TBMM (AA) – Çalışanlara elektrik ve doğal gaz desteğine vergi muafiyeti, öğrenim ve katkı kredisinin faizsiz geri ödenmesi ile varlık yönetim şirketlerine devredilen 2 bin 500 liraya kadar olan icra takibindeki borçların tasfiyesini de içeren ekonomiye ilişkin “torba” kanun teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, kanun teklifinin detaylarını açıkladı.
Uzun süredir üzerinde çalıştıkları Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 52 maddeden oluştuğunu belirten Elitaş, konutların çatılarında güneş enerjisinden elektrik üretiminin 25 kilovatlık kısmının vergiden istisna olduğunu, düzenlemeyle mesken çatılarında 50 kilovata kadar elektrik üretiminin vergiden muaf olacağını söyledi.
Elitaş, işverenlerin, çalışanlarına yemek yardımını nakdi olarak verdikleri takdirde bu ücretin vergiden istisna tutulacağını belirtti.
İşverenlerin çalışanlarına, 1 Temmuz 2023’e kadar doğal gaz ve elektrik yardımı olarak 1000 liraya kadar yaptıkları yardımların da gelir vergisi ve sigorta priminden muaf olacağını ifade eden Elitaş, “İşverenlerin çalışanlarına bu kış döneminde katkı sağlayacaklarını ümit ediyoruz.” dedi.
Araştırma geliştirme faaliyetlerindeki artışı hızlandırabilmek için Ar-Ge konusunda daha önce 1 milyon liraya kadar yapılan desteğin, 2 milyon 500 bin liraya çıkarılacağını bildiren Elitaş, teklifle ayrıca Türkiye’den yurt dışına giden ve inşaat işlerinde çalışan Türk işçilerine yapılan ücret ödemelerini gelir vergisinden istisna hale getirileceğini ifade etti.
“Öğrenciler aldıkları kredi tutarını ödeyecek”Bugüne kadar 1 milyon 392 bin öğrencinin öğrenim kredisi, 26 bin öğrencinin ise katkı kredisi aldığını kaydeden Elitaş, alınan kredi miktarının toplam 27,6 milyar liraya ulaştığını açıkladı.
Öğrenim kredisi alan öğrencilerin, borçlarını iki yıl sonra başlamak üzere kredi aldığı kadar sürede, aldıkları miktar tutarında ve aylık dönemler halinde ödemelerine imkan tanınacağını dile getiren Elitaş, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın açıkladığı gibi yaptığımız düzenlemede bütün faizleri siliyoruz. Öğrenci kardeşlerimizin aldıkları, devletin kendilerine yaptığı kredi katkısını rahat şekilde ödeyebilmeleri, öğrenim hayatındaki maddi meseleleri de ortadan kaldırabilmek için yapılan önemli bir düzenleme.” diye konuştu.
İcra takibi başlatılan 2 bin lira ve altındaki alacakların da tasfiye edileceğini söyleyen Elitaş, GSM, doğal gaz ve elektrik dağıtım şirketleri, alacaklarının, 2 bin liranın altında olan kısımlarını sildikleri takdirde doğrudan doğruya bütün takiplerin ortadan kalkacağını belirtti. Elitaş, bu kapsamda 5 milyon kişiyi ilgilendiren 9 milyon dosyanın bulunduğunu, toplam bedelinin 20 milyar lirayı bulduğunu kaydetti.
“Sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ve maske takmama cezalarına af”Maske ve sokağa çıkma yasağını ihlal eden vatandaşlara toplam 2,7 milyar lira ceza yazıldığını aktaran Elitaş, kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında bu yasakları ihlal edenlere yazılan söz konusu alacaklardan vazgeçileceğini söyledi.
Üniversitelerin tıp fakültelerinin son sınıfında bulunan öğrenciler ile diş hekimliği fakültelerinin dördüncü yılını tamamlayıp beşinci yılına geçen öğrencilere, asgari ücret tutarında ödeme yapıldığını hatırlatan Elitaş, bunun yalnızca devlet üniversitelerini değil tüm üniversiteleri kapsayacağını vurguladı.
Mustafa Elitaş, düzenlemeyle, 65 yaşını dolduran yoksul yaşlılar ile engellilere bağlanan yaşlı ve engelli aylıklarına yönelik ödemeler gerçekleştikten sonra kişilerin ölüm, gelir değişikliği, engel durumu değişikliği gibi nedenlerle durumunda değişiklik olduğunun tespit edilmesi halinde yapılan yersiz ödemelerden kaynaklı alacak ve bunların ferilerinin terkin edileceğini belirtti.
Sosyal Güvenlik Kurumunun taşınmazlarının elektronik ortamda ihaleye çıkılarak satılmasına imkan veren düzenleme yapılacağını dile getiren Elitaş, “Yurt dışında yaşayan vatandaşların, Türkiye’ye araçla geldiğinde bu aracı iki yıl içinde yurt dışına çıkmamak kaydıyla kullanma hakkı vardı. Aracını Türkiye’ye bırakıp yurt dışına çıkış yaptıklarında onlara ceza veriliyordu. Bu cezalarda af yoluna gidiyoruz.” dedi.
Varlık yönetim şirketlerine devredilen 2 bin 500 liranın altındaki alacakların tasfiye edileceğini anlatan Elitaş, “Bu düzenleme 892 bin 866 kişiyi ilgilendiriyor. 2500 liraya kadar olan kısmı iki katına kadar artırmaya Maliye Bakanlığı yetkili. Sayın Bakan artırırsa vatandaşlar varlık yönetimi şirketlerindeki 5000 lira ve altındaki borcundan kurtulmuş olacak.” bilgisini verdi.
“KKM uygulaması 1 yıl uzatılacak”Teklifle, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasını 31 Aralık 2023’e kadar uzatılacağını bildiren Elitaş, sıfır ikincil el taşıtlarda 6000 kilometre veya 6 ay süreyle satmama şartına uymayan oto galerilere verilen 8 bin 500 lira para cezasının alt limitinin ise 10 bin, üst limitin 300 bin liraya çıkarılacağını açıkladı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Elitaş, “Öğrenim ve katkı kredisi borçlarıyla ilgili faiz silinecek, ana paranın ödenmesiyle ilgili bir ödeme planı var mı?” sorusu üzerine, “Ödeme planı zaten var, bu kapsamda ödenecek. Faizli kısmı nasıl ödeniyorsa faizsiz kısmı da aynı şekilde ödenmeye devam edilecek.” dedi.
Düzenlemenin, gelecek hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanacağını dile getiren Elitaş, kanun teklifini muhalefet partileri ile de görüşerek, istişare ederek hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi.
KANUN DETAYI
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1– Gelir Vergisi Kanununun yürürlükte olan 9 uncu maddesinin birinci fıkrasımn (9) numaralı bendi uyarınca, yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde istifade etme hedefi doğrultusunda elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları meskenlerde, 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi hükümlerine göre lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında kurdukları, çatı ve cephe uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ve kurulu gücü azami 25 kW (25 kW dahil) olan, elektrik üretim tesisinden ürettikleri elektrik enerjisini son kaynak tedarik şirketlerine satan gerçek kişiler, gelir vergisinden muaf esnaf kapsamındadır. Günümüzde, özellikle çevresel etldler dikkate alındığında, enerji ihtiyacımn yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması artık bir tercihten ziyade zorunluluk haline gelmiştir. Bu amaçla maddeyle, sahibi olunan veya kiralanan konutlarda halen 25 kW’lık sımr dahilinde sağlanmış olan teşvikin sımrı 50 kW olarak yeniden belirlenmektedir.
