiye, cari hesap dönemi ile önceki dört hesap döneminin kazançlarına eşit şekilde
dağıtılır.
b) Ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesaplarına alman tutarlann, takip eden beş hesap
dönemi boyunca ilgili dönemlerin kapsanan vergilerinde indirim konusu yapılmaması
durumunda, ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesabına alındığı dönemin kapsanan vergilerinde
dikkate alınan ancak sonraki dönemlerde kapsanan vergilerden indirilmeyen vergiler, hesaba
alınan ilgili dönemin düzeltilmesi suretiyle dikkate alınır.
c) Bir bağlı işletmenin geçmiş hesap dönemlerine yönelik kapsanan vergilerinde
düzeltme yapılması gerektiği durumlarda, bağlı işletmenin önceki bir hesap dönemine ilişkin
kapsanan vergilerinde artış olarak dikkate alınması gereken tutarlar, cari hesap döneminin
kapsanan vergilerine dahil edilir. Geçmiş dönemlerin kapsanan vergilerinde azalış şeklinde
düzeltmelerin yapılması gerektiği durumlarda ise ilgili dönemin kapsanan vergileri düzeltilir.
Şu kadar ki, ilgili hesap döneminde, söz konusu kapsanan vergilerdeki azalış tutanmn 1 milyon
Avro karşılığı Türk lirasım aşmaması halinde cari dönem kapsanan vergileri düzeltilebilir.
ç) îlgili ülkenin iç mevzuatında yapılan değişiklik sonrası kurumlar vergisi oranının
asgari kurumlar vergisi oranından daha düşük bir orana düşmesi nedeniyle oluşan ertelenmiş
vergi gideri, ek 4 üncü madde uyannca tespit olunan kapsanan vergilerde düzeltme olarak
dikkate alınır. Asgari kurumlar vergisi oranının altında kurumlar vergisi oranımn uygulandığı
bir ülkede, mevzuat değişikliği sonrası, kurumlar vergisi orammn artıniması nedeniyle ilgili
hesap dönemindeki ertelenmiş vergi yükümlülüğündeki değişikliğe bağlı tahakkuk eden
ertelenmiş vergi gideri tutarı, ödemenin yapıldığı ilgili dönem kapsanan vergilerinde dikkate
alınır.
d) Ek 12 nci madde kapsamında bağlı işletme tarafından oluşturulan takip hesabımn,
cari yılı takip eden dördüncü hesap döneminin sonuna kadar kullamimayan kısmı, takip
hesabımn oluşturulduğu hesap döneminin düzeltilmiş kapsanan vergilerinden indirilir.
e) Bir bağlı işletme tarafından ilgili hesap döneminin düzeltilmiş kapsanan vergilerine
dahil edilen ve 1 milyon Avro karşılığı Türk lirasından fazla olan vergi giderinin, verginin
hesaplandığı ve kapsanan vergi olarak dikkate alındığı dönemi izleyen üçüncü hesap döneminin
sonuna kadar ödenmemesi durumunda, bu vergiler ilgili hesap döneminin düzeltilmiş kapsanan
vergilerinden indirilir.
(7) Geçmiş hesap dönemlerindeki küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinde artış
gerektiren düzeltmelerde, cari hesap döneminde net ülkesel bazlı kazancın oluşmaması
koşuluyla, düzeltmenin yapılacağı geçmiş hesap dönemindeki beşinci fıkraya göre tespit olunan
oranlar dikkate alınır ve bağlı işletmelerin ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
bu oranlara göre hesaplanır.
(8) Çok uluslu işletme grubunun; ülkesel bazlı yıllık ortalama hasılatı 10 milyon Avro
karşılığı Türk lirasından ve ülkesel bazlı yıllık ortalama kazancı 1 milyon Avro karşılığı Türk
lirasından az ise bu ülkede bulunan bağlı işletmelerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi, ilgili hesap dönemi için sıfır olarak kabul edilebilir. Bu fıkra kapsamında ortalama
hasılat veya ortalama kazanç, bir ülkeye ilişkin finansal hesaplann raporlandığı hesap dönemi
ve önceki iki hesap dönemindeki hasılat veya kazanç toplamının ortalamasım ifade eder.
Devletsiz bağlı işletmeler veya yatırım işletmesi olan bağlı işletmeler için bu fıkra hükümleri
uygulanmaz ve bunlarm hasılatı, kazancı veya zararı, ortalama kazanç veya ortalama hasılatın
tespitinde dikkate alınmaz.
(9) Çok uluslu işletme grubunun faaliyette bulunduğu ülke güvenli liman olarak
belirlenmiş ise bu ülkede bulunan bağlı işletmelerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi, ilgili hesap dönemi için sıfır olarak kabul edilebilir. Cumhurbaşkam, bu madde
kapsamında güvenli liman olarak ilan edilecek yerleri belirlemeye ve bu yerlerin belirlenmesine
ilişkin şartları tespit etmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulanmasına yönelik
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(10) Azami altı farklı ülkede bağlı işletmesi bulunan ve maddi duran varlıklarının
toplam değeri en yüksek olan ülke dışındaki diğer ülkelerde toplam maddi duran varlıklarmm
net defter değeri 50 milyon Avro karşılığı Türk lirasım aşmayan çok uluslu işletme gruplan için
yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsammda küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
beş hesap dönemi boyunca sıfır olarak kabul edilir.”