MADDE 2- Mevcut uygulamaya göre, işverenler tarafından çalışanlara işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmiştir. îşverenlerce işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda ise çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin ilgili yıl için belirlenen tutan (2022 yılı için 51 TL’yi) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şartıyla bu ödemeler istisna kapsamında değerlendirilmektedir. Ödemenin bu tutan aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilmektedir. Ayrıca, yemek bedelinin yemek kartlanna/çeklerine yüklenmek suretiyle kullandırıldığı durumlarda ise yemek bedelinin maddede yer alan haddi aşmayan kısmının yemek verme hizmeti sağlayan işletmelerde kullamiması kaydıyla gelir vergisinden istisna olup, bu kartlann/çeklerin yemek hizmeti vermeyen market gibi işletmelerde alışveriş yapılmasında kullanıldığı durumlarda ise söz konusu istisnadan faydalanılamamaktadır. Yapılan düzenlemeyle, yemek bedelinin çalışanların banka hesabma yatıniması ve çalışanlarca bu tutarlarm yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullamiması durumunda, anılan istisnadan faydalanılmasına imkân tamnmaktadır. Maddeyle yapılan diğer bir düzenlemeyle, yurt dışmda yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde, hizmet erbabımn yurt dışmda çalıştırılmasını teşvik etmek amacıyla, yurt dışında bu işlerde çalışmak üzere götürülen ve fiilen yurt dışında çalışan hizmet erbabına yurt dışından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisinden ve dolaylı olarak damga vergisinden istisna edilmektedir.
MADDE 3- 193 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin uygulama süresi 31/12/2022 tarihinde sona ereceğinden, yapılan düzenlemeyle anılan maddenin uygulama süresi 31/12/2027 tarihine kadar uzatılmaktadır. Ayrıca, yararlamlacak indirim tutarı olan “1.000.000 Türk lirası”, “2.500.000 Türk lirası” olarak güncellenmektedir.
MADDE 4– 2020 ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunlarının taşıtların cinslerinin ve bedellerinin yıl içerisinde belirlenmesine yönelik hükümleri, 237 sayılı Kanunun 9 ve 10 uncu maddelerini ilgili yılda uygulanamaz hale getirdiği, anılan hükümlerle tanınan yetkilerin bütçe kanunlarıyla mevcut kanun hükümlerinin açık ve zımnen değiştirilemeyeceği esasıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle 8/8/2022 tarihli ve 31917 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 24/2/2022 tarihli ve E. 2020/32, K. 2022/18 sayılı ile 24/2/2022 tarihli ve E. 2021/26, K.2022/19 sayılı Kararlarıyla iptal edilmiştir. Güvenlik önlemli binek ve servis cinsi taşıtlar, genellikle yurtdışı temsilciliklerimiz için satın alma suretiyle edinilmekte ve taşıtların bedelleri ülkelere göre farklılık göstermektedir. Bu sebeple, ortalama bir azami satın alma bedeli belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır. “Diğer Taşıtlar” ise genellikle kullanım amacına göre donanım ve malzemeler eklenerek üst yapılı olarak edinilmekte olup, 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamındaki tüm idarelerin yıl içerisinde edinecekleri bu nitelikteki taşıtların bütçe hazırlık sürecinde cinsleri ve bedelleri öngörülememektedir. Maddeyle Anayasa Mahkemesi’nin mezkur iptal kararına istinaden, güvenlik önlemli binek ve servis cinsi taşıtların bedellerinin, “Diğer Taşıtlar” kapsamındaki taşıtların ise cinslerinin ve bedellerinin yılı bütçe kanunlarında belirlenen esaslara göre yıl içerisinde belirlenmesine imkân sağlamak amaçlanmaktadır.3
MADDE 5-16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanununun 16 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcunu aldıkları miktar kadar ödeyecekleri, öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcunu iki yıl sonra başlamak üzere kredi aldığı kadar sürede ve aylık dönemler halinde ödeyecekleri, öğrenim kredisi almış borçluların çalışmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan teyit edilmesi koşuluyla ve en fazla üç defa olmak üzere erteleme talep etmesi halinde; ilk yıl herhangi bir ilave olmadan, sonraki yıllarda ise her yıl için verilen miktara TÜFE oramna göre değişiklik göstermekle birlikte en fazla yüzde on ilave edilerek kredi borcu hesaplanacağı düzenlenmektedir.
MADDE 6– Öğrenim ve katkı kredisi geri ödemelerine ilişkin taksitlerin zamanında ödenmemesi durumunda yapılacak işlemlere dair düzenlemeleri içeren 351 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…tekrarında ise tamamı…” ibaresi. Anayasa Mahkemesinin 8/9/2022 tarihli, 2022/67 Esas ve 2022/103 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, ilgili kararda yer alan iptal gerekçelerinin karşılanmasını teminen 351 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde gerekli değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda, öğrenim ve katkı kredisi borcu taksitlerinin zamanında ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, öğrenim ve katkı kredisi borcu için öngörülen son taksitin vade tarihine kadar bekleneceği ve son taksitin vade tarihi sonrasında ödenmemiş borçların ilgili vergi dairesine gönderileceği düzenlenmektedir. Süresinde ödenmeyen öğrenim ve katkı kredisi taksitlerine vadesinden itibaren 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır.
MADDE 7– Maddeyle, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kredi almakta olan veya kredi borcunun ödeme zamanı henüz başlamamış kişilere öğrenim ve katkı kredisi olarak verilen tutarlara endeks hesaplanmayacağı, kredi geri ödemesi devam eden veya borçlan vergi dairesine takip için bildirilmiş olan kişilere öğrenim ve katkı kredisi olarak verilen tutarlara ilave edilmiş olan endeks tutarlarının ise terkin edileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilen endeks tutarları dâhil taksit tutarları, gecikme zammı gibi alacakların iade edilmeyeceği düzenlenmekte ve takip için vergi dairesine bildirilmiş olan ancak maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan kredi borçlanma içindeki endeks tutarları terkin edildikten soma bakiye talcsit tutarlarıma vergi daireleri nezdinde tutulması ve vadelerinde ödenmemeleri durumunda vergi dairelerince bu taksit tutarlarının takibine 6183 sayılı Kanun kapsamında devam olunacağı düzenlenmektedir.
MADDE 8– 2022 sayılı Kanun ile aylık bağlanan kişilerin ekonomik koşullarma göre kendisine ödenen yaşlı ve engelli aylığını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü gününe ve güçlükle geçinen kimselerden olduğu bilinmektedir. Yaşlı ve engelli kişiye yersiz ödenenaylıkların, 2022 sayılı Kanunda yer alan nedenlerle geri alınması gerekmektedir. Ancak yürütülen takip ve tahsil işlemlerinde, alacağın borçludan tahsilinin mümkün olamadığı ve alacağın tahsili için harcanacak emek ve mesai karşılığında elde edilecek bir kamu menfaatinin bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle maddeyle söz konusu alacakların ve fer’ilerinin terkin edilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 9-4/7/2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanunun 35 inci maddesi ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa eklenen ek 29 uncu maddeyle üniversitelerin tıp fakültelerinin son sınıfında bulunan öğrencilere bu dönemde öğretim üyesi rehberliğinde yaptıkları uygulama çalışmaları karşılığında ilgili kurumların bütçesinden on iki ay süreyle 4.350 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık ücret ödenmesi öngörülmüş idi. Tıp fakültelerinin son sınıfında bulunan öğrencilere tanınan bu haktan, diş hekimliği fakültelerinin dördüncü yılını tamamlayıp beşinci yılına geçen öğrencilerin de faydalanması öngörülmektedir. Bunun yanı sıra ödenecek tutar net asgarî ücrete endekslenerek artırılmakta ve güncellenmesine de imkân tanınmaktadır. Ayrıca, Gülhane Askeri Tıp Akademisi 6756 sayılı Kanun ile kabul edilen 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredildiğinden ayrıca belirtilmesi gereği kalmadığından madde metninden çıkartılmaktadır.
MADDE 10– 2634 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, ücretsiz girişli günübirlik tesis ile 9 uncu maddenin (b) bendinde belirtilen altyapı tesislerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılması halinde, bu tesislerin kamu yararı için yapıldığı ve kâr amacı da bulunmadığı göz önüne alınarak, ağaçlandırma ve bakım bedeli ile orman köylüleri kalkındırma gelirinin yanı sıra tesisin bütünleyici unsuru olan denizle bağlantısını sağlayan kıyı kullanımlarından Devlet îhale Kanununun 75 inci maddesinden doğan bedellerin de alınmaması ve ayrıca, ücretsiz girişli günübirlik tesislerin üçüncü kişilere devredilmemesi ve işlettirilmemesi öngörülmektedir.
MADDE 11– Uygulamada karşılaşılabilecek tereddütlerin önlenmesini teminen, daha Önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan ücretsiz girişli günübirlik tesisler ile 9 uncu maddenin (b) bendinde belirtilen tesisler için ağaçlandırma ve bakım bedeli ile orman köylüleri kalkındırma gelirinin yanı sıra tesisin bütünleyici unsuru olan denizle bağlantısını sağlayan kıyı kullanımlanndan Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinden doğan bedellerin de tahsil edilmeyeceği, varsa tahsil edilenlerin ise iade edilmeyeceğine ilişkin olarak değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 12– Tarım ve Orman Bakanlığınca konaklama ve kış turizm merkezlerindeki günübirlik ile mekanik tesis hattı amaçlı yapılan kiralama sözleşmeleri ile ön izin ve kesin izin verilen, bu izne bağlı olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen yatırımcı ve işletmecilerin sözleşmelerinin Kanunun 8 inci maddesine uyarlanması için 28/7/2022 tarihine kadar olan başvuru süresinin uzatılarak, turizm amaçlı tahsislerle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının uyguladığı mevzuattan kaynaklanan farkhiıklann ortadan kaldırılması ve bu tahsislerin Kültür ve Turizm Bakanhğmca tek elden ve belirli standartlar dahilinde yürütülmesine imkan sağlamak üzere, süresi içerisinde başvuruda bulunamayan yatınmcılarm yeniden başvuruda bulunması imkam getirilmektedir.
MADDE 13– Ülkemizde, engellilerin evde bakımına yardımın uygulaması; 2006 yılında başlatılmıştır. Bu yardım için hane içerisinde kişi başına düşen aylık gelirin, asgari ücretin aylıknet tutarının 2/3’ünden az olması gerekmektedir. Hane içerisinde kişi başına düşen gelir, asgari ücretin net tutarının 2/3’ünü geçtiği takdirde ise 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 7 nci maddesi kapsammda evde bakım desteği kesilmekte ve varsa yapılan yersiz ödemelerin tamamı yasal faizi ile birlikte geri alınmaktadır. Bununla birlikte, yersiz yapılan ödemeler çoğunlukla kişinin kusurundan değil sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinden veya önceden öngörülemeyen ve süreklilik arz etmeyen gelir elde edilmesinden kaynaklanmaktadır. Sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinin nedeni, çoğunlukla engelliliğin tespit edilmesine ilişkin mevzuatta belirlenen engel oranlarının, mevzuatın değişmesiyle birlikte değişikliğe uğramasıdır. Bu durumda, kişinin engel durumunda herhangi bir değişiklik meydana gelmemekte, ancak engelliliğin ölçülmesi, değerlendirilmesi ve tespitine ilişkin mevzuatın ekinde belirlenen oranlar değiştiğinden yeniden sağlık kurulu raporu aldığı takdirde engel oranı değişmektedir. Bu da yersiz ödeme yapıldığı gibi bir çıkarım yapılmasına neden olmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde kanun hükmü gereği tahsil edilmesi gereken tutarların tahsilinin hem güç olduğu, hem hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirilmektedir. Nitekim bu amaçla daha önce 2828 sayılı Kanuna eklenen geçici maddelerle de bu tutarların iki kez affı yoluna gidilmiştir. Açıklanan nedenlerle, kişinin kusurundan kaynaklanmayan ve kanunda belirlenen sınırın aşılması veya engel durumunu bildirir sağlık kurulu raporlarında yaşanan sorunlar nedeniyle ortaya çıkan ve tahsil edilmesi gereken tutarların, hedef grubun sosyoekonomik durumları ve yapılan yersiz ödemeler için kişilere kusur atfedilememesi göz önünde bulundurularak tahsili yoluna gidilmemesi gerekmektedir. Bu nedenle, daha önce 18/1/2017 tarihli ve 6770 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle 2828 sayılı Kanuna eklenen geçici 15 inci maddeyle yapılan uygulamanın tekrarı amaçlanmaktadır.
MADDE 14– Yapılan düzenleme ile Yeni Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle gerçekleştirilen kısa çalışma başvurulanmn alınması, değerlendirilmesi ve ödenmesine ilişkin işlemler ile nakdi ücret desteği ödemelerinde de Bakanlık ve Kurum personeline herhangi bir sorumluluk yüklenmemesi. Yeni Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle ödenen kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteği ödemelerinde hatalı işlemlerden kaynaklanan tüm fazla ödemelerin terkin kapsamma alınması, tahsil edilenlerin ise iade veya mahsup edilmemesi, kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı îş Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasmın (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkanimasına istinaden oluşan fazla ve yersiz ödemeler ile ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına konu olmuş kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteği ödemelerinin terkin kapsamı dışında tutulması, ceza soruşturması veya kovuşturması sonucu soruşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verilenler hakkında terkin hükümlerinin uygulanması amaçlanmaktadır.
MADDE 15– Turistik kolaylıklar kapsamında taşıt getiren kişilerin taşıtsız olarak yurt dışma çıkmaları durumunda taşıtı gümrük gözetimine bırakmaları ya da gümrük idaresine müracaat ederek veya e-Devlet üzerinden taşıtın başkası tarafından kullanılmayacağına ilişkin taahhütname vermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde 4458 sayılı Gümrük Kanununun 238 inci maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır. Ancak, söz konusu cezanın bahse konu fiil için orantısız şekilde yüksek olduğu değerlendirilmekte; keza, taşıt hak sahibi yurt dışındayken taşıtın kullamiması durumunda hem hak sahibi hem de kullanan kişi adına ayrıca anılan madde uyannca para cezası uygulanmaktadır. Bu doğrultuda 4458 sayılı Gümrük Kanununun 241 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 16– Turistik kolaylıklar kapsamında taşıt getiren kişilerin taşıtsız olarak yurt dışına çıkmaları durumunda, taşıtı gümrük gözetimine bırakmamaları ya da gümrük idaresine müracaat etmemeleri veya e-Devlet üzerinden taşıtın başkası tarafından kullamimayacağına ilişkin taahhütname vermemelerine ilişkin 241 inci maddenin altıncı fıkrasının (e) bendinde yapılan düzenlemenin, bu düzenlemeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğünden önce işlenip, tahsili gerçekleşmemiş fiiller hakkında da uygulanması temin edilmektedir.