MADDE 43- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisinin Mükellefi, Vergilendirme Dönemi, Beyanı,
Tarhı ve Ödenmesi
Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi
EK MADDE 7- (1) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, gelirin dahil edilmesi
esası ve yetersiz vergilendirilmiş ödemeler esasına göre belirlenir.
(2) Gelirin dahil edilmesi esası kapsammda küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinin mükellefi, bu Kısmın ek 1 inci maddesi kapsamındaki çok uluslu işletme gruplarına
bağlı ve diğer ülkelerde yerleşik olan işletmelerin; Türkiye’de yerleşik nihai ana işletmesi, ara
ana işletmesi veya kısmen sahip olunan ana işletmesidir.
(3) İkinci fıkra kapsamında sayılanlar arasında verginin mükellefi aşağıdaki şekilde
belirlenir:
a) Nihai ana işletmesi Türkiye’de, ara ana işletmesi Türkiye’de veya başka ülkelerde
yerleşik bağlı işletmelerde verginin mükellefi Türkiye’de yerleşik nihai ana işletmedir. Kısmen
sahip olunan ana işletmesi Türkiye’de yerleşik olmakla birlikte nihai ana işletmesi veya ara ana
işletmesi Türkiye’de veya başka ülkelerde yerleşik olan bağlı işletmelerde gelirin dahil edilmesi
esası kapsammda Türkiye’de yerleşik kısmen sahip olunan ana işletme de verginin
mükellefidir.
b) Kısmen sahip olunan ana işletmesi Türkiye’de bulunmakla birlikte söz konusu
işletmeye tamamen sahip başka ülkelerde yerleşik kısmen sahip olunan ana işletmenin
bulunması ve bu ülkelerde nitelikli gelirin dahil edilmesi esası kapsammda küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulanmaması durumunda gelirin dahil edilmesi esasına
göre verginin mükellefi Türkiye’de yerleşik kısmen sahip olunan ana işletmedir.
c) Ara ana işletmesi Türkiye’de yerleşik olup nihai ana işletmesinin veya kısmen sahip
olunan ana işletmesinin bulunduğu ülkeler tarafından ilgili ülke mevzuatı uyarınca nitelikli
gelirin dahil edilmesi esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
uygulanmadığı durumlarda, gelirin dahil edilmesi esası kapsammda verginin mükellefi
Türkiye’de yerleşik ara ana işletmedir. Şu kadar ki, ara ana işletmesi Türkiye’de bulunmakla
birlikte söz konusu işletmede kontrol gücüne sahip başka ülkelerde yerleşik ara ana işletmelerin
bulunması ve bu ülkelerde nitelikli gelirin dahil edilmesi esası kapsammda küresel asgari
kurumlar vergisinin uygulanması durumunda bu bent hükümleri uygulanmaz.
(4) İkinci ve üçüncü fıkralar kapsammda sayılan mükellefler, mülkiyet payına sahip
olunan bağlı işletmedeki dahil olma oramyla sımrlı olmak üzere verginin ödenmesinden
sorumludurlar. Dahil olma oranı, bir bağlı işletmenin bir hesap dönemindeki işletme bazlı
kazancından ana işletme dışındaki üçüncü kişilere atfedilen kısmın çıkarılması suretiyle
bulunan tutann, bu bağlı işletmenin işletme bazlı kazancına bölünmesi suretiyle elde edilen
orandır. Mülkiyet payına sahip olunan bağlı işletmenin şeffaf bir işletme olması durumunda,
aynı gruba bağlı işletmelerin dışındaki kişilere atfedilen kazanç tutarları bağlı işletmenin
işletme bazlı kazancımn tespitinde dikkate alınmaz. Şu kadar ki, üçüncü fıkra kapsamındaki
mükellefler tarafından gelirin dahil edilmesi esasına göre hesaplanan vergi, nitelikli gelirin
dahil edilmesi esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisini uygulayan bir
ülkede yerleşik ara ana işletme veya kısmen sahip olunan ana işletme aracılığıyla doğan vergi
yükümlülüğü tutarı kadar azaltılır.
(5) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsammda küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinin mükellefi; nihai ana işletmesi, ara ana işletmesi veya kısmen sahip olunan
ana işletmesi Türkiye’de yerleşik olmayan ve ilgili mevzuatı uyannca nitelikli gelirin dahil
edilmesi esasına göre küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulanmadığı veya
kısmen uygulandığı çok uluslu işletme gruplanna bağlı Türkiye’de yerleşik, yatırım işletmeleri
hariç, bağlı işletmelerdir.
(6) Beşinci fıkra kapsamında belirtilen mükellefler, yetersiz vergilendirilen ödemeler
esası kapsamında, bu verginin yetersiz vergilendirilen ödemeler esası yüzdesine göre
hesaplanan kısmım ödemekle sorumludurlar.