MADDE 17– Günün teknolojisine uygun inovatif yeni iş modelleriyle bankacılık faaliyetinde bulunmak isteyen yeni nesil dijital (şubesiz) bankalar gibi oyuncuların riskini sınırlandırmak bakımından dünya örneklerinde olduğu gibi söz konusu oyunculara sınırlı veya kısıtlı faaliyet izni verilebilmesi önem arz etmektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 10 uncu maddesine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından aksi kararlaştırılmış olmadıkça. Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen bütün faaliyetleri aynı maddenin son fıkrasındaki sınırlamalar çerçevesinde kapsayacağı belirtilmiş olmakla birlikte, bu hüküm muğlaklık arz etmekte ve Kurulun bankalara faaliyet konuları bazında sımrlı veya kısıtlı faaliyet izni verip veremeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu çerçevede maddeyle, Kurulun, bankalara faaliyet konuları bazında smırlama veya kısıtlamalar getirmek suretiyle de faaliyet izni vermeye yetkili olduğunun netleştirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 18– 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile bankalara destek hizmeti sunan kuruluşlara ilişkin usul ve esas belirlemeye yönelik BDDK’ya kanun ile doğrudan verilmiş bir yetki bulunmamakta olup, maddeyle bu yetki eksikliğinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, bankaların müşterilerine sundukları hizmetlerin güvenli ve kesintisiz bir şekilde sürdürülmesinde önemli yeri bulunan hizmet sağlayıcıların uymaları gereken usul ve esasların belirlenmesi yetkisinin Kurula verilmesi sağlanmış olacak ve böylelikle bu yetki kapsamında belirlenmiş usul ve esaslara uyulmaması halinde Kanunun 148 inci maddesi uyarınca ilgili hizmet sağlayıcıya doğrudan idari yaptırım uygulanabilmesi de hukuki zemine kavuşmuş olacaktır. Söz konusu maddeyle ayrıca, 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer verilen en az beş banka ya da finansal kuruluş tarafından kurulacak şirketlerin tabi olacağı usul ve esasları belirleme yetkisinin Kurulda olduğunun da netleştirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 19– Maddeyle, 5411 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikle uyumlu olarak, sınırlı faaliyet izni verilen durumlarda bu smırlama veya kısıtlamalara uymayanların ya da 5411 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin son fıkrasındaki kısıtlamalara uymayanların tabi olacağı idari yaptınmın caydırıcı hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 20– Maddeyle, Sosyal Güvenlik Kurumunun gayrimenkullerinin iş ve işlemlerine ilişkin genel çerçevenin belirlenebilmesi, Kuruma bu konuda yönetmelik çıkartma yetkisinin tanınması ve ilgili mevzuat hükümleri arasındaki uyumsuzlukların giderilmesi amacıyla yasal düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 21– Sosyal Güvenlik Kurumu ile Götürü Bedel Üzerinden Sağlık Hizmetleri Alım Sözleşmesi ve Usul Esasları kapsamında; üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile 2022 yılı global ödeme tutarları belirlenmek suretiyle sözleşmeler imzalanmıştır. Yeni Koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle; üniversite sağlık hizmeti sunucularınca hizmetin ifasında mali güçlük yaşanmaması ve hizmetlerininsürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla ek sözleşmeler ile üniversite sağlık hizmeti sunucularına ek bütçe desteği sağlanmıştır. Pandemiyle mücadele sürecinde üniversite sağlık hizmeti sunucuları tarafından verilecek sağlık hizmetlerinin seyrindeki süregelen belirsizlik nedeniyle 2022 yılı toplam tahakkuk tutarlarının, 2021 yılı verilerine göre belirlenen 2022 yılı götürü bedel sözleşme tutarlarına göre düşük olması beklenmektedir. Götürü bedel sözleşme hükümleri gereğince, 2022 yılı götürü bedel sözleşme tutarından aşağıda kalan tahakkuk tutarları arasındaki fark üniversite hastanelerinin 2023 yılındaki alacaklarından mahsup edilecektir. Bu durum da kamu üniversite sağlık hizmeti sunuculannca 2023 yılında sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinde aksaklıklara neden olabileceğinden, 2022 yılında verdikleri sağlık hizmeti bedelinin götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda aradaki farkın terkin edilmesi ile kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularımn finansal sürdürülebilirliğinin desteklenmesi amaçlanmıştır. Terkin edilen bu tutarların, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanması amaçlanmaktadır.
MADDE 22– Ülkemizdeki ekonomik büyümede ve kalkınmada önemli bir payı olan sermaye şirketleri, faaliyetlerinin reel olarak büyümesi sonucu gereken fon ihtiyacının giderilmesi veya yeni yatırımlarının finansmanı amacıyla sermayelerini artırabilmektedirler. Bu şirketler vergisel düzenlemelerin sağlamış olduğu avantajlar ve enflasyonist dönemlerden olumsuz şekilde etkilenebilen sermayelerinin güncellenmesi ihtiyacı başta olmak üzere çeşitli nedenlerle de sermaye artırımına gidebilmektedirler. Sermaye artırımı ortaklarca şirket bünyesine konulan ayni veya nakdi sermaye şeklinde olabileceği gibi işletme faaliyetleri sonucu oluşan kârlar, yeniden değerleme fonları, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan fonlar, Kurumlar Vergisi Kanunu başta olmak üzere özel kanunları uyarınca ayrılması gereken fonlar gibi çeşitli kaynakların sermayeye aktarılması suretiyle de olabilmektedir. Ekonomik ve ticari aktivitenin bir sonucu olarak sermaye şirketleri muhtelif nedenlerle de sermayelerini azaltabilmektedirler. Bunlardan en bilinenleri şirketlerin içinde bulundukları ekonomik ve finansal durum sebebiyle bir kısım sermayelerinin atıl kalması, geçmiş yıl zararlarının sermaye azaltımı suretiyle itfa edilerek bilanço ve mali tabloların daha sağlıklı hale getirilmesi veya sermayeye ilave esnasında vergilendirilmeyen bazı kaynakların sermaye azaltımı yoluyla işletmeden çekilmek istenmesidir. Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında diğer unsurları da barındıran şirketlerde sermaye azaltımının sermayenin hangi unsurlarından yapıldığı hususunda idare ile mükellefler arasında görüş aynlıklan yaşanabilmekte, vergi kanunlarında bu hususu açıkça düzenleyen bir hüküm bulunmaması nedeniyle söz konusu durum zaman zaman yargı yoluna taşınan ihtilaf haline de gelebilmektedir. Yapılan düzenleme ile sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında farklı unsurları da barındıran şirketlerin sermayelerini azaltmaları durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususunun netleştirilmesi amaçlanmaktadır. Önerilen düzenlemeye göre; sermayeye aktarılan çeşitli kaynakları aktarıldığı tarihten itibaren;- Beş yıl boyunca sennaye azaltımı yapmayan kurumlarda, bu sürenin sonunda sermaye azaltılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacaktır.- Beş yıldan önce sermaye azaltımı yapan kurumlarda ise azaltılan sermayenin öncelikle; Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan, Daha sonra sadece kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi hesaplardan, Son olarak ise vergiye tabi olmayan nakdi ve ayni sermayeden, oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacaktır. Yapılan sermaye azaltımında seımayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması bazılarının ise aşmaması durumunda ise söz konusu kaynaklardan Öncelikli olarak sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı geçmemiş olanların çekildiği kabul edilecektir. Örneğin 10 milyon Türk lirası sermayesi olan bir kurumun, bu sermayesinin 7 milyon Türk lirasının ortaklar tarafından işletmeye nakden konulduğu, 2 milyon Türk lirasının geçmiş yıl kârlarının sermayeye ilavesinden 1 milyon Türk lirasımn ise enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı varsayıldığında, kurumun geçmiş yıl karları ile enflasyon düzeltmesi olumlu farklarım sermayesine ilave ettiği tarihten itibaren beş yıl boyunca sermaye azaltımına gitmemesi durumunda, bu sürenin sonundan itibaren yapılan sermaye azaltımında nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilecektir. Bu şartları haiz Kurumun sermayesini 2 milyon Türk lirası azaltması durumunda; azaltıma konu edilen tutarın 1 milyon 400 bin Türk lirasımn nakdi sermayeden, 400 bin Türk lirasının sermayeye ilave olunan geçmiş yıl karlarından, 200 bin Türk lirasının ise sermayeye eklenmiş enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı kabul edilecektir. Ancak, bu kaynakların sermayeye ilave edilmesinden itibaren beş yıl içerisinde Kurum tarafından sermaye azaltılması durumunda azaltıma konu edilen tutarın 1 milyon Türk lirasının sermayeye ilave olunan enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 1 milyon Türk lirasının ise geçmiş yıl karlanndan kaynaklandığı kabul edilecektir. Böylelikle sermayeye ilave olunan kaynakların en az beş yıl boyunca sermayede kalması özendirilerek, işletmelerin öz kaynaklarının güçlü kalması teşvik edilmektedir. Geçmiş yıl zararlarımn mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, azaltıma konu edilen sermaye unsurları da maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen hükümler kapsamında tespit edilecektir. Ancak bu tutarlar üzerinden kâr dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar kapsamında vergi kesintisi yapılmayacaktır. Öte yandan, maddenin son fıkrasıyla Hazine ve Maliye Bakanlığına maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmektedir.
MADDE 23– Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına göre mükelleflerin 2022 yılı sonuna kadar yabancı paraların ve altın hesabı bakiyelerinin Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çeviren mükelleflerin bu kapsamda açılacak mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları istisna kapsamına alınmıştır.Yapılan düzenleme ile Türk lirasına çevrilmesi gereken yabancı paraların ve altın hesabı bakiyelerinin Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevrilmesi gereken son tarih 31/12/2023 olarak belirlenmektedir. Ayrıca söz konusu maddenin dördüncü fıkrasının son cümlesinde yapılan değişiklik ile Cumhurbaşkanına istisnayı, 31/12/2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatma konusunda yetki verilmektedir.
MADDE 24-12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci maddesinin beşinci fılcrasıyla büyükşehir belediyesi bulunan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır. 28/3/2013 tarihli ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 59 uncu maddesiyle 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa eklenen 16/A maddesiyle de kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlıklar tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır. Daha önceden Maliye Bakanlığının hizmet birimi olan Milli Emlak Genel Müdürlüğü, 1 sayılı Cumlıurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 99 uncu ve 101 inci maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanhğımn hizmet birimi olarak düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeler uyarınca daha önce defterdarlıklar bünyesinde yer alan ve akaryakıt tasfiyesi ile ilgili iş ve işlemleri yürüten Milli Emlak Genel Müdürlüğüne bağlı milli emlak birimleri de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlanmıştır. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, 6360 sayılı Kanunla büyükşehir belediyesi bulunan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılması sebebiyle anılan Kanunun 34 üncü maddesiyle 14/2/1985 tarihli ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu ile İl Yatırım ve Hizmetlerine İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanuna eklenen 28/A maddesiyle büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kurulmuştur. 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 18 inci maddesiyle söz konusu maddede değişiklikler yapılmış, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının kuruluş, görev ve yetkileri ile diğer hususlar 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin İçişleri Bakanlığının teşkilatına ilişkin Dokuzuncu Bölümünde yer alan 273 üncü maddede düzenlenmiştir. Mezkûr madde uyarınca yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tamtımı, gerektiğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve koordine edilmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol hizmetlerinin yürütülmesi, ildeki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli olarak kurulmuştur. Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin olarak uygulamada yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla söz konusu iş ve işlemlerin il özel idarelerinin sorumluluğunda bulunması ve tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin bulunduğu yerlerde merkezi idareye ilişkin benzer görevleri ifa etmek üzere yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının kurulmuş olması sebebiyle kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin Hazine ve Maliye Bakanhğımn taşra teşkilatı olan defterdarlıklar yerine söz konusu başkanlıklar tarafından yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 25– Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlıklar yerine yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları tarafından yerine getirilmesi, söz konusu akaryakıtın satışı halinde satış bedellerinin genel bütçeye gelir kaydedilmek yerine ilgili il özel idaresinin veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığının bütçesine gelir kaydedilmesi ve teşkilatlarına ilişkin ilgili mevzuatta bazı bakanlıkların adında yapılan değişiklikler dikkate alınarak ibare değişiklikleri yapılması amaçlanmaktadır.
MADDE 26– Maddeyle, kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin iş ve işlemlerin il özel idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlıklar yerine yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları tarafından yerine getirilmesini sağlamak üzere yapılan düzenlemelere ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmekte, bu kapsamda defterdarlıkların veya çevre, şehircilik ve iklim değişikliği il müdürlüklerinin mülkiyetinde bulunan ve kaçak akaryakıtın tasfiyesi için kullanılan her türlü tesis, depo, araç ve gereç ile diğer tüm teknik teçhizatın bulunduğu yerdeki yatınm izleme ve koordinasyon başkanlığına devredilmesi ve söz konusu devirler gerçekleşene kadar kaçak akaryakıtın tasfiyesi için gerekli işlemlerin ilgili defterdarlık veya çevre, şehircilik ve iklim değişikliği il müdürlüklerince yürütülmeye devam edilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 27– Maddeyle, karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamamnda ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtların dikkate alınmayacağı hususunda düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 28– 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Kanununun 27 nci maddesinde içme-kullanma sularının teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu, kalite standartlarının sağlanması, kalite standartlarının izlenmesi ve denetimi ile ilgili usul ve esasların Sağlık Bakanlığınca belirleneceği, bu esaslara uygunluk bakımından belediye veya il özel idarelerinin sorumluluğunda bulunan içme sulanmn Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılacak veya yaptırılacak her türlü tetkik ve tahlil bedellerinin ilgili belediye veya il özel idaresince karşılanacağı öngörülmüştür. Î1 özel idarelerinin sorumluluğunda bulunan içme sularının Sağlık Bakanlığınca yapılan tetkik ve tahlil bedellerinin Ödenmesinde birikmiş faizlerin de etkisiyle güçlük yaşanması sebebiyle 30/9/2022 tarihine kadar ödenmemiş olan alacak tutarlarının ferîleriyle birlikte terkinine ve mahkemelere veya icraya intikal etmiş ihtilâfların sona erdirilmesine ilişkin hüküm getirilmektedir. Ayrıca, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanun ile kabul edilen 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü adı altında Sağlık Bakanlığının bir hizmet birimi olarak düzenlendiğinden “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” yerine “Sağlık Bakanlığı” denilmektedir.
MADDE 29– Maddeyle, gelişen teknoloji karşısında finansman şirketlerinin iş yapış şekillerinin de teknolojiye uyum sağlaması ve bu şirketlerin rekabet gücünün artıniması bakımından, finansman şirketlerinin kullandırdıkları kredi tutarlarını doğrudan aktarmak mecburiyetinde olduğu satıcılar ile önceden yapmaları gereken “genel sözleşmelerin” yazılı şekilde kurulabilmesinin yanında uzaktan iletişim araçları yoluyla mesafeli olarak elektronik ortamda da kurulabilmesine imkân tanınması amaçlanmaktadır.
MADDE 30– Maddeyle, 6361 sayılı Kanuna tabi şirketlerce kuruluş izni için aranan şartların ya da söz konusu şirket ortaklarınca kurucularda aranan şartların kaybedilmesinin, buşirketler için faaliyet izninin iptalini gerektirebilecek eylemler arasında olduğu düzenlenmekte, böylelikle bu gibi haller ile karşılaşılması halinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna söz konusu şirketlerin faaliyet iznini iptal edebilme yetkisi verilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 31– Maddeyle, hizmet sağlayıcılarının hali hazırda geçerli olan “cari yılda, üçer aylık dönemlerde geçici kurumlar vergisi kapsamında, toplam dört defa beyanname verme ve ödeme yapma” yükümlülükleri yılda bir kereye indirilmek suretiyle, iş ve işlemlerin sadeleştirilmesi, alacağın takibinde verimlilik ve hizmet sağlayıcıların yıllık nakit akışında fmansal kolaylık amaçlanmış olup bu çerçevede birinci fıkranın (a) bendinde değişiklik yapılmaktadır. Ayrıca bu Kanun hükümlerine göre yetkilendirilmiş posta hizmet sağlayıcılanmn bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki yükümlülüğünü yazılı ek süreye rağmen yerine getirmemesi durumunda, yetkilendirmelerinin Bakanlığın talebi üzerine Kurum tarafından iptal edilebileceğine yönelik düzenleme yapılmakta ve bu çerçevede ikinci fıkrada değişikliğe gidilmektedir. Evrensel posta hizmet yükümlüsü olan PTT hakkında ise yetkilendirme iptal hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Süresinde ödenmeyen katkı payı alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edileceği hükmü gecikme zammı uygulamasının başlayacağı tarih de belirtilmek suretiyle netleştirilmektedir.