(7) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsammda hesaplanan vergi, çok uluslu
işletme grubuna bağlı işletmeler için hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
toplamına eşittir. Gelirin dahil edilmesi esası kapsammda çok uluslu işletme gruplanna bağlı
işletmeler nezdinde vergi hesaplanması durumunda, yetersiz vergilendirilen ödemeler esasına
göre hesaplanan vergi, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ile gelirin dahil edilmesi
esası kapsammda alman verginin farkma eşit olur.
(8) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası yüzdesi; Türkiye’de yerleşik bağlı
işletmelerin toplam işçi sayısının, nitelikli yetersiz vergilendirilen ödemeler esasının
uygulandığı tüm ülkelerdeki yerleşik bağlı işletmelerin toplam işçi sayısına bölünmesiyle
bulunan tutarın yüzde ellisi ile Türkiye’de yerleşik bağlı işletmelerin toplam maddi duran varlık
değerinin, nitelikli yetersiz vergilendirilen ödemeler esasımn uygulandığı tüm ülkelerdeki
yerleşik bağlı işletmelerin toplam maddi duran varlık değerine bölünmesiyle bulunan tutarın
yüzde ellisinin toplamıdır. Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası yüzdesinin hesabında;
yatınm işletmeleri ve şeffaf işletmelerin toplam işçi sayısı ve bunların toplam maddi duran
varlık değeri dikkate alınmaz. îlgili hesap döneminde bu fıkra kapsamında tahsis edilen
verginin nitelikli yetersiz vergilendirilen ödemeler esasının uygulandığı bir ülkede tahakkuk
ettirilmemesi (tüm ülkelerde tahakkuk ettirilmemesi durumu hariç) durumunda, hesaplanması
gereken vergi tahakkuk ettirilinceye kadar, söz konusu ülke sonraki hesap dönemlerinde bu
fıkra kapsamındaki verginin tahsisatma ilişkin hesaplamalarda dikkate alınmaz.”
MADDE 44- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi, beyanı, tarhı
ve ödenmesi
EK MADDE 8- (1) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme
dönemi hesap dönemidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin vergilendirme
dönemi ise özel hesap dönemidir.
(2) Hesap dönemi, nihai ana işletmenin konsolide finansal tablolanmn hazırlanmasına
esas teşkil eden vergilendirme dönemidir.
(3) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, mükelleflerin beyanı üzerine tarh
olunur.
(4) Hesaplanan vergi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on beşinci ayın son
gününe kadar beyan edilir ve ödenir.
(5) Mükellefler, üçüncü fıkra kapsammda verilen beyaımamelerinin ekinde küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamelerine de yer vermek zorundadırlar. Şu
kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesinin nitelikli yetkili
makam anlaşmasımn uygulandığı başka ülkede verilmesi ve söz konusu bilgi beyannamesinin
hangi ülkede, hangi bağlı işletme tarafından verildiğinin üçüncü fıkra kapsamındaki beyanname
ekinde bildirilmesi durumunda, mükelleflerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi
beyannamelerini verme yükümlülüğü ortadan kalkar.
(6) Cumhurbaşkanı, nitelikli gelirin dahil edilmesi esası ile nitelikli yetersiz
vergilendirilen ödemeler esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
uygulandığı yerler ile nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerleri
belirlemeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, üçüncü fıkra kapsamında verilen beyanname ile
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesinin ve eklerinin şekil ve
muhtevasını tespit etmeye, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesindeki
bilgilerin diğer ülkelerle paylaşılmasındaki sınırları belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde
tutarak mükellefin müracaatı üzerine veya re’sen tarh yerini tayin etmeye, verginin beyan ve
ödeme zamam ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme
yükümlülüğü getirmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 45- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisinin Mükellefi, Vergilendirme Dönemi, Beyanı,
Tarhı ve Ödenmesi
Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi
EK MADDE 9- (1) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi, ek 1 inci
madde kapsamındaki çok uluslu işletme gruplarına bağlı ve Türkiye’de yerleşik olan; bağlı
işletmeler ve iş ortaklıklarıdır.”
MADDE 46- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi, beyanı, tarhı ve
ödenmesi
EK MADDE 10- (1) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme
dönemi hesap dönemidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin vergilendirme
dönemi ise, özel hesap dönemidir.
(2) Ek 6 ncı maddenin dördüncü fıkrası kapsamında, asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi oramnm, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahına uygulanması suretiyle
tespit olunan yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, mükelleflerin beyam üzerine tarh
olunur ve bu vergiye varsa ek cari dönem yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ilave edilir.
Şu kadar ki, ek 4 üncü maddenin dokuzuncu fıkrasmm (a), (c) ve (ç) bentleri ile bağlı işletme
sahiplerine mülkiyet paylanna ilişkin olarak yapılan dağıtımlar veya kar dağıtımı sayılan
durumlarda bu tutarlar üzerinden kesilen vergiler hariç (d) bendi hükümleri bu hesaplamada
dikkate alınmaz.
(3) Hesaplanan vergi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on ikinci ayın birinci
gününden son gününe kadar beyan edilir ve ödenir.
(4) Ek 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükümleri yerel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinin tespitinde de dikkate alımr.
(5) Ek 9 ımcu maddenin birinci fıkrası kapsamında, Türkiye’de yerleşik ve aynı çok
uluslu işletme gruplarına bağlı mükelleflerden herhangi birinin, yerel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinin tamamını kendi adına beyan edip ödemesi durumunda, diğer mükelleflerin
bu verginin beyam ve ödemesindeki sorumluluklan ortadan kalkar. Şu kadar ki, verginin
tamamının ödenmemesi durumunda aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı mükelleflerin
verginin ödenmesine ilişkin müştereken ve müteselsilen sorumluluklan devam eder.
(6) Hazine ve Maliye Bakanlığı, üçüncü fıkra kapsamında verilen beyannamenin ve
eklerinin şekil ve muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin
müracaatı üzerine veya re’sen tarh yerini tayin etmeye, verginin beyan ve ödeme zamam ile
tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye
ve buna ilişkin usul ve esaslan belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 47- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“BEŞİNCİ BÖLÜM
Diğer Hükümler
Birleşme, bölünme ve pay devirleri
EK MADDE 11- (1) İki veya daha fazla grubun, gelirin raporlandığı hesap döneminden
önceki dört hesap döneminin herhangi birinde, tek bir grup oluşturmak üzere birleşmeleri ve
birleşen grupların, birleşmeden önceki dört hesap döneminden en az birinde konsolide fînansal
tablolarında yer alan hasılatlan toplamının 750 milyon Avro karşılığı Türk lirasını aşması
durumunda, birleşme sonucu ortaya çıkan yeni çok uluslu işletme grubunun o hesap dönemi
için ek 1 inci madde kapsamındaki hasılat sınırını aştığı kabul edilir.
(2) Herhangi bir gruba bağlı olmayan bir işletmenin, gelirin raporlandığı hesap
döneminde bir işletme veya grupla birleşmesi durumunda, birleşen veya birleşilen işletme veya
birleşilen grubun, birleşmeden önceki dört hesap döneminden en az birindeki finansal veya
konsolide fînansal tablolarmda yer alan hasılatları toplamının 750 milyon Avro karşılığı Türk
lirasım aşması durumunda, birleşilen veya ortaya çıkan çok uluslu işletme grubunun ilgili hesap
dönemi için ek 1 inci maddedeki hasılat smmm aştığı kabul edilir.
(3) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine tabi bir çok uluslu işletme
grubunun iki veya daha fazla gruba bölünmesi ve
a) Bölünme sonrası oluşan grup veya grupların yıllık hasılatlarının, bölünmenin
gerçekleştiği hesap dönemini izleyen hesap döneminde 750 milyon Avro karşılığı Türk lirasını
aşması,
b) Bölünme sonrası oluşan grup veya grupların yıllık hasılatlanmn, bölünmenin
gerçekleştiği hesap döneminden sonraki ikinci ila dördüncü hesap dönemlerinin en az ikisinde
750 milyon Avro karşılığı Türk lirasını aşması,
durumunda söz konusu grup veya grupların ek 1 inci maddedeki hasılat smınm aştığı
kabul edilir.
(4) Bir işletmenin doğrudan veya dolaylı mülkiyet paylarının devri sonucunda; çok
uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi haline gelmesi veya bir çok uluslu işletme grubunun
bağlı işletmesi vasfım kaybederek başka bir çok uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi olması
ya da yeni bir çok uluslu işletme grubunun nihai ana işletmesi olması ve varhklarımn,
yükümlülüklerinin, gelirlerinin, giderlerinin veya nakit akışlanmn herhangi bir kısmının, nihai
ana işletmenin konsolide fînansal tablolarmda yer alması halinde, bu işletme devrin
gerçekleştirildiği tarihin içinde bulunduğu hesap döneminde çok uluslu işletme grubunun üyesi
olarak dikkate alınır.
(5) Bir bağlı işletmenin varlıklarının ve borçlarımn devredilmesi durumunda, devreden
bağlı işletmenin bu işlemlerden doğan kazanç veya zaran, işletme bazlı kazanç veya zaranmn
hesaplanmasında dikkate alımr. Bu durumda, devralan bağlı işletmenin işletme bazlı kazanç
veya zaran, devre konu söz konusu varlık ve borçlann, devralan bağlı işletmenin nihai ana
işletmesinin konsolide finansal tablolanmn hazırlanmasında kullanılan muhasebe standardı
uyarınca defterindeki kayıtlı değerleri dikkate alınmak suretiyle hesaplamr.
(6) İşletmelerin yeniden yapılandırılması kapsamında, varlıkların ve borçların
devredilmesi sonucu oluşan kazanç veya zararlar, devreden bağlı işletmenin işletme bazlı
kazanç veya zaranmn tespitinde dikkate alınmaz. Bu durumda, devralan bağlı işletmenin
işletme bazlı kazanç veya zararı, söz konusu varlık veya borçları devreden bağlı işletmenin
defterindeki kayıtlı değerler dikkate alınmak suretiyle hesaplanır.
(7) İşletmelerin yeniden yapılandırılması kapsammda, devredilen varlık ve borçlar
nedeniyle oluşan kazanç veya zararın devreden bağlı işletme tarafından nitelikli olmayan
kazanç veya zarar esasına göre muhasebeleştirildiği durumda, devreden bağlı işletmenin bu
işlemlerden doğan kazanç veya zararı, nitelikli olmayan kazanç veya zarar tutarı ile sınırlı
olmak üzere dikkate almır. Bu durumda, devralan bağlı işletme tarafindan devre konu varlık ve
borçlara yönelik işletme bazlı kazanç veya zarann tespitinde, devreden bağlı işletmedeki söz
konusu varlık ve borçlann defter değerlerinin ilgili ülke mevzuatı kapsammda nitelikli olmayan
kazanç veya zarar esasına göre düzeltilmiş tutarlan dikkate alınır.