MADDE 32-7338 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 inci maddesinde yapılan değişiklikle geçici kurumlar vergisi dönemlerinin dört dönemden üç döneme indirilmesi sonucu, evrensel posta hizmeti gelirlerinde gelir kaybı yaşanmaması ve dolayısıyla kamu gelirinin korunması amacıyla geçici düzenleme yapılması amaçlanmaktadır.
MADDE 33– Maddeyle, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılmakta ve maddeye yeni fıkra eklenmektedir. Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde düzenlenen müeyyidenin caydırıcı olmaması nedeniyle Kanunun uygulamasına ilişkin yapılan ikincil düzenlemelere konu alanlarda haksız rekabet artabilmekte, kayıt dişilik ve haksız ticari kazançlar ortaya çıkabilmektedir. Yapılan değişiklikle, bu olumsuzlukların ortadan kaldırılmasını teminen, aykırılık ile müeyyide arasında ölçülülüğün sağlanması ve mevzuatın uygulanabilirliğinin artırılması hedeflenerek idari para cezası tutarları alt ve üst sımrları belirlenerek güncellenmektedir. Ayrıca, Kanuna dayanılarak Bakanlıkça belirlenen kurallar, alman tedbirler ve yapılan ikincil düzenlemeler için birbirinden farklı idari para cezalarının öngörülmesi uygulamada belirsizliğe sebep olduğundan, bu belirsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla, Bakanlıkça belirlenen kurallar, alman tedbirler ve yapılan ikincil düzenlemelere aykınhklara karşı aynı idari para cezası öngörülmektedir. Aym fıkranın (h) bendinde yapılan düzenlemeyle, denetime tabi olanların daha yüksek meblağlarda ceza ile karşılaşacağı düşüncesiyle denetimi engelleyici faaliyetlerde bulunmasının önüne geçilmesi ve bu sayede Kanun kapsamında gerçekleştirilen denetimlerin etkinliğinin ve mevzuata uyumun artırılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, öngörülen idari para cezalarının alt ve üst sınırları belirlenerek güncellenmektedir. Bununla birlikte, idari para cezası muhatabının ölçeği, işlenen kabahatin niteliği ve niceliği gibi hususlar dikkate alınmaksızın herkes için aynı tutarda idari para cezası uygulanması, aykırılık ile müeyyide arasında orantısızhğa ve adaletsizliğe neden olmaktadır. Nitekim küçük ölçekli bir işletme için uygulanacak ceza yıkıcı etki doğurabilirken büyük ölçekli bir işletme için aym tutardaki ceza hiçbir caydırıcılık unsuru içermeyebilmektedir. Bu orantısızlık ve adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıylamaddeye eklenen fıkrayla; fiilin içeriği, müeyyidenin muhatabı gerçek veya tüzel kişilerin ekonomik büyüklükleri, aykırılık neticesinde elde edilen menfaatin ve neden olunan zararın büyüklüğü gibi unsurlar dikkate alınarak değişikliğe konu cezalar alt ve üst sınırları belirlenerek düzenlenmekte ve bu sayede somut olay adaletinin sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 34-6585 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) ve (h) bent hükümlerine ilişkin ceza artırıldığı için, maddeyle; artırılan cezanın tekraren 2023 takvim yılı için yeniden değerleme oranında artırım uygulanmaması temin edilmektedir.
MADDE 35-11/07/2019 tarihli ve 7183 sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımn karar alma organı olan Yönetim Kurulu başkamnın Tanıtma Genel Müdürlüğünden sorumlu Bakan Yardımcısı olarak belirlenmesi düzenlenmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise İcra Kurulu belirleme yetkisi Bakan Yardımcısına verilmiştir. Ayrıca ülkemizde kamu-özel sektör iş birliği ile yönetilen ve ağırlıklı olarak seçimle işbaşına gelen özel sektör temsilcilerinden oluşan Yönetim Kurulunun Bakanlık turizm işletmesi belgeli bileşik tesisler ve konaklama tesislerinin bulundukları bölgelerdeki sayıları dikkate alınarak Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerinin temsilci sayıları artırılmıştır. Ayrıca turizm payı alınan Bakanlıktan turizm işletme belgeli yeme içme ve eğlence tesisleri ile deniz turizmi tesislerinin temsilini sağlamak üzere ülke çapında seçimle üç yıl süreyle belirlenecek bir üye ile temsil edilmesine ilişkin hüküm getirilmiştir. Söz konusu değişiklik ile Türkiye Turizm Tamtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunda seçim ile işbaşına gelen özel sektör temsilci sayısı artırılmış ve Yönetim Kurulunda işletmelerin belge türü bakımından temsili sağlanmıştır.
MADDE 36– Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan değişikliklerle; Turizm Payı ile ilgili olarak 1/1/2024 tarihinden geçerli olmak üzere turizm payı oranları yeniden düzenlenmiş, söz konusu maddeyle tanıtım faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak ülkemize gelen ziyaretçi sayısı ile turizm gelirindeki artış ve buna bağlı olarak gün geçtikçe büyüyen turizm sektörünün turizm payı alınmasına esas cirolarında meydana gelecek büjmme ile bir arada düşünüldüğünde, turizm payı alman işletmelerin turizm payı oranları azaltılmıştır. Bakanlık turizm işletme belgeli deniz turizmi araçlarından turizm payı alınmasına ilişkin düzenleme yürürlükten kaldmlmıştır. Buna bağlı olarak yapılan değerlendirmeler neticesinde, turizm alamnda etkinlikleri ve elde edilen gelirleri bakımından turizm payı alınan mükellefler ile bu mükelleflerden alman pay oranlarının yeniden düzenlenmesi gereloniştir. Ayrıca yine aynı maddeyle Bakanlıktan turizm işletme belgeli deniz turizmi araçlarından turizm payı alınmasına son verilmiştir.
MADDE 37– Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile seçim sürecine girilmiş olsa dahi, seçime yönelik iş ve işlemlerde gecikmeksizin uygulanacağı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yönetim Kurulu üye seçimlerinin yapılmasına 30 günden az süre kalması halinde seçimlerin iki aya kadar erteleneceği ve seçimin yapılmasına ilişkin usul esasların Bakanlıkça belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
MADDE 38– Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan turizm paylannm alınmasına ilişkin geçici madde düzenlenerek Bakanlıktan belgeli deniz turizmi araçları bakımından 31/12/2022 tarihine kadar turizm payı ödemelerine ilişkin düzenleme getirilmektedir.
MADDE 39– Maddeyle, eşya piyangosu ve çekiliş düzenlemek isteyen başvuru sahiplerince İdarece alınmakta olan izin bedellerine yönelik muhtelif itirazların yapılmaktaolmasının yanısıra, Milli Piyango İdaresi Yönetim Kurulunun izin bedelleri ile ilgili kararlarının iptali istemiyle idari yargıda İdare aleyhine hukuki süreç başlatılması nedeniyle İdarece alınan izin bedelleri ile ilgili hükümlerin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 40– Milli Piyango İdaresinin yetkisi dahilindeki şans oyunları ile üçüncü kişiler tarafından bir mal veya hizmetin pazarlanması faaliyetleri kapsamında, ancak, İdareden izin alınması koşuluyla düzenlenebilen karşılığı nakit olmayan (eşya) piyangolarımn yasadışı veya izinsiz olarak düzenlenmesi veyahut gerekli izin alınmakla birlikte yükümlülüklerinin tam veya süresinde yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımı düzenleyen 320 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 52 nci maddesinin yürürlüğünün kanunlaşma şartına bağlanmış olmasına karşın, bu güne kadar söz konusu madde kanunlaşmadığından, başta internet ortamı ve sosyal medya platformları olmak üzere İdarenin yetkisi dahilindeki şans oyunlarının yasadışı olarak oynatılması yönündeki girişimlerin her geçen gün daha da arttığı, şans oyunlarının tamamen güvene dayalı olmasına ve bu güvenin kazanılmasının yıllar sürmesine karşın, bazı yazılı ve görsel basın ile internet sitelerinde ve sosyal medya üzerinden İdare ve düzenlediği şans oyunları ve çekilişleriyle ilgili olarak hile, usulsüzlük, yolsuzluk yapıldığı, faaliyetlerinin şaibeli olduğu şeklinde sık sık ve çok sayıda haber yapılarak ve sosyal medya platformları üzerinden paylaşımlarda bulunulmasının İdare ve düzenlediği şans oyunlarına duyulan güveni ciddi bir şekilde menfi olarak etkilediği, dolayısıyla şans oyunlarından elde edilen hasılatta ve Hazineye vergi ve kamu payı olarak aktarılan kaynaklarda hedeflenen artışın sağlanmasının mümkün olmadığı, bu durumun aym zamanda fiziki ve internet ortamında illegal olarak düzenlenen şans ve bahis oyunlarına olan talebin artmasına sebebiyet verdiği, öte yandan internet ortamında illegal olarak oynatılan oyunların bir çoğunun yurtdışı orijinli olarak organize edilmesi nedeniyle haklarında Türk Ceza Kanununun 228 inci maddesindeki yaptırımların uygulanamadığı, zira illegal olarak şans oyunu oynatan internet sitelerinin engellenen alan adlarını kısa sürede değiştirmek suretiyle aldıkları başka internet adreslerinden oyun oynatmaya devam ettikleri, suç ve suçlularla etkin bir şekilde mücadele edilmesi açısından illegal olarak oyun oynatanların yam sıra söz konusu oyunlara iştirak edenlere yönelik olarak da etkili bir şekilde yaptırım uygulanmasının gerekli olduğu, diğer yandan son zamanlarda İdareden izin almaksızın fiziki veya internet ortamı ile sosyal medya platformları üzerinden karşılığı nakit olmayan eşya piyangolarımn düzenlenmesi yolundaki girişimlerde büyük bir artış gözlemlendiği, ayrıca İdarenin izni ile düzenlenen eşya piyangolarında da zaman zaman düzenleyicilerin iştirakçi ve talihlilere karşı olan yükümlülüklerini tam ve süresinde yerine getirmedikleri belirlenmiş olup, maddeyle yukarıda belirtilen sakıncaların bertaraf edilmesi amaçlanmaktadır. Öte yandan, 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İdarenin teşkilât ve görevlerine dair usul ve esaslar yeniden düzenlenmiş olup, bu kapsamda, söz konusu kararnamenin 285’inci maddesi uyarmca İdareye 320 sayılı KHK’de yer alan mevcut görev ve yetkilerinin yanısıra, “her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları tertip etmek” görevi de verilmiştir. Bu bağlamda, maddede geçen “müşterek bahis veya benzeri oyunlara” ilişkin cezai müeyyideler; spor müsabakaları ve at yarışları dışında kalan müşterek bahis oyunlarım kapsamakta olup, spor müsabakaları ve at yarışları üzerine oynanan müşterek bahislere dair hususların ilgili kurumlar tarafından kendi mevzuatları gereğince değerlendirileceği tabiidir.
MADDE 41-11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ve ek 10 uncu maddenin ikinci fıkrasında yer alan “avukatlık vekalet ücreti” ibaresinin, 20/7/2022 tarihli ve 31898 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Anayasa Mahkemesi’nin 1/6/2022 tarihli ve B.2022/19, K.2022/74sayılı Kararı ile anılan düzenlemenin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin dayanağını oluşturan 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmesi ve iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş olması nedeniyle, söz konusu hükmün yeniden düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 42– Mevzuata aykırılıkları saptanan bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlanna Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından sadece faaliyet izninin askıya alınması veya iptal edilmesi yaptırımları uygulanmamaktadır. Bu nedenle (e) bendindeki değişiklik ile bent metninin tüm yaptırımları kapsayacak şekilde genel olarak yazılması amaçlanmaktadır. Düzenlenen alan itibarıyla sadece denetim kuruluşları ve denetçiler üzerinde yetkisi olan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun finansal tablolarımn hazırlanması için gerekli standartlan belirlediği işletmelere yönelik de gözetim ve denetim yetkisinin alınmasımn kamu adına etkin gözetim faaliyeti yapılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle (n) bendindeki değişiklik ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartlan Kuruluna bu konuda yetki verilmesi amaçlanmaktadır. Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı tarafından yayımlanan standartları mevzuatımıza kazandıran Kurum olan ve hâlihazırda Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı ile Uluslararası Muhasebe Standartlarını yayımlama konusunda telif anlaşması bulunan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından sürdürülebilirliğe ilişkin standartların da belirlenmesi, yayımlanması ve bu konularda denetim yapacakların yetkilendirilmesi ve gözetime tabi tutulması amacıyla (ö) bendindeki öneri ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kuruluna bu konuda yetki verilmesi amaçlanmaktadır (p) bendindeki değişiklikle, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartlan Kurulunun görev ve yetkileri arasına bağımsız denetim kapsamındaki işletmelerden bilgi sistemleri denetimine tabi olacakların belirlenmesi ve bilgi sistemleri denetçilerinin ve kuruluşlarımn yetkilendirilmesi, resmi sicile kaydedilmesi, çalışmalarının mevzuata uygunluğunun inceleme ve denetiminin yapılması, inceleme ve denetimler sonucunda gerekmesi durumunda bunlara yaptırımlar uygulanmasının dahil edilmesi amaçlanmaktadır (r) bendi için öngörülen değişiklik ile başta muhasebe, denetim, sürdürülebilirlik, bilgi sistemleri standartları olmak üzere Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun düzenlemekle sorumlu olduğu alanlara ilişkin kurs ve eğitim programlarımn düzenlenmesi, sınav ve tescil işlemlerinin yürütülmesi amacıyla bu alanlarda faaliyette bulunacak özel hukuk hükümlerine tabi bir merkez kurulması amaçlanmaktadır.
MADDE 43– Maddeyle, kurumsal gelişim ve ilerlemeye yönelik olarak Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu yetki ve görevleri içerisinde birçok alanda gerçekleştirilmesi hedeflenen yeni çalışmalar ile uygulamaya konulması planlanan çok sayıda hedef projelerinin, daire başkanlıklannın fonksiyon ve görevlerinde sorumluluklanm ve iş yükünü artıracağı dikkate almarak, hizmet verimliliğini artıracak yeni organizasyonel yapı ile faaliyetlerin ayrı birim veya alt birim personeli tarafından yürütülmesi, birimler arasında görev, yetki ve sorumluluk eş güdümünün sağlanması suretiyle, diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlann düzenlemeleri de dikkate almarak, iş ve işlemlerde süreklilik ve düzenliliğinin artırılması amaçlanmaktadır.