(8) Altı ve yedinci fıkralarda geçen işletmelerin yeniden yapılandırılması ibaresi,
birleşme, devir ve bölünme gibi işlemler kapsammda varlık ve borçlann devre konu edilmesini
veya bağlı işletmenin tür değiştirmesini; nitelikli olmayan kazanç veya zarar ibaresi,
işletmelerin yeniden yapılandıniması kapsamında varlık veya borçlann devri sonucu ortaya
çıkan kazanç veya zarann ilgili ülke mevzuatı kapsamında hesaplanması sonucu bulunan tutar
ile bunların finansal muhasebe esaslarına göre hesaplanan kazanç veya zararından düşük olanını
ifade eder.
(9) İş ortaklığı ve bu iş ortaklığmm uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlanna uygun olarak hazırladığı konsolide finansal tablosunda yer alan işletmelerin
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin hesaplanmasında, bu işletmeler ayn bir çok
uluslu işletme grubunun bağlı işletmeleri; iş ortaklığı ise bu grubun nihai ana işletmesi olarak
kabul edilir. Bu fıkra kapsammda bağlı işletme veya nihai ana işletme olarak kabul edilen
işletmelerde, doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip olan bir ana işletme; iş
ortaklığınm gelirin dahil edilmesi esası kapsamındaki küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisini, ek 7 nci maddenin dördüncü fıkrası kapsamındaki dahil olma oranım dikkate almak
suretiyle hesaplar. Hesaplanan tutann nitelikli gelirin dahil edilmesi esasına göre tahsil
edilemeyen kısmı yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsammda küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin tespitinde dikkate alınır.
(10) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubu, en az bir işletmesi veya
işyerinin grubun diğer işletmelerinden farklı bir ülkede yerleşik olan, nihai ana işletmeleri
kancalı bir yapı veya çift üsteli bir düzenleme ile bir araya gelen iki veya daha fazla grubu ifade
eder ve bu gruplara aşağıdaki hükümler uygulamr.
a) Her bir grubun işletmeleri ve bağlı işletmeleri, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi uygulaması kapsamında tek bir çok uluslu işletme grubunun üyeleri olarak kabul edilir.
b) Muafiyet kapsammda olmayan bir işletme, birden fazla ana işletmeli çok uluslu
işletmeler grubu tarafından tam konsolidasyona tabi tutuluyorsa veya bu işletme üzerinde
birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubu kontrol gücüne sahipse, bu işletme bağlı
işletme olarak kabul edilir.
c) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunun konsolide finansal tabloları,
kabul edilebilir finansal muhasebe standardı uyarınca kancalı yapı veya çift üsteli düzenleme
kapsammda nihai ana işletmelerden birinin tek bir ekonomik birim gibi hazırladığı konsolide
finansal tablolardır.
ç) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunu oluşturan ayrı grupların nihai
ana işletmeleri, bu grubun nihai ana işletmeleri olacaktır. (Birden fazla ana işletmeli çok uluslu
işletmeler grubu ile ilgili olarak küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi uygulaması
kapsamında bir nihai ana işletmeye yapılan atıflar birden fazla nihai ana işletmeye yapılmış
sayılır.)
d) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de bulunan ana
işletmeleri (her bir nihai ana işletme dahil olmak üzere), mülkiyet payına sahip olunan bağlı
işletmedeki dahil olma oranı ile sınırlı olmak üzere gelirin dahil edilmesi esasında dikkate alımr.
e) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de bulunan bağlı
işletmelerinin tümüne, her bir düşük vergilendirilen bağlı işletmenin küresel asgari tamamlayıcı
vergisi dikkate almarak yetersiz vergilendirilen ödemeler kuralı uygulamr.
f) Nihai ana işletmeler, birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunu
oluşturan gruplann her birine ilişkin bilgileri içerecek küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi bilgi beyannamesini sunmak için tek bir işletme belirlememiş ise, söz konusu nihai ana
işletmelerin her biri bu beyannameyi vermek zorundadırlar.”
MADDE 48- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Özel vergileme halleri
EK MADDE 12- (1) Çok uluslu işletme grubunun nihai ana işletmesi olan şeffaf
işletmenin işletme bazlı kazancı, aşağıdaki durumlarda bu işletmenin mülkiyet payına isabet
eden miktarda azaltılır.
a) Çok uluslu işletme grubunun hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on ikinci ayın
sonuna kadar, nihai ana işletmenin mülkiyet payı sahibinin söz konusu payına isabet eden
kazancın tamamı üzerinden en az asgari kurumlar vergisi oram kadar vergi hesaplanması veya
nihai ana işletme ve vergi şeffaf yapımn parçası olan diğer işletmeler tarafından ödenen
kapsanan vergiler ile mülkiyet payı sahibinin bu paya isabet eden kazançları üzerinden
hesaplanan vergilerin toplamımn, bu vergilerin hesaplandığı kazanca en az asgari kurumlar
vergisi oranı uygulanmak suretiyle tespit olunan tutardan fazla olması veya
b) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payma sahip olan bir
gerçek kişinin, nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olması ve sahip olduğu mülkiyet
payı üzerinden elde edilen gelirlerin bu ülkede vergiye tabi olması veya
c) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payına sahip olan ve ek 3
üncü maddenin birinci fıkrasımn (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılanlann nihai ana işletmenin
bulunduğu ülkede yerleşik olması.