MADDE 44– Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yapılan değişiklikle; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından inceleme yapılacak denetim kuruluşlarının belirlenmesinde dikkate alınacak sürenin hesaplanmasında uygulamada karşılaşılan karışıklıkların giderilmesi, KAYÎK denetimlerine daha fazla yoğunlaşılması ve busayede Kurum kaynaklarımn verimli kullamiması ve kalite güvence sisteminin etkinliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Maddenin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle; denetim kuruluştan, bağımsız denetçiler ve bilgi sistemi yapanlar ayrı ayrı ifade edilerek her birine eylemleri dolayısı ile yaptırım uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir. Maddeye eklenen sekizinci fıkra ile yaptırım uygulananlara bu yaptırımlarla veya bunlardan ayrı olarak ilave eğitim alma zorunluluğu getirilmesinin mümkün kılınması amaçlanmaktadır.
MADDE 45– Maddeyle, 660 sayılı KHK’ da yapılması Öngörülen değişikliklere uygun olarak mevcut ikincil düzenlemelerde değişiklik yapılabilmesi ve/veya yeni ikincil düzenlemeler çıkarılabilmesi amaçlanmaktadır. MADDE 46- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetki ve görevleri içerisinde birçok alanda gerçekleştirilmesi hedeflenen yeni çalışmalar ile uygulamaya konulması planlanan çok sayıda hedef projelerinin, daire başkanlıklarının fonksiyon ve görevlerinde sorumluluklanm ve iş yükünü artıracağı dikkate almarak, hizmet verimliliğini artıracak yeni organizasyonel yapı ile faaliyetlerin ayrı birim veya alt birim personeli tarafmdan 5dirütülmesi, birimler arasında görev, yetki ve sorumluluk eş güdümünün sağlanması için 660 sayılı KHK’da 198 olarak belirlenen toplam kadro sayısının artırılması amaçlanmaktadır.
GEÇİCİ MADDE 1– Maddeyle, işverenler tarafmdan çalışanlara elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerine karşılık olmak üzere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2023 yılı Haziran ayı sonuna kadar, mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000 TL’yi aşmayan ödemelerin prime esas kazanca dahil edilmemesi ve gelir vergisinden istisna edilmesi sağlanarak bu ödemeler teşvik edilmektedir.
GEÇİCİ MADDE 2– Maddeyle, borçlusu gerçek kişi olan ve İcra ve İflas Kanunu veya Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklanna İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun kapsamında icra takibi başlatılmış olan küçük alacakların tasfiyesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Küçük alacak olarak, 15/8/2022 tarihine kadar icra takibi başlatılmış bulunan ve her bir takip dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dâhil 2.000 Türk lirası ve altındaki alacaklar dikkate alınmaktadır. Bu tutarın üzerinde takip başlatılmış olmakla birlikte aynı tarih itibarıyla takip bakiyesi bu tutar ve altına inmiş icra takipleri de küçük alacak kapsammda olacaktır. Maddeyle küçük alacak olarak tanımlanan alacaklarından feragat eden mükelleflere bu alacaklarım Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değersiz alacak kabul ederek kayıtlarından çıkarma imkâm sağlanmaktadır. Bu şekilde kayıtlardan çıkarılan alacaklara ilişkin daha önce hesaplanarak beyan edilen katma değer vergisi ve özel iletişim vergisi, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Gider Vergileri Kanunu hükümlerine istinaden söz konusu vergilerden indirim konusu yapılabilecektir. Böylece, alacaklısımn gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına veya alacakların abonelik sözleşmelerinden kaynaklamp kaynaklanmadığına bakılmaksızın icra takibinden feragat edilen alacaklara ilişkin daha önce yerine getirilmiş vergisel yükümlülükler telafi edilmektedir. Ayrıca, vergi dışındaki Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, telsiz kullanma ücreti gibi kamusal yükümlülükleri bulunan işletmelerin feragat ettikleri alacakları nedeniyle daha önce yerine getirdikleri bu yükümlülüklerin belli bir oranda giderilebilmesi amacıyla düzenleme önerilmektedir. Bu kapsamda, Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesine göre Hazine payı ödemekle yükümlü GSM operatörleri ve yetkilendirilmiş diğer işletmecilerin, maddehükmünden yararlanarak alacaklanmn takibinden vazgeçmeleri durumunda, takibinden vazgeçtikleri tutar içinde Hazine payı hesaplanmasım gerektirir alacak bulunması koşuluyla, ilgili icra dosyasındaki takip tutannm yüzde 18’inin ödemeleri gereken Hazine paylarından mahsup edilmek suretiyle iade edilmesi öngörülmektedir. Benzer şekilde. Elektronik Haberleşme Kanunu çerçevesinde Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından yetkilendirilen ve Evrensel Hizmet Kanunu kapsamında evrensel hizmet katkı payı ödeme yükümlülüğü bulunan işletmecilerin ilgili icra dosyasındaki takip tutanmn yüzde l’i, ödemeleri gereken evrensel hizmet katkı paylarından mahsup edilmek suretiyle iade edilecektir. Söz konusu icra takiplerinin sonlandınimasını teşvik etmek amacıyla Harçlar Kanununun 23 üncü maddesi uyarınca icra takibinden vazgeçme nedeniyle alınması gereken harç ile Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunda düzenlenen harcın alınmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Maddede ayrıca, taraflann birbirinden takip giderleri ve vekâlet ücreti talep edemeyeceği belirtilerek bu husustaki tereddütler giderilmekte, madde hükmünden yararlananların maddeyle sağlanan imkânlar dışında ilgili idareden herhangi bir yasal yükümlülüğün iadesi, vekalet ücreti, yargılama gideri ve benzeri başkaca bir hak ve alacak talebinde bulunamayacağı hükmü getirilmektedir. Son olarak maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların konunun tarafı olan Adalet Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakaniiğmm görüşü alınmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceğine ilişkin yetki düzenlemesi, yapılmaktadır.
GEÇİCİ MADDE 3– Küçük tutarlı alacaklar nedeniyle oluşan icra takiplerinin azaltılması amacıyla Bankacılık Kanunu kapsamında faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerince, banka ve diğer mali kurum ve kuruluşlardan 15/8/2022 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla devir ve temlik alınan ve Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla anapara takip bakiyesi 2.500 Türk lirası ve altında bulunan bireysel nitelikli her türlü kredi sözleşmesinden kaynaklı alacakların anapara borç tutarının yüzde ellisinin Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden aktarılacak tutarla ödenmesi yoluyla tasfiyesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda yapılacak ödemeye bağlı olarak varlık yönetim şirketlerince kalan anapara tutarı ile bu alacak nedeniyle hesaplanmış faiz, masraf, vekalet ücretleri ve benzeri alacakların takibinden feragat edilecektir. Madde kapsamında tasfiye edilen alacaklar nedeniyle, Hazine ve Maliye Bakanlığından veya varlık yönetim şirketlerinden, vekalet ücreti, yargılama gideri ve benzeri başkaca bir hak ve alacak talebinde bulunulmayacaktır. Bu şekilde tasfiye edilen alacakların takibi nedeniyle alınması gereken harçlardan vazgeçilmekte ve Hazine tarafından yapılan ödemeler nedeniyle varlık yönetim şirketlerinin lehe aldıkları paralar nedeniyle banka ve sigorta muameleleri vergisi alınmaması sağlanmaktadır.
GEÇİCİ MADDE 4– COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 11/3/2020 tarihinden itibaren muhtelif tedbirler alınmış ve bu kapsamda maske takma zorunluluğu, sokağa çıkma yasağı gibi alınan tedbirlere uyulmaması nedeniyle Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezaları uygulanmıştır. Ancak, konu ile ilgili yeterli bilgisi olmaması nedeniyle getirilen kurallara uyamadığım ve bunları ödemekte çok zor duruma düşeceğini belirten vatandaşlarımızın talepleri dikkate alınarak halen ödenmemiş bulunan cezaların tahsilinden vazgeçilmesi yönünde düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 47- Yürürlük maddesidir.
MADDE 48- Yürütme maddesidir.