(2) Nihai ana işletmenin mülkiyet payma sahip olanların söz konusu işletmenin zarannı
vergiye tabi kazançlarmın tespitinde indirim konusu yapabilmeleri durumunda, çok uluslu
işletme grubunun şeffaf işletme niteliğindeki nihai ana işletmesinin işletme bazlı zararı, bu
işletmenin mülkiyet payma isabet eden miktarda azaltılır.
(3) Vergilemede indirilebilir kar payı uygulamasına tabi olan nihai ana işletme,
aşağıdaki durumlarda ilgili hesap dönemi için hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on
ikinci ayın sonuna kadar işletme bazlı kazancını, zarar durumuna düşmemek kaydıyla, söz
konusu uygulama kapsamında indirilebilir kar payı miktarı kadar azaltır.
a) Nihai ana işletmesinin hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on ikinci ayın
sonuna kadar kar payı geliri üzerinden vergi hesaplanması durumunda;
1) Kar payı geliri üzerinden hesaplanan verginin en az asgari kurumlar vergisi oram
uygulanmak suretiyle tespit edilmesi veya
2) Nihai ana işletmenin ödenen kapsanan vergileri ile kar payı gelirini elde edenin bu
geliri üzerinden ödenen vergileri toplamımn, bu vergilerin hesaplandığı kazanca en az asgari
kurumlar vergisi oram uygulanmak suretiyle tespit olunan tutardan fazla olmasına ilişkin
beklentinin bulunması veya
3) Kar payı gelirini elde edenin gerçek kişi olması ve söz konusu kar payımn
kooperatiften elde edilen ristum geliri niteliğinde olması,
b) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payına sahip olan ve kar
payı geliri elde eden gerçek kişinin, bu işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olması ve söz
konusu gelirin bu ülkede vergiye tabi olması,
c) Nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olup bu işletmeden kar payı geliri
elde edenlerin ek 3 üncü maddenin birinci fıkrasımn (a) ve (b) bentlerinde sayılanlar ile
emeklilik hizmeti işletmeleri dışındaki emeklilik yatırım fonlarından olması.
(4) Üçüncü fıkrada geçen vergilemede indirilebilir kar payı uygulaması ibaresi, ilgili
hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on ikinci ayın sonuna kadar dağıtılan kar payları
üzerinden hesaplanan vergilerin tek aşamalı vergileme olarak dikkate alındığı ve dağıtılan kar
paylarının işletmenin kazancından indirim konusu yapıldığı durumu ifade eder.
(5) Kar dağıtımına dayalı vergileme sisteminin uygulandığı ülkelerde faaliyette bulunan
bağlı işletmeler, ilgili hesap dönemi için ek 5 inci maddesi kapsamında tespit olunan vergi
yükünün asgari kurumlar vergisi oramna eşitlenmesi için gerekli olan tutar ile bu hesap
dönemindeki kazançlann tamamımn kar dağıtımına konu edilmesi durumunda dağıtım
üzerinden hesaplanması gereken vergi tutarmdan düşük olamm, dağıtılmış sayılan kar payı
vergisi olarak düzeltilmiş kapsanan vergilere ekleyebilir. İlgili ülkede faaliyette bulunan çok
uluslu işletme grubuna bağlı işletmelerden herhangi biri için bu fıkra kapsamında yapılan
hesaplama yönteminin tercih edilmesi halinde, diğer bağlı işletmeler için de aynı yöntemle
düzeltilmiş kapsanan vergilerin hesaplanması gerekir. Bu tercih her hesap dönemi için ayrı ayn
dikkate alınır. Şu kadar ki, bağlı işletmeler açısmdan, 1/7/2021 tarihinden (bu tarih dahil) önce
kar dağıtımma dayalı vergileme sisteminin yürürlükte olduğu ülkelerde bu yöntem
uygulanabilir.
(6) Beşinci fıkra kapsamındaki uygulamamn geçerli olduğu ülkelerde, bu yöntemi
kullanan bağlı işletmeler açısmdan her bir hesap dönemi için düzeltilmiş kapsanan vergi olarak
dikkate alman tutarların izlendiği takip hesabı oluşturulur. İzleyen hesap dönemlerinde bu
hesaptan sırasıyla;
a) Kar dağıtımına bağlı olarak ödenen vergiler,
b) Ülkesel bazlı zarara asgari kurumlar vergisi oranmm uygulanması sonucu tespit
olunan tutar,
c) Yedinci fıkra kapsamında sonraki hesap dönemlerine aktarılan tutarın cari hesap
döneminde kullanılan kısmı,
indirilir.
Bu hesap bakiyesi hiçbir zaman eksi bakiye vermez.
(7) Altıncı fıkranın (b) bendi kapsamında, ülkesel bazlı zarara asgari kurumlar vergisi
oranmm uygulanması suretiyle bulunan tutann takip hesabındaki bakiye tutardan fazla olması
durumımda, fazla kısım takip hesabı zarar aktarımı uygulaması kapsamında sonraki hesap
dönemlerine aktarılır. Aktanma konu edilen bu tutarlar sonraki hesap dönemlerinde takip
hesabına aktarılan tutarlardan indirim konusu yapılır.
(8) Bir ülkedeki bağlı işletme olan yatınm işletmelerine (vergi şeffaf işletmeler hariç)
ilişkin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin tespitinde, vergi yükü ile asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi oranı gibi bu Kısımda yapılan hesaplamalar, o ülkedeki yatırım
işletmesi olmayan diğer bağlı işletmelerden ayrı ayrı dikkate ahmr.
(9) Se^zinci fıkraya alternatif olarak, bağlı işletme konumunda olan bir yatırım
işletmesi vergi şeffaf işletme olarak kabul edilebilir. Bu durumda, yatınm işletmesine ilişkin
mülkiyet paylarının rayiç bedelle değerlenmesi suretiyle bağlı işletmeler nezdinde en az asgari
kurumlar vergisi oram üzerinden vergilendirilmesi şarttır. Sigorta yatırım işletmeleri açısından
da bu fıkra hükümleri uygulamr. Şu kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
tespitinde bu fıkra hükümleri, cari dönem ve takip eden dört hesap dönemi için tercih edilir. Bu
tercihin iptal edilmesi halinde, yatırım işletmesi tarafından elde tutulan bir varlık veya
yükümlülüğün elden çıkarılmasından doğan kazanç veya zarar, söz konusu varlık veya
yükümlülüklerin iptal yılırun ilk günündeki gerçeğe uygun değeri üzerinden belirlenir.
(10) Sekizinci ve dokuzuncu fıkralara alternatif olarak, bağlı işletme olan bir yatınm
işletmesinin mülkiyet payına sahip ve yatınm işletmesi olmayan başka bir bağlı işletmenin,
yatınm işletmesine iştirakinden elde edilen kazançlann en az asgari kurumlar vergisi oranında
vergilendirilebilir olmasına yönelik beklentinin bulunması durumunda, bağlı işletme yatırım
işletmesindeki mülkiyet payına ilişkin olarak vergilendirilebilir dağıtım yöntemini
uygulayabilir. Şu kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin tespitinde bu fıkra
hükümleri, cari dönem ve takip eden dört hesap dönemi için tercih edilir. Bu fıkranın
uygulamasmda vergilendirilebilir dağıtım yöntemi, yatırım işletmesinin işletme bazlı
kazançlanmn takip eden üç hesap dönemi içerisinde mülkiyet payına sahip bağlı işletmelere
dağıtılmasımn taahhüt edildiği, bu dönemin sonuna kadar dağıtılmayan işletme bazlı
kazançlann ise üçüncü hesap dönemi içerisinde yatırım işletmesinin kazancı olarak dikkate
alınarak küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin hesabında dikkate alınan yöntemdir.
Bu tercihin iptal edilmesi halinde, yatınm işletmesinin dağıtılmamış işletme bazlı kazancı, iptal
edilen hesap döneminde yatırım işletmesinin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
hesabında dikkate alımr.”
MADDE 49- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yetki
EK MADDE 13- (1) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu Kısmın uygulanmasma yönelik
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 50- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 17- (1) Beşinci kısmın uygulamasında bentlerde belirtilen süreler
için aşağıdaki hükümler dikkate alımr.
a) Ek 6 ncı maddenin üçüncü fıkrasının uygulamasmda, 2024 hesap dönemi için maddi
duran varlıkların net defter değerinin %7,8’i, bağlı işletmelerin çalışanlanmn brüt ücretlerinin
%9,8’i dikkate alınır. Bu oranlar; takip eden dört hesap dönemi boyunca %0,2, 2029 hesap
döneminden itibaren dört hesap dönemi boyunca da her hesap dönemi için bağlı işletmelerinin
çalışanlanmn brüt ücretleri için %0,8, maddi duran varlıklar için ise %0,4 azaltılarak uygulanır.
b) Ek 8 inci maddenin dördüncü fıkrası kapsamında verilecek beyannameler 2024 hesap
dönemi için hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on sekizinci ayın son gününe kadar beyan
edilir ve tahakkuk eden vergiler beyan süresinin son gününe kadar ödenir. Şu kadar ki, ek 1 inci
madde kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi mükellefi olup ek 8 inci
maddeye göre ilk defa beyanname verecek mükellefler açısından da bu madde hükümleri
uygulamr.
c) 1/1/2024 tarihinden önceki işlemler nedeniyle finansal tablolarda ertelenmiş vergi
varlığı veya yükümlülüğü olarak kayıtlara alınan tutarlar, ek 5 inci madde kapsamındaki vergi
yükünün hesabında dikkate alınır. Ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü olarak vergi
yükünün tespitinde dikkate alınacak tutar, asgari kurumlar vergisi oranı veya ilgili ülkede
uygulanan kurumlar vergisi oramnm düşük olanı üzerinden hesaplamr. Şu kadar ki, ülkesel
bazlı kazancın tespitine yönelik yapılan hesaplamada, zarardan kaynaklanan ertelenmiş vergi
varlığı tutan, asgari kurumlar vergisi oram uygulanmak suretiyle tespit olunur.
ç) Ülkesel bazlı kazanç veya zararın hesaplanmasına dahil edilmeyen işlemlerden
kaynaklanan ve 30/11/2021 tarihinden sonra ertelenmiş vergi varlığı olarak dikkate alman
tutarlar, ek 5 inci madde kapsamındaki vergi yükünün tespitinde dikkate alınmaz.
d) Ek 7 nci maddenin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkra hükümleri 1/1/2025
tarihinden itibaren (özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde ise 2025 yılında başlayan özel
hesap döneminden itibaren) elde edilen kazançlara uygulamr.
e) 2026 hesap dönemi sonuna kadar (hesap döneminin son günü 30/6/2028 tarihini
geçenler hariç) bir ülkedeki yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi aşağıdaki
şartların herhangi birinin sağlanması durumunda sıfır olarak kabul edilir.
1) 24/2/2020 tarihli ve 2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında düzenlenen ülke
bazlı rapor ile ilgili ülke mevzuatı uyarınca hazırlanan benzer nitelikteki ülke bazlı raporlarda
toplam hasılatın 10 milyon Avro karşılığı Türk lirasından ve vergi öncesi kann 1 milyon Avro
karşılığı Türk lirasından az olması,
2) Çok uluslu işletme grubunun uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlarma göre hesaplanan ülke bazlı kurumlar vergisi ve benzer nitelikteki vergilerinin
toplamımn, (e) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında düzenlenen ülke bazlı raporlardaki
vergi öncesi karlara bölünmesi suretiyle hesaplanan vergi joikünün; 2024 hesap dönemi için
%15, 2025 hesap dönemi için %16 ve 2026 hesap dönemi için %17 oranlarına eşit veya daha
fazla olması,
3) Çok uluslu işletme grubunun, (1) numaralı alt bent kapsamında düzenlenen ülke bazlı
raporlanndaki vergi öncesi kannm; bunlarm çalışanlarının brüt ücretleri ile maddi duran
varlıklarımn net defter değerinin, (a) bendi kapsamında ilgili yıl için hesaplanacak oranla
çarpılan tutarların toplamına eşit veya bu tutardan daha az olması.
f) Bir çok uluslu işletme grubunun nihai ana işletmesinin bulunduğu ülkede en az %20
oranında bir kurumlar vergisi uygulanması durumunda, o ülke için yetersiz vergilendirilen
ödemeler esası kapsamında hesaplanan tamamlayıcı vergi, geçiş dönemi boyunca her bir hesap
dönemi için sıfır olarak kabul edilir. Bu bentte geçen geçiş dönemi ibaresi, 31/12/2025
tarihinden önce başlayan (bu tarih dahil) ve 31/12/2026 tarihi itibarıyla sona eren hesap
dönemlerini ifade eder.
g) (e) ve (f) bentlerinde belirtilen şartları birlikte sağlayan bir çok uluslu işletme grubu,
ilgili ülke için bahsi geçen bentlerde yer alan uygulamalardan herhangi birini tercih edebilir.”
MADDE 51- 8/3/2007 tarihli ve 5597 sayılı Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun
ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “50 Türk lirası” ibaresi “500 Türk lirası” şeklinde değiştirilmiş, birinci
cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiş ve mevcut ikinci cümlesinde yer
alan “bu miktarı” ibaresi “bu fıkrada yer alan harcı veya bu harcın yeniden değerleme oranı
uygulanmak suretiyle belirlenmiş olan tutarım” şeklinde değiştirilmiştir.
“Bu harç, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme
oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu suretle hesaplanan harç tutarının 10 Türk lirasına
kadarki kesirleri dikkate alınmaz. Şu kadar ki, bu kapsamda hesaplanan harcın uygulandığı yılın
Ocak ayının onuncu günü sonuna kadar yapılan yurt dışına çıkışlarda, bir önceki yılın sonu
itibarıyla geçerli tutar üzerinden yapılmış harç Ödemeleri için fark ikmal edilmez.”
MADDE 52- Bu Kanunun;
a) 4 üncü, 33 üncü ve 34 üncü maddeleri yayımım izleyen ikinci ayın başında,
b) 20 nci ve 23 üncü maddeleri 1/1/2030 tarihinde,
c) 21 inci, 22 inci, 28 inci ve 30 uncu maddeleri yayımım izleyen ayın başında,
ç) 29 uncu maddesi 2024 yılı Temmuz ayı ödeme döneminden itibaren uygulanmak
üzere yayımı tarihinde,
d) 25 inci ve 32 nci maddeleri 1/1/2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
e) 35 inci ve 36 ncı maddeleri, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde
edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan
özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
f) 37 nci ila 49 uncu maddeleri, 2024 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde
edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2024 takvim yılında başlayan
özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
g) 51 inci maddesi yayımım izleyen onuncu günde,
ğ) Diğer hükümleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 53- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkam yürütür